İmam Hamenei'den Propagandalara Cevap

İmam Hamenei'den Propagandalara Cevap

Eğer İslam Devrimi ve İran İslam Cumhuriyeti, görüntüde Müslüman olan hükümetlerin yaptığı gibi Afganistan, Bosna, Filistin’deki mazlum kardeşlerini kendi hallerine bırakmış olsaydı...

Veliyy-i Emr-i Müslimin Seyyid Ali Hamenei'nin birtakım uluslararası, bölgesel ve yerel odakların, İslam Cumhuriyeti ve İslam inkılabını dünya müslümanları nezdinde itibarsızlaştırmak için sürdürdükleri yoğun propagandaları şu tarihi hutbesiyle cevaplandırdı:

İMAM HAMENEİ'NİN DİLİNDEN İSLAM İNKILABI VE İSLAM CUMHURİYETİ GERÇEĞİ

Ey kardeşlerim!

Sizlere İranlı kardeşleriniz hakkında yalanlar söylendiği zamanlar oldu. Müslüman İran hakkında hakikatin ne olduğu hususunda şunları söyleyebiliriz:

Devrimimiz son 30 sene içerisinde büyük zaferlere imza attı. Ama bunun yanında zayıf kaldığı bir takım noktalar da oldu. Ancak geçtiğimiz yüzyılda Müslümanlar üzerindeki Batı veya Doğu hegemonyasından sıyrılarak ortaya çıkan İslami uyanışların hiçbiri bu seviyeye kadar ilerleme kat etmedi ve bu engellerin hiçbirini aşamadı.

Ey kardeşlerim!

Gelecekte sizinle konuşulacak daha uzun sözler var. Kapitalist medya ve dünyadaki Siyonist borazanlar İran'ı terörizmle suçluyorlar. Bu suçlama İran'ın Filistin, Lübnan ve Irak'taki Arap kardeşlerini yalnız başına bırakmayı ve işgalcileri tanımayı reddetmesinden kaynaklanıyor. Asıl biz dünya terörünün en büyük kurbanıyız. Ve bu terör hala devam ediyor.

Eğer İslam Devrimi ve İran İslam Cumhuriyeti, görüntüde Müslüman olan hükümetlerin yaptığı gibi Afganistan, Bosna, Filistin'deki mazlum kardeşlerini kendi hallerine bırakmış olsaydı; eğer Filistin meselesine ihanet eden çoğu Arap rejimin yaptığını yapıp sussaydı ve muhalif olmasaydı; bizi kesinlikle terörle suçlamazlardı. Biz mukaddes şehir Kudüs'ün ve tüm Filistin topraklarının özgürlüğünü istiyoruz. İran halkının ve İran İslam Cumhuriyeti'nin işlediği en büyük günah işte budur!

Onlar, "İrancı" veya "Şii bir yöneliş"ten söz ediyorlar. Buna karşılık biz hiçbir zaman İslam devrimini sırf Şii ya da İrancı bir devrim olarak tanımlamadık. 30 seneden beri de Asya'nın doğusundan Afrika ve Avrupa içlerine kadar İslam ümmetine yönelişimiz, vahdet anlayışımız, mezhepsel yakınlaşma çabalarımız, Müslümanların izzet ve özgürlüğü için var olan mücadelemiz için, buna karşı koyduk.

Müslüman İran; bilim, teknoloji, sosyal haklar, sosyal adalet, gelişim sağlık, kadının onurunun korunması azınlıkların hakları ve bunun gibi konularda tek taraflı yorumlamalarla atılan geniş adımların önünü kesti. Bununla beraber biz, zayıf noktalarımızı biliyoruz. Allah'ın yardımı ile de bunların çözümü için çalışıyoruz.

Bölgedeki direniş denklemi de İslam Cumhuriyeti'nin yardımıyla değişti. Daha güçlü olduğumuzu ortaya koymak için de Gazze'ye ve işgal altındaki diğer Müslüman direniş bölgelerine atılan "füzeye füzeyle karşılık" vermek de Filistinlilerin elinde.

İran, Müslümanlar arasında İrancılığı ya da Şiiliği yaymayı hedeflemiyor. İran, Kuran ve Sünnet'i savunup İslam ümmetinin ihyası için çaba sarf ediyor. İslam Devrimi, Hamas ve İslami Cihat'taki Ehli Sünnet'e mensup mücahitlere ve Hizbullah ve Emel'deki Şii mücahitlere; ikisi arasında ayırım yapmaksızın yardım etmenin şer'i bir görev ve ilahi bir sorumluluk olduğuna inanıyor. İran Hükümeti yüksek sesle halkların uyanışının (terörizme değil), Müslümanların vahdetinin (mezhepçi bir çekişme veya galibiyetin değil), İslam kardeşliğinin (kavmiyetçiliğin güçlenmesinin değil), İslami cihadın (başkalarına karşı zorbalık yapmanın değil) gerekliliğine inandığını ve bu konuda devamlı olduğunu ifade etmektedir.

Allah'tan Müslüman halkların tamamına saadet ve hâkimiyet, sorumluluğumuzun ağırlığını anlayabilme noktasında muvaffakiyet ve Allah'ın her şeyin üzerindeki tek galip olduğuna yakinen iman ihsan etmesini niyaz ediyorum.

Ey Allah'ın kulları!

Allah'tan takva ile korkun. Zalime düşman, mazluma yardımcı olun. Sözümü söylüyor ve Allah'a istiğfar ediyorum.

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman insanların Allah'ın dinine bölük bölük girdiğini görürsün. O zaman Rabbini hamd ile tesbih et ve istiğfar et. Şüphesiz o tövbeleri kabul edendir."

Es-selamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu"

 

velfecr