TERCÜME MAKALE /TEVHİDHABER.COM

Pazar günü, İran Devrim Muhafızları (IRGC), kuzey Irak'taki Erbil'de İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad'ın 'stratejik merkezlerini' hedef alan saldırının sorumluluğunu resmen üstlendi. Açıklamada, saldırının İran topraklarından fırlatılan bir düzine balistik füze kullanılarak gerçekleştirildiği belirtildi.

Bana göre bu füzeler sadece Erbil'deki Mossad tesisini yok etmedi. Viyana'daki altı büyük güçle yapılan nükleer görüşmeleri de mahvettiler. Ve Çarşamba günü Suudi Arabistan ile Bağdat'ta yapılan beşinci tur müzakerelerin ölümünü, Doğu Eyaletinden çoğunluğu Şii olan 81 kişinin idam edilmesini protesto ettiler.

En önemlisi, birkaç cephede İran'ın atılganlığının yeni bir aşamasının başladığının sinyalini veriyorlar: özellikle İsrail cephesi, ardından Yemen cephesi ve Ukrayna cephesine uzanıyor.

Erbil hükümeti, kendisini gizlemek ve utancını gizlemek için füzelerin yeni ABD konsolosluk binasını ve bitişiğindeki bir yerleşim alanını hedef aldığını söyledi. Bu, İran hesabına iftira atmaya ve onun başkentinde bir Mossad merkezi olduğu imasını reddetmeye yönelik bir girişimdi. Ama inandırıcı değildi. Gizli istihbarat merkezleri, özellikle Mossad'ın konut veya benzeri alanlarda ihtiyatlı bir şekilde konumlandırılmak zorundadır. Direğe İsrail bayrağı asmak pek olası değildi.

Buradaki ana nokta