'Irak taktiği' İran'a da Uyarlanıyor
ABD İran Demokrasi Fonuna 60 Milyon Dolar aktardı...
Soraya Sepahpur-Ulrich
Geçenlerde 'İran Demokrasi Fonu'na 60 milyon dolar daha aktarıldı. Bu karar saçmalıktan başka bir şeye benzemiyor, bilhassa da iki düzine İran kökenli Amerikalı ve insan hakları grubu Kongre'ye başvurup programın kaldırılmasını istemişken. Gruplar programın geri teptiğini, İran'daki demokrasi çabalarına zarar verdiğini ve eylemcilerin üzerindeki baskıyı ağırlaştırdığını belirtiyor. Velhasıl şunu sormak farz oluyor: ABD, İran'daki demokrasi yanlıları için zorluk yarattığı halde vergi mükelleflerinin parasını niye kasten heba ediyor?Bechtel'in Irak savaşına katkısı...
Belki de bunun cevabını, Irak işgaline varan sürece bakarak bulabiliriz. 11 Eylül sonrasında ABD Başkanı Bush'un ana hedefi Irak'tı, fakat bunun için Amerikan halkının da desteğini alması gerekiyordu. Bu amaçla bir fedakârlık politikasını pompalamak lazım geliyordu. Amerikan kamuoyu, savaşın kötülüğü yenmek için elzem olduğuna inandırıldı.
Irak Bush yönetimi için öyle önemli bir hedefti ki, Beyaz Saray 'birimler arası nitelikte bir Irak Açık Diplomasi Grubu' bile kurdu; grup Ulusal Güvenlik Konseyi, CIA, Pentagon, Dışişleri ve USAID çalışanlarından oluşuyordu. Irak Açık Diplomasi Grubu da 'Iraklı Özgürlük Sesleri'ni kurdu -bilhassa Amerikan olmayan basının önünde her fırsatta demeç verip Saddam'ın acımasızlığından ve işkencelerinden söz eden seslerdi bunlar. Rendon Group adlı bir halkla ilişkiler şirketi de, 'Irak'ın demokratik sesi'ni teşvik etmek için Irak Ulusal Kongresi'nin (INC) oluşturulması işini gördü. Şirket, Irak'ı Kaide'yle bağlantılandırıp Saddam'ı yakın bir tehdit olarak sunarak Bush'un savaşı pazarlamasına yardım etti. Sürekli Saddam'la İkiz Kuleler fotoğraflarını bir arada kullandılar, halbuki bağlantı yoktu; fakat ısrarlı tekrarlarla amaca ulaşıldı. Irak liderinin 45 dakikada kitle imha silahlarını ateşlemeye muktedir olduğu yönündeki yalan yanlış iddialar kitlelerin zihnine kazındı; bu minvalde Halepçe Kürtlerine 1988'de düzenlenen kimyasal saldırının video görüntüleri gösterildi ve insanlar Saddam'a yönelik bir saldırının kötülüğü alt etmek anlamına geldiğine ikna edilmeye çalışıldı.
Daha da manidar olan şu: INC'ye paralel olarak, kendilerine 'Irak'ı Saddam tahakkümünden kurtarmak isteyen önde gelen Amerikalılar' diyen bir grup Irak'ın Kurtuluşu Komitesi'ni (CLI) kurdu. Önde gelen üyelerin Yeni Amerikan Asrı Projesi ve Bush'un dış politikasını biçimlendiren bir düşünce kuruluşu olan Amerikan Girişim Enstitüsü'yle yakın bağları vardı. (Şunları da hatırlamakta fayda var: CLI üyeleri, Çöl Fırtınası Operasyonu öncesi kurulan Körfez'de Barış ve Güvenlik Komitesi'nin de üyesiydi. Körfez Savaşı'nda kullanılan 'kuvözlerden atılan bebekler' hikâyesi -ki yalandı-, Hill&Knowlton adlı halkla ilişkiler şirketinin marifetiydi.)
