Hasan Karakaya
İhsanoğlu, Bay Kılıçdaroğlu’nun “katil” dediği adamla omuz omuza!
Dünkü Akit’in manşetinde “Jurnalci Kemal” başlığı ile verilen haberde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Türkiye’yi dünyaya jurnallediği”nden söz ediliyordu... Ben de, bunun üzerine; dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in; bir “12 Eylül mağduru” olmasına rağmen, “12 Eylül Rejimi” ile ilgili görüşlerini soran “Batılı gazeteciler”e; “Ben, yurdumun iç meselelerini burada sizinle tartışamam” dediğini aktarmıştım...
Bu tavır, elbette “devlet adamlığı” farkını gösteriyordu... Beklerdik ki, Bay Kılıçdaroğlu da, Ecevit’i “örnek” alsın ve “Ülkesini Batı’ya jurnallemek”ten vazgeçsin!..
Ama, ne gezer!..
Bay Kılıçdaroğlu; “CHP ve MHP’nin cumhurbaşkanı adayı” olarak önerdiği Ekmeleddin İhsanoğlu’nu “Avrupalı Türklere tanıtmak” için gittiği Almanya’nın Köln şehrinde Köln Radyosu’na konuk olmuş... Suriye ve Irak’taki çatışmalarla ilgili bir soruya şu cevabı vermiş:
“Üzülerek söylüyorum ama IŞİD’in kullandığı silahların büyük bir kısmı Türkiye’den giden silahlar maalesef. Siz saygın bir ülke olarak, TIR’larla nasıl Suriye’de terör örgütlerinin eline silah verirsiniz? Komşuda yangın var, yangını söndüreceğiniz yerde benzin bidonlarıyla oraya gidiyorsunuz ve o size sıçrıyor. Bakın Cilvegözü’ndeki ve Reyhanlı’daki patlamaya. Bizim insanlarımız hayatlarını kaybettiler, faturayı biz ödedik.”
Bay Kılıçdaroğlu, bu ifadeleri “üzülerek” kullandığını söylüyor ama, şahsen ben “üzüldüğünü” hiç düşünmüyorum...
Tam aksine;
BM veya uluslararası bir başka kuruluş, Kılıçdaroğlu’nun bu ifadelerini “delil” kabul edip, Türkiye’yi “terör örgütlerine destek veren ülkeler” listesine alsa ve “ambargo” uygulasa çok sevinir, “zil”leri parmağına geçirip, şıkıdım şıkıdım oynar!..
Böyle bir “jurnalci genel başkan”dan “devlet adamlığı” beklenir mi, beklenmez mi sorusunun takdirini kamuoyuna bırakıyor ve Kılıçdaroğlu’nun ne kadar “öngörülü” olduğunu ve nasıl “isabetli bir tercih” yaptığını, bir “örnek”le gözler önüne sermek istiyorum...
Hem de; “yer, isim ve tarih”leriyle...
ÖVE ÖVE BİTİREMEDİ
Efendim, Bay Kılıçdaroğlu, Köln’deki temasları esnasında, “CHP ve MHP’nin ortak Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu”nu tanıtırken, aynen şu ifadeleri kullanmış:
“Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Türkiye’de yaptığımız gibi burada da tanıtmaya çalışacağız... Sayın İhsanoğlu kimdir, eserleri nedir, bugüne kadar ne yapmıştır, birikimi nedir, cumhurbaşkanı olduğu zaman ülkenin yönetiminde ne tür bir amaç güdüyor? Anayasaya, laik, demokratik sosyal hukuk devletine, cumhuriyetin ve halkın değerlerine bağlılığını anlatacağız. Ekmeleddin İhsanoğlu Bey’de bunlar var. İslâm Konferansı Örgütü’nde Genel Sekreterlik yaptı... Kadın-erkek eşitliğini savundu..”
Görüyorsunuz ya;
“Daha önce tanımadığı” bir adam hakkında, maşallah bülbül gibi konuşuyor... “Tanımadığı” bir adam hakkında bunları söyleyebiliyorsa; insan merak ediyor; “Ya bir de tanısaydı” Allah bilir neler döktürürdü?!?..
ÖMER EL BEŞİR İÇİN DEDİKLERİ
Bunu söyledikten sonra, gelin Bay Kılıçdaroğlu’nun “CHP’nin 34. Olağan Kurultayı”nda sarf ettiği sözlere bir bakalım...
18 Temmuz 2012 tarihli Cumhuriyet’in manşetinde “Değişim vurgusu” başlığı ile yer alan haberde, Kılıçdaroğlu’nun “dış politikada çifte standart olamaz” sözlerine yer veriliyor ve diğer sözleri de şöyle aktarılıyor: “Suriye’de katliam var diye sabah akşam savaş tamtamları çalacaksın, öbür taraftan milyonlarca insanı katleden uluslararası tutuklama emri olan yargılanan Ömer El Beşir’i de Türkiye’ye çağırıp ‘merhaba’ diyeceksin. Türkiye Cumhuriyeti’nin katillerle işi yoktur. Uluslararası mahkemelerin mahkûm ettiği bir katili hangi yüzle, anlayışla Türkiye’ye davet ediyorsun.”
Devam edelim...
Tarih 26 Mart 2014...
Yani, seçimlerden 4 gün önce...
Bay Kemal Kılıçdaroğlu Denizli’dedir ve o günkü Hürriyet’te, “Sudan’a kaçacak” başlıklı bir haber vardır ve şöyle devam etmektedir: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; partisinin iktidarında Başbakan Erdoğan’ın yurtdışına kaçacağını ileri sürerek, dedi ki;
“Ona uygun bir ülke buldum. Ömer El Beşir’in ülkesi Sudan... Ömer El Beşir’in yanına kaçacak...
Evet, Ömer El Beşir’in yanına kaçacak. Ömer El Beşir, katliamdan uluslararası mahkemede mahkûm oldu. Gencecik binlerce çocuğu öldürdü, yolsuzluk yaptı. Gelsinler yan yana konuşsunlar.”
Demek ki, neymiş; Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, “katliam mahkûmu”dur, “gencecik binlerce çocuğun katili”dir, “yolsuzluk” yapmıştır!..
Peki, böyle midir?..
İHSANOĞLU NE DİYOR?
Gelin, bu sorunun cevabını; “Kılıçdaroğlu’nun öve öve bitiremediği Ekmeleddin İhsanoğlu”na soralım ve cevabı da ondan alalım...
Tarih, 6 Mart 2009...
O günkü gazeteler; 22 gün boyunca havadan, karadan ve denizden Gazze’deki sivil halkın üzerine bomba yağdıran, 1500’e yakın Filistinli’yi şehid eden terör devleti İsrail’e karşı sessiz kalan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El-Beşir hakkında verdiği tutuklama kararına karşı gösterilen tepkilere yer vermektedir...
Beşir hakkındaki “tutuklama” kararına “ABD yandaşı Batılı ülkeler” alkış tutarken, İslâm Konferansı’na bağlı ülkeler ile İran, Çin ve Rusya tepki göstermektedir.
İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Beşir hakkında verdiği kararın “hayal kırıklığı oluşturduğunu” söyler ve “şiddetle reddettiğini” belirttiği kararın “güçlü bir muhakemeden uzak” olduğunu ifade eder... Açıklamasında; Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu kararının konu Darfur’daki çatışmalara erken bir çözüm bulunmasını kolaylaştırmaya yönelik devam eden çabalar ile Sudan’da daimi bir barış ve uzlaşma sağlanmasına yönelik teşviklere ciddi zarar vereceğini dile getirir... İhsanoğlu ayrıca alınan kararın, ülke ve tüm bölge için tehlikeli sonuçlara ve istikrarsızlaşmaya yol açabileceği uyarısında bulunur...
Bununla da yetinmez İhsanoğlu...
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton; “Ömer El Beşir suçsuz olduğuna inanıyorsa, bunu mahkemede ispatlamalıdır” derken, Ekmeleddin İhsanoğlu; Gazze’de olup bitenlere tüm dünyanın şahit olduğunu ama İsrail aleyhine hiçbir adım atılmadığını söyler ve der ki; “Ömer El Beşir hakkındaki karar, çifte standarttır.”
ÖMER EL BEŞİR’İ ZİYARET!
Dahasını da yapar İhsanoğlu...
Tarih 15 Mart 2009...
O günkü gazetelerde şöyle bir haber yer alır:
“İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Sudan’ın başkenti Hartum’da temaslarda bulundu... Havaalanında Türkiye’nin Hartum Büyükelçisi Mehmet Fatih Ceylan ve Sudanlı yetkililer tarafından karşılanan İhsanoğlu, daha sonra Başkanlık Sarayı’nda Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir tarafından kabul edildi... El Beşir, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) hakkındaki tutuklama kararının ardından ilk defa bir araya geldiği İhsanoğlu ile bir saatten fazla görüştü.”
Devam edelim mi...
Tarih, Nisan 2013...
