Hakan Albayrak
İHH ekipleri yollarda
İHH İnsani Yardım Vakfı’nın internet sitesinde, dünyanın dört bir yanındaki yardım faaliyetlerine katılan gönüllülerin hatıraları naklediliyor.
Birbirinden bereketli infak seferlerinim birbirinden güzel hikâyeleri.
Okudum, içim açıldı.
***
Sümeyye Bayram, 2019’da Etiyopya’ya gitmiş.
“Uzun kara yolculukları yorucu olsa da ulaştığımız her yerde sevinçle karşılandık. Hayatımda hiç bu kadar sıcak ve samimi karşılanmadım, diyebilirim. Ümmet olmayı hissettim” diye anlatıyor.
İHH’nın geçen yıllarda -geçimlerini sağlayabilmeleri için- süt ineği verdiği yetim ailelerinden birine uğrayıp Türkiye’den selam getirdiğini söyleyince, anne müthiş bir sevinç ve içtenlikle sarılmış kendisine; öyle ki, “yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissettim” diyor Sümeyye kardeşimiz.
“Bereketin ne olduğunu, iyiliğin paylaştıkça nasıl büyüdüğünü” gözleriyle görmüş orada.
Türkiyeli hayırseverler sayesinde sahip olduğu ineğin yavrularını satarak evlerini tadilattan geçirtmiş ve yeni bir oda ekletmiş dul anne; o odayı, eşini kaybeden bir kadına ve çocuklarına tahsis etmiş; sütten ve buzağılardan elde ettiği kazançla hem kendi yetimlerinin hem de başka bir yetim ailesinin geçimini sağlıyormuş.
“Bir inekle başlayan iyilik bereketlenmiş, iki yetim ailesinin gelir kapısı olmuş” elhamdülillah.
***
2019 Ramazanını Uzakdoğu’da geçiren Bekir Arslan’ın notlarından:
“Ne onların beni anlayabileceği, ne de benim onları anlayabileceğim ortak bir dil var. Konuşmuyoruz zaten, selamlaşıyor, sarılıyor ve gülümsüyoruz sadece. Ortak dilimiz yok ama binlerce kilometre öteden onlar için geldiğimi biliyorlar. Ben de onların sofrasına buyur edildiğimi biliyorum. Güney Asya’nın azınlıklarından Çam Müslümanlarının yanında, Vietnam’dayım. Diyar köylerden, nehrin karşı kıyılarından duyan geliyor. Akşama büyük davet var. İftar menüsü oldukça sade: pirinç ve yöresel otlardan yapılmış çorba. Dualar ediliyor, ezan okunuyor. Ortak dilimiz yok dedim ama aynı çatının altında aynı dualarla aynı çorbaya kaşık sallıyoruz. Anlaştığımız dil ezan oluyor, soframız iftar, çatımız Ramazan, yurdumuz Dünya. Yolculuk boyunca Türkiye’den sırtlandığımız bağış emanetlerini köy köy dolaşıp sahiplerine ulaştırıyoruz. Kimi zaman bir paket kumanya, kimi zaman da bir kap iftar yemeği. Ramazan birlikte güzelleşiyor, birlikte bereketleniyor.”
***
İdlib’in Deir Hassan köyündeki mülteci kampı / çadır kent, Ocak 2021.
Eşi Esed rejiminin zindanında olan Fatma ve iki çocuğu (dokuz yaşındaki Hamza ve sekiz yaşındaki Süleyman), yağmur geçiren buz gibi çadırlarına İHH ekibinin eşliğinde veda ediyor.
İliklerine kadar üşüdükleri zifiri karanlık geceler sona erdi artık.
İHH’nın inşa ettiği iki odalı, elektrikli, çatısı akıtmayan briket evlerden (“Yaşam Evleri”) birine taşınıyorlar.
Ahmet Fatih Madanoğlu anlatıyor:
“Çadırdan çıkıp yeni evlerine doğru koşarken Fatma’nın iki oğluna takıldı gözüm. İkisi de ayaklarına bakarak koşuyordu. Hediye ettiğimiz yeni çizmelerini çok sevmişlerdi. Bir umudun koşusuydu bu belki de. Fatma da eşini daha güvenli bir evde bekleyecekti.”
***
Koronavirüs salgınından mütevellit muazzam mağduriyetler nedeniyle geçen sene Türkiye’ye yoğunlaşan (ama Suriye, Libya, Yemen gibi bazı kriz bölgelerini de ihmal etmeyen) İHH’nın, yurt içinde, yetim aileleri başta olmak üzere ihtiyaç sahibi ailelere 10 milyon TL nakdi yardım, 100 bin kumanya paketi ve 10 bin hijyen kolisi dağıttığını, Ramazan’daki yardım faaliyetlerini de daha ziyade Türkiye’ye hasrettiğini belirtmeden geçmeyelim.
***
Yine bir Ramazan ayındayız ve İHH ekipleri her zamanki gibi mağdurların, mazlumların imdadına koşuyor, kendilerine emanet edilen zekâtları, fitreleri, sadakaları ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
İHH’nın seferberliğine katılmak için bkz. www.ihh.org.tr
Allah, hayırlarınızı kabul eylesin.