
Abdurrahman Dilipak
Siyasetin finansmanı
Bizim gibi ülkelerde siyasetin finansmanı meşru bir şekilde sağlanmaz ve şeffaf da değildir.
Toplam siyasi parti üye sayısı 15.350.614 kişidir. Bu sayı, toplam seçmen sayısına oranlandığında yaklaşık %23,93 etmektedir. Yani, yaklaşık 4 seçmenden 1’i parti üyesi. Türkiye’de hane sayısı 26 Milyon. 14 Mayıs 2023'te gerçekleştirilen genel seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre toplam kayıtlı seçmen sayısı 64.145.504 olarak belirlenmiştir. Yani, hane sayısının 4 katı seçmen sayısı var. Hane başı 4,5 kişi düşüyor, bu hesaba göre. Her hanede en iki kişi parti üyesi bu duruma göre. Böyle bir zeminde sivil akıl, sivil irade, sivil kimlik oluşmaz. Biliyorsunuz, sivil olmak, siyasal olmamak demektir. Tek gerçek bu değil. Daha vahim gerçekler var. AK Parti’nin üye sayısı yaklaşık seçmen sayısının yarısı. Aldığı oy 19.881.863, üye sayısı 11.135.306.
CHP’nin üye sayısı 1.532.944 kişi, aldığı oy 14.142.308 Yani AK Parti’de, bir üye, iki oy kazanırken, muhtemelen o da kendi ev halkındandır. Yani aldığı %35.61 oy’un %17.37’si kendi üyelerinden. oyun 1 CHP’li üye, 10 katı üye kazanıyor. MHP’de de benzer bir durum var. 500.000’e yakın üyesi var, 5.6 milyon oy alıyor. Verimlilik 10 katı fazla.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ocak 2025'te açıkladığı güncel verilere göre, Türkiye'deki siyasi partilerin üye sayıları ve seçmen sayısının üye sayısına oranı ve son seçimde aldıkları oy sayısı ve oranı şöyle:
-Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): 11.135.306 üye (%17.37) 19.881.863 oy %35.61
-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): 1.531.944 üye (%2,39) 14.142.308 oy %25.33
-Milliyetçi Hareket Partisi (MHP): 495.447 üye (%0,77) 5.622.307 oy %10.07
-İYİ Parti: 412.744 üye (%0,64) 5.404.561 oy %9.68
-Yeniden Refah Partisi: 622.847 üye (%0,97) 1.568.886 oy %2,81
-Demokrat Parti (DP): 326.054 üye (%0,51)
-Saadet Partisi (SP): 232.928 üye %0,36
-Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA): 134.025 üye (%0,21)
-Büyük Birlik Partisi (BBP): 111.007 üye (%0,17) 547.156 oy %0,98
-Gelecek Partisi: 64.389 üye (%0,10)
-Memleket Partisi: 55.554 üye (%0,09)
-Zafer Partisi: 71.732 üye (%0.11) 1.245.059 oy
-Türkiye İşçi Partisi (TİP): 44.077 üye (%0,07) 965.898 oy %1,73
-Demokratik Sol Parti (DSP): 24.230 üye (%0.04)
-Anavatan Partisi: 23.661 üye (%0.04)
-Türkiye Komünist Partisi (TKP): 7.208 üye (%0.01)
-Vatan Partisi: 13.323 üye (%0.02)
-Hür Dava Partisi (HÜDA PAR): 14.858 üye (%0.02)
-Bağımsız Türkiye Partisi (BTP): 14.129 üye (%0.02)
-Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM P.): 14.741 üye (%0.02) 4.924.404 oy
14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde, partilerin aldıkları oy oranları ve kazandıkları milletvekili sayıları aşağıdaki gibidir: Cumhur İttifakı: AK Parti: %35,61 oy oranı ile 268 milletvekili / MHP: %10,07 oy oranı ile 50 milletvekili / Yeniden Refah Partisi: %2,81 oy oranı ile 5 milletvekili / Büyük Birlik Partisi (BBP): %0,98 oy oranı,
Millet İttifakı: CHP: %25,33 oy oranı ile 169 milletvekili / İYİ Parti: %9,68 oy oranı ile 43 milletvekili / Yeşil Sol Parti: %8,82 oy oranı ile 61 milletvekili / Türkiye İşçi Partisi (TİP): %1,73 oy oranı ile 4 milletvekili.