CLI'nin gerçekten de birçok meşhur üyesi vardı; Richard Perle, Bernard Lewis, William Kristol, Randy Scheunemann, Newt Gringrich, John MacCain, James Woolsey vs; eski dışişleri bakanı George P. Schultz da eksik değildi elbet. Irak işgali öncesi Schultz Bechtel'in baş danışmanı ve direktörüydü. Beyaz Saray'la yakın ilişkileri olan bu savaş yanlısı grup adına konuşan Schultz, Saddam rejiminin devrilmesinin yeterli olmadığını ve 'Irak ekonomisinin yeniden imarı için ülkenin kurtuluşundan ileri adımlar atmak gerektiğini' ifade ediyordu. Schultz savaşı çıkarmak için sadece siyasi nüfuzunu değil, Bechtel yönetim kurulunun Bush yönetiminde danışmanlık pozisyonlarını işgal eden üyelerini de kullandı. Ve Bechtel'in, bizzat yerle bir edilmesine yardımcı olduğu ülkenin yeniden imarı için açılan ihalelerin en ballılarına konmasını garanti altına aldı.
Bechtel'e Irak'ta ballı kontratlar verilmesinin ilk örneği de değildi bu. Haaretz'e göre, eski İsrail Dışişleri Bakan yardımcılarından Hanan Bar-On, 1980'lerde İsrail'in, Kızıldeniz'in Akabe limanına uzanan bir Irak-Ürdün petrol boru hattı planına dair görüşmelere katıldığını teyit ediyordu. Katılımcılar arasında Donald Rumsfeld de vardı (ve o dönemde Başkan Reagan'ın danışmanı, ikinci Irak işgalinde de savunma bakanıydı). Hattı Amerikan şirketi Bechtel'in inşa etmesi düşünülüyordu. Bu pazarlıklar, Saddam'ın kendi halkının ve komşusu İran'ın üzerine kimyasal bombalar yağdırdığı sırada vuku buluyordu. 1985'te anlaşma suya düştü, zira Saddam'ın İsrail'den geçen boru hattının güvenliğine dair endişeleri vardı.
'Duygusal çerçeve' hazır
Soru şu: Kongre, demokrasi yanlısı hareketin daha da ezilmesi anlamına geldiği halde İran'a Demokrasi Tasarısı'nı niye onaylıyor? Yarım yamalak ulusal istihbarat raporunun niyeti, İran'ı kitle imha silahı programıyla ilişkilendirmek. Mesaj, kitleleri İran'ın sivil programdan saptığına ve barışı için tehdit ettiğine inandırmayı amaçlıyor. Bu fonla birlikte ABD yönetimi İran hükümetini kasten paranoyaya sürüklüyor; Tahran ABD'nin kendisini devirmek için her yolu kullanacağına inandırılıyor.
İran'ın tepkisi haliyle Amerikan planlarını ortaya çıkardığını iddia etmek ve bu amaçla özgürlükleri daha da budamak oluyor.
Amerika demokratların arzularının dibine bir kez daha başarıyla kibrit suyu ekiyor.
Brian Eno'nun da söylediği gibi, 'duygusal çerçeveyi çoktan hazırlayan' Amerikalı halkla ilişkiler şirketleri, 'dilin geniş çaplı manipülasyonuna' girişecek ve 'Amerikan emperyalizminin sadece kabul edilebilir değil, haklı, aleni, kaçınılmaz ve hatta bir şekilde müşfik görülür hale geleceği fokurdayan bir panik atmosferi yaratılmasını' sağlayacak. Bush'un, ABD dış politikasını ve çıkarlarını rehin almayı başaranların eşlik ettiği planı İran'a saldırmak.
(İran asıllı Amerikalı uluslararası ilişkiler uzmanı, 26 Aralık 2007)
Radikal