Abdurrahman Dilipak
İllüzyon, gerçek ve hakikat
Bir anda gözler Filistin’deki işgal altındaki topraklar ve Gazze’ye çevrildi. Dün, tüm ülkede 70.000’den fazla camide cenaze namazı kılındı. Batı Türkiye’ye, “ya ABD, AB, İsrail ve NATO’dan yana olacaksın, ya da Gazze Rusya’dan ve DAEŞ’den yana olacaksın” mesajını verdi.
Bu arada İsrail’lde her hafta yapılan direniş durmuş gibi görünüyordu ama İsrail’in her yanında Rabbiler. Ve İnsan Hakları Savunucuları Filistin halkını destekleyen gösteriler yapıyorlar. Batılılar ise Doğu Akdeniz’de kümelenirken aslında İsrail bahanesi ile Orta Doğu’daki varlıklarını tahkim etmek için geliyorlar bölgeye.
İsrail, bugüne göre çok daha zayıf konumda. İslam ülkeleri, Arap ülkeleri yöneticilerinden somut bir adım atılmasa da, Lübnan, Ürdün ve Mısırdan, Doğu, Kuzey ve Güneyden Filistin halkına yardım için adeta seferberlik başlatıldı. İsrail ve batı için bu beklenen bir şey değildi.
Artık “Hakikat”ın yerini,” kurgulanmış politik gerçeklik”, “gerçek”in yerini “Artırılmış sanal gerçeklik” diye bir illüzyon alıyor. Bu dünyada sevgi, saygı ve merhamet yok. Bu “yeni ve tek” dünyada, suç, ceza, ayıp ve günahın olmadığı bir dünya. Şeytan’ın yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat diye vadettiği Metaverse dünyası olacak, eğer hayalleri gerçek olursa ve bunların bu hayallerinin gerçekleşmesi için dünyada yaşayan insanların yaklaşık 7 milyarının bir şekilde biyolojik hayattan kurtarılması gerekiyor.
Bu artırılmış sanal gerçeklik dünyasında biyolojik cinsiyetinden, din, ahlak ve gelenekten soyutlanmış BİREY’ler bütün yaşadıklarını gerçekmiş gibi yaşayacak ve o hazzı alacak. Ve bu gerçeği hafızasına kaydedebilecek. Bu dünyada, gerçek dünyaya “ihraç” etmek üzere satın aldığı nesneleri de gerçek dünyaya transfer edebilecek. Ve sizi tek kişi de olmayacaksınız. Siz kendinizi Avatar olarak farklı cinsiyet, yaş ve rollerde yeniden tanım ayabilecek. Hatta daha önce ölen atalarınızı da Avatar olarak yeniden tanımlayabileceksiniz. Olmayan, hayali canlılara da hayat verebileceksiniz ya da yeni kimerik canlılar üretip, onların tanrısı olabilecek, başkalarının ürettiği Avatarlarla tanışabileceksiniz. Mevlana ve Eflatunu çağırıp onlarla tasavvufi ve felsefi sohbetler yapabileceksiniz.
Ne güzel değil mi? Ama “ölmeden önce ölmeniz gerek”. Tabii ki, Kur’an’da söylenen şekilde değil, Şeytanın dediği gibi. Önce “biyolojik cinsiyetiniz”den kurtulmalısınız. Eş zamanlı şu din, ahlak ve geleneklerinizden sıyrılmanız gerekir ki, Şeytanın size vadettiği dünyayı anlayabilirsiniz. Sizi ruhunuzdan da sıyırmak gerekiyor. Gen kopyanız ve aklınızın kopyalanması yetecek.. Z kuşağı buna hazırlanmaya çalışılıyor aslında. Aslında onlar “son biyolojik insan”.. ‘Mohikan’ların sonu ile kurulmuştu ilk ulusal ve uluslararası düzen 200 yılda, bu kez bu işi 50 yıla sığdırmaya çalışıyorlar. İnsanlar farkında değiller ama 2000’den, 2025!e işler o yönde kurgulanıyor. Neredeyse çeyrek asırdır yaşanan terör, darbelerin arkasında senaryolar aslında bu yönde oluyor.
Süreç bundan sonra daha da hızlanacak.
“Ulus devletler”in doğuşu Kızılderililerin imhası, kara derililerin köleleşmesi, sarı ırkın sömürge olarak kullanılması ile başladı. Beyaz adam yarı tanrı oldu. Güç, iktidar ve servet onların eline geçti. Tarih 1700’dü ve dünyada 500 Milyon hayatta kalmıştı, bu 200 yıl süren katliamın ardından. O günden bu güne, nice devrimler oldu, nice savaşlar ve terörler. Westefelya öncesi de beyaz adam bu güç ve serveti ele geçirmek için kendi aralarında 100 yıl süren savaşlar yaşadılar. Sonrasında da bu savaş hiç bitmedi. 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı, soğuk savaş bitmedi, şimdi yeni bir dünya savaşına hazırlanıyorlar.. Aslında bugün yaşamakta olduklarımız yeni bir dünya savaşına hazırlık anlamına geliyor. HABAT bunun için çalışıyor, DSÖ bunun için, WEF bunun için çalışıyor. Bill Gates , Elon Musk, Biden İnsin Şeytanı rolünü oynuyor.
Önce Şeytan Covid umacası ile işaret fişeğini çaktı. Ardında aynı Şeytan elinde enjeksiyonla Şifacı kılığında geldi, arkasında siyaset, bürokrasi, sermaye, akademi, STK ve Media’daki dostları ve onlara alkış dağıtan trolleri ile ve onları takdis eden “din adamları” kisvesine bürünmüş, İnsanları Allah’la aldatan elamanları ile. Korkutup teslim alacaklar ya, Çin’de işler karışıyor derken Ukrayna’da savaş başladı.. Şimdi Filisitin toprakları kan gölü..
Aslında dün laiklik, demokrasi, sağ-sol kavgası maskesi ile bizi birbirimize kırdırmadılar mı aynı şekilde. Darbeler hep aynı gerekçe ile yapılmadı mı, sahte Şeyhler üretip, herkesi birbirine kırdırmadılar mı, aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine birileri kendilerine iktidar ve servet üretmedi mi?
Her şey birbirine karıştı. Bu gün “gerçek” ve” hakikat” , sanal olanla olmayan hepsi birbirine karıştı. Çünkü bu alemler geçişken alemler.. Gerçek dünyada hakikat dışı sanal şeyler olabiliyor. Subliminal mesajlar, Elektro manyetik dalgalarla öldürülebiliyor, şehirleri yıkılıp, ormanları yakabiliyorsunuz. İnsanlar öldürülebiliyor, mutlu edilebiliyor.. Nasıl kelebeklerin, arıların, kuşların başına gelenler bizim başımıza gelecekse, bugün Filistin halkının başına gelenler bizim de başımıza gelecek.
İstanbul sözleşmesi, LGBT, Filistin ya da Ukrayna’da olup-bitenler, Filistin’de, işgal altındaki topraklarda yaşananlar aynı fotoğrafın birer parçası. Büyük fotoğrafı görmeden bu işler bizi oyalayacak ve bizi sanal âlemin labirentlerinde kaybolmamıza sebeb olacak. Hem önümüzdeki kurgulanmış gerçeklerle mücadele edecek ama bütün bunların, CoVID, aşı, ekonomik ve siyasi kriz, iklim olaylarının aynı büyük resmin birbirinden ayrılmaz olduğunun farkına varacağız.
Selam ve dua ile..