Ata İttifakı: Zafer Partisi (ZP): %2,23 oy oranı, Adalet Partisi (AP): %0,20 oy oranı,
Bu sonuçlara göre, Cumhur İttifakı toplamda 323 milletvekili kazanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çoğunluğu elde etmiştir. Partilerin üye oranlarına nisbetle aldıkları oy oranı % kaç başarılı ona bakalım, başarı sıralamasına göre, bir de: 1.-Yeşil Sol Parti (DEM Parti): %44.100,00 / 2.-Türkiye İşçi Partisi (TİP): %2471,43 / 3.-Zafer Partisi: %2027,27 / 4.-İYİ Parti: %1512,50 / 5.-MHP: %1307,79 / 6.-CHP: %1059,83 / 7.-Büyük Birlik Partisi: %576,47 / 8.-Yeniden Refah Partisi: %289,69 / 9.-AK Parti: %205,01. Bu denklemde AK Partinin durumu hiç de içaçıcı değildir. Safra üyelik, risk oluştuğunda paniğe rol açabilir. Bu oranlar, her partinin aldığı oy oranının üye oranına bölünmesiyle hesaplanmıştır. Özellikle Yeşil Sol Parti, TİP ve Zafer Partisi gibi partilerin üye sayılarına göre çok daha yüksek oy aldıkları dikkat çekiyor.
Sahi niye parti üyeleri aidat ödemez? Aylık 100 lira deyin bugünkü parayla, üye sayısı %50 düşer. AK Parti’nin 11.135.306 üyesi ayda 100 lira aidat ödese, ayda 1 milyar, 113 milyon,530 bin 600 lira gelir elde ederdi. Partiler bir hazineden alıyorlar, bir de zenginlerden. Onlar da verdiğinin karşılığını bir şekilde fazlasıyla geri alıyor, onun faturasını da milletçe ödüyoruz. Yoksul da parti üyesi, zengin de kimi İhale peşinde, kimi alışveriş kartına fit.. Ama sonuçta “bir yoksulun da bir zengin’in de bir oyu var”!? Ama zenginin fabrikasında çalışan yüzlerce, binlerce asgari ücretli var. Demokrasicilik oyunu bir çok ülkede böyle oynanıyor. Bu işler böyledir; “Milliyetçilik oyunu”, “Sağcılık-solculuk oyunu”, pirim yapacak, değer atfedilen ne ise onu oltasında yem olarak kullanacak olan birileri vardır. Irk, din, mezhep, ya da futbol takımı fark etmez. Kitleleri sürüleştirdikten sonra bir dünya ve ahirete ilişkin hayali vaatlerle ya da bir kırbaç şaklatarak onları istediğiniz yere sürebilirsiniz. Bu anlamda partiler futbol kulüpleri, taraftarları kadar tehlikeli. Partilerin trolleri icabında futbol holiganları kadar tehlikeli olabilir, eğer Amigoları halkı kışkırtacak olurlarsa. Siesta, Fiesta, Futbol (uyu, dans et ve futbol izle) gece gündüz oynanan bir oyun. Partilerin halkla ilişkiler uzmanları yığınları artık ayakta uyutuyorlar. İsterlerse onları meydanlarda zıplatabiliyorlar, oyum oyum oynatıyorlar, Demir de dövdürürler, ateşten de atlatırlar. Partiler arasındaki rekabet, futbol takımlarının rekabeti kadar birileri için heyecan verici.
Son seçimde partilerin aldıkları oy sayıları yaklaşık olarak şu şekildedir: AK Parti: 19.881.863 oy, CHP: 14.142.308 oy, MHP: 5.622.307 oy, İYİ Parti: 5.404.561 oy, Yeniden Refah Partisi: 1.568.886 oy, Büyük Birlik Partisi: 547.156 oy, Yeşil Sol Parti (DEM Parti): 4.924.404 oy, Türkiye İşçi Partisi (TİP): 965.898 oy, Zafer Partisi: 1.245.059 oy. (Bu hesaplamalar, toplam seçmen sayısı ve seçimdeki katılım oranı (%87,04) dikkate alınarak yapılmıştır).
