İhvan-ı Müslimin Hareketi, Ürdün’ün başkenti Amman’da 28.si düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nin sonunda yayınlanan sonuç bildirisinin ardından bir açıklama yayınladı.

Perşembe günü yayınladığı açıklamada hareket, önceki zirvelerde olduğu gibi bu zirvenin de zalim yönetimler altında zulüm gören Arap halkların acılarına deva olma görevini ifa etmediğine, söz konusu halkların içinde bulundukları duruma asla işaret edilmediğine, bilakis ülkelerindeki yönetimi zorla ele geçiren ve gece gündüz demeden halkının kanını dökenlerin bu zirveye davet edildiğine dikkat çekti.

Arap Zirvesinin sonuç bildirisini tanımadığını ilan eden hareket, Filistin davasının destekçisi olmayı sürdürdüklerini ifade etti ve bu ümmetin belli başlı değerlerinin asla pazarlık konusu olamayacağını vurguladı.

Hareketin Arap Zirvesi’nin sonuç bildirisinin ardından yayınladığı açıklamanın metni şöyle:

“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal:24)

Hareket olarak, 29 Mart 2017 Çarşamba günü 28.si düzenlenen Arap Zirvesi’ni yakından takip ettiğimizi, ancak bu zirvede de önceki zirvelerde olduğu gibi zalim yönetimlerin altında zulüm gören Arap halkların acılarına deva olabilecek, bu halklara umut ışığı olabilecek herhangi bir adımın atılmadığına şahit olduğumuzu ifade etmeliyiz. Zirvede söz konusu halkların içinde bulunduğu zor duruma dahi işaret edilmediğini, buna mukabil ülkesindeki yönetimi zorla ele geçiren ve gece gündüz demeden halkının kanını dökenlerin bu zirveye davet edildiğini gördük.

Zirvenin sonuç bildirisinde Filistin halkının kendi kararını alma ve topraklarını Siyonist işgalden kurtararak özgürleştirme hakkı tamamıyla göz ardı edilmiş, Yahudi yerleşimciliğinin giderek artmasına karşı ortaya konulan utanç verici bir kınama haricinde Filistin halkının tarihi ve değişmez değerleri yok sayılmıştır.

İhvan-ı Müslimin Hareketi olarak belli başlı bazı değerlerin pazarlık konusu yapılamayacağını vurgulayarak bu açıklamayı tanımadığımızı ilan ediyoruz:

-İhvan-ı Müslimin Hareketi olarak İslam ümmetinin temel meselesi olan Filistin davası karşısındaki tavrımızın net olduğunu vurguluyoruz. Bağımsızlığını ve Filistin topraklarının tamamının gasıp Siyonistlerin işgalinden kurtularak özgürleştiğine şahit olmak tüm Filistin halkının hakkıdır. Filistin halkının bu hakka sahip olduğuna tüm uluslararası sözleşmelerde ve kanunlarda da işaret edilmiştir.

-İhvan olarak, başta Irak, Yemen, Libya, Suriye halkları olmak üzere Arap halklarının haklarının destekçisi olduğumuzu, ayrıca dünyada hak ve özgürlük arayışı içerisinde olup, zorba ve baskıcı hükümetlere karşı direnen ve ezilen tüm mustazaf halkların yanında olduğumuzu ifade etmeliyiz.

-Bizler, Mısır halkı olarak hak ve özgürlüklerimizi geri kazanıncaya, yöneticimizi belirleme hakkını elde edinceye ve gasp edilmiş meşru hakları söz konusu kişilerden geri alıncaya kadar kanlı darbeye karşı barışçıl devrimimizi sürdürmeye devam edeceğiz.

-İhvan-ı Müslimin hareketi olarak ilişki kurduğumuz siyasi yönetim ve halklarla belli başlı sabiteler üzerinden ilişkiyi geliştirdiğimizi, bu bağlamda Müslüman toplumlarla ilişki kurduğumuzu, yönetici olsun ya da olmasın zulmün her türlüsünün karşısında yer aldığımızı vurgulamalıyız.

-İhvan’ı terörle suçlayarak sandıklardan kendilerinin asla kazanamayacağı şekilde çıkan sonuçların üzerini örtmeye çalışıyorlar. Oysa hem suçlular hem de bu iftiraları atanlar İhvan’ın masumiyetinin farkındalar…

İhvan hareketi her zaman halkların hak ve hürriyetlerinden yana olmuş ve bu hususta barışçıl tavrından ve irşad etme, sabretme ve nasihat etme rolünden ödün vermeyerek büyük bir çaba ortaya koymuştur.

“De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bir basiret üzere Allah’a davet ederiz. Ve Allah’ı tenzih ederim; ben müşriklerden değilim.” (Yusuf: 108)

İhvan-ı Müslimin

2 Recep 1438-30 Mart 2017