Sudan Hükümeti ile ülkedeki en büyük isyancı gruplardan AEH arasında, Katar’ın başkenti Doha’da bir “barış anlaşması” imzalanır ve çatışmalar sona erer... O törende, Ekmeleddin İhsanoğlu da vardır...
Ve ayrıca, Ömer El Beşir;
Halen “Sudan Devlet Başkanı”dır!..
KİM DOĞRU SÖYLÜYOR?
Şunu söylemeye çalışıyorum:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, daha yakın bir zamana kadar, “Erdoğan onun yanına kaçacak” dediği ve “katil” olarak ilân ettiği Ömer El Beşir; Bay Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanı adayı” gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu tarafından “savunulmuş” ve onun hakkında verilen “tutuklama” kararı “barış çabalarına darbe” ve “çifte standart” olarak değerlendirilmiştir.
Şimdi sormalı değil miyiz;
Ekmeleddin İhsanoğlu mu doğru söylemektedir, Bay Kılıçdaroğlu mu?..
Bay Kılıçdaroğlu’na göre, Ömer El Beşir “yolsuzluklar”da yapan bir “katil”dir... Ama, Bay Kılıçdaroğlu’nun adayı İhsanoğlu’na göre Ömer El Beşir, “Sudan Devlet Başkanı”dır!..
Peki, biz; Kılıçdaroğlu’nun sözlerine mi itibar edeceğiz, “Kılıçdaroğlu’nun adayı”na mı?..
Bay Kılıçdaroğlu’nun “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tanımadığı” belli... Eğer onu tanısaydı, yani “Ömer El Beşir’in savunuculuğunu” yaptığını, hele hele “İsrail’in devlet terörü”ne ses çıkarılmamasından yakındığını bilseydi, herhalde onu “aday” yapmazdı!..
Daha doğrusu;
“Kendisine kalsa” yapmazdı!..
Evet, “kendisine kalsa”; böyle bir İhsanoğlu’nu kesinlikle aday yapmaz ve bu kadar övmek zorunda kalmazdı!..
Ama, övecek!.. El mecbur, övecek!..
CHP Milletvekili Süheyl Batum gibi, “Encümen’i Daniş’in gözdesi” birinin; Ekmeleddin İhsanoğlu için; “İngiliz-Atlantik projesidir” demesine rağmen, Bay Kılıçdaroğlu, onu “aday” göstermek zorunda kalmışsa, demek ki, “el mecbur”dur, “eli mahkûm”dur!..
Yoksa, kendisinin “katil” dediği Ömer El Beşir’i “savunan” bir İhsanoğlu’nu neden aday göstersin?!?..
Ya, onu çok iyi tanımıyor,
Ya da eli mahkûm!..
Var mı başka izahı?..
************************************************************************************
İngiliz Kemal’i mi tercih edersiniz, Jurnalci Kemal’i mi?
Adı, Ahmet Esat Tomruk olsa da, lâkabı “İngiliz Kemal”dir... 1887 yılında doğmuş 14 Şubat 1966’da ölmüştür... “Fransızca ve İngilizce”yi çok çok iyi, ama İtalyanca ve Rumca’yı da iyi konuşurdu...
1908’de İngiltere’ye gitmiş daha sonra döndüğü Türkiye’de “Topçu Teğmeni” olarak askere alınmış, “yankesicilik, teşkilât ve çetecilik” dersleri aldıktan sonra Teşkilât-ı Mahsusa’ya girmiştir.
Bir ara “İngiliz İstihbaratı” tarafından yakalanmış, hapse atılmış, “pek çok işkence”ye maruz kalmış ama hapisten kaçmayı başarmıştır... “Casus” olarak İzmir’de görevlendirilir, “Yunan ordusu karargâhı”na girer, “önemli bilgiler” elde eder... “Binbir Surat” İngiliz Kemal, her kılığa girer, “düşman” içinde aylarca kalır, aldığı “istihbarat”ları üstlerine bildirir!..
Sizin anlayacağınız; İngiliz Kemal, bir “ajan”dır, bir “casus”tur ve “kabiliyetini Türkiye için kullanır!”
İngiliz Kemal, “kendisini Türkiye’ye adamış” ve “düşmanı Türkiye’ye gammazlar” iken, “Jurnalci Kemal” ne yapıyor?..
O da; “Türkiye’yi dünyaya gammazlıyor!”
“Sanki Batı’nın ajanı!”
Sorarım size;
Siz olsanız kimi tercih edersiniz?..
İngiliz Kemal’i mi, Jurnalci Kemal’i mi?..
Hele söyleyin, hangisi vatansever?..
yeniakit