AK Parti üye profili oldukça sorunlu bir profil. Burada ciddi anlamda bir sorun var. Genel olarak bütün partilerde böyle bir sorun var. Bu kadar üye aidat ödemiyor. Üye olurken, birileri yardımcı oluyor. Ölünce üyeliğiniz otomatik olarak siliniyor. Üyelikten ayrılmak için bir irade ortaya koymanız gerek. Niçin ayrıldığını sorduklarında cevap vermek o kadar kolay olmayacak. Bu iş hoş karşılanmayacak.. Bu arada bazı sermaye sahipleri cömertçe bağışta bulunacak, ya da kendinden istenen hizmet için doğrudan harcama yapacaktır. Bunlar karşılıksız gibi gözükse de karşılığı olan işler. Sonuçta işte o harcamayı yapan kişiler, kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar ve parayı veren de düdüğü çalıyor. Bugün bir çok partinin üyesi, gelinen noktada eğer, konuyla profesyonel anlamda “Kesbi” olarak ilgilenmiyorsa, bağış yapma konusunda çok da istekli olmayacaktır..
İktidar partilerine ya da ana muhalefetteki partilere üye olanların bir kısmı siyasi kariyer peşindedir. Bir kısmı partiyi kendine “koruma zırhı” ya da üyelik kimlik kartını ”kim olduklarını isbat” sadedinde bir kimlik kartı olarak kullanmaktadır. Bir kısmı ihale takip etmek, bir kısmı yakınını işe sokmak için bu işin kendine yol açacağını düşündüğü için partiye üye olmaktadır. Kimi partilerde üyelik ideolojik, sınıfsal, milliyetçi duygularla bir dayanışma aracıdır. Partide zafiyet görüldü mü, bu hesabı takım derhal partiden ayrılacaktır. 15 Temmuz sonrası FETÖ operasyonları birilerinin kulaklarına kar suyu kaçırmış olmalı. Dokunulmazlık zırhı olarak gördükleri parti rozeti, eğer paratonere dönüşme riski taşıyacak olurlarsa, hemen bu yapılardan uzaklaşacaklardır. Sahi, aceba FETÖ olayından sonra AK Partiden kaç kişinin kaydı silindi aceba. Çünkü en fazla oradaydılar. Ne isterlerse kendine veriliyordu, onun için AK Parti ile dirsek teması kurmaktan öte bir yakınlık içindeydiler ve kol kolaydılar. Keşke partiler bu üye politikalarını gözden geçirseler. Çünkü bu işin kimseye faydası yok. Bu iş Cin toplamaya benzer. Toplamak zor değil, dağıtmak zordur.
Gariptir ama gerçek şu ki, bir çok parti üyesi aynı zamanda STK’lar üye ve yönetici olmaktadırlar. Hem siyasi kimlik, hem sivil kimlik taşımaktadırlar. Hatta STK’lar birileri için siyasete sıçramak için bir sıçrama tahtası olarak kullanılmaktadır. Ya da Siyasetin arka bahçesinde STK maskesi ile oy, seçmen avlamaktadırlar. Siyasi parti üyeliğini sivil bir hareket sananlar bile vardır!? Bizde Media da öyle, onlar da sahibinin sesidir. Siyasetin elinde oyuncak, sopa görevi yapmaktadır. Cemaat yapıları da buna dönüştürüldü. Sermaye ve siyaset karşılıklı olarak birbirini sömürmektedir. Tabi sonunda sömürülen halk olmaktadır.
Siyasetin finansmanı sorunu çözülmeden, rüşvet, torpil önlenemez. Bu kadar büyük yapılar “obez” yapılardır. Bunun tabii sonucu hantallıktır. Bugünkü parti üyeleri ideolojik bir kimliğe sahip olmadıkları için Partizan da değiller. Liderperest bir tavır içindedirler. Meydanlarda kalabalık oluşturmaktan, slogan atmaktan, ellerine tutuşturulan pankartları taşımaktan öte bir fonksiyonları da yoktur, çok büyük bir kesiminin. Partileri onları, onlar partilerini, ikisi birlikte ülkenin kaynaklarını sömürürler. Bugün bu üyelerin bir kısmı partinin amigosu, bir kısmı gönüllü trollüğünü, ya da kabadayılığını yapıyor. Partilerin il başkanlıklarını, taşra teşkilatını geç, genel merkez ya da TBMM’deki gruplar’ının genel başkanlarına karşı tavırlarına bakın, ya da genel kuruldaki 'uslub’larına. Bu ahval ve şerait alında ehliyet ve liyakatten söz edemiyorsunuz. Sonuçta adalet de yara alıyor, mal, can, namus, akıl-inanç ve nesil emniyeti de kalmıyor. İster ABD’ye bakın, ister Kuzey Kore’ye, ya da kendimiz, çevremizdekilere bakalım, değişen fazla bir şey yok. Selam ve dua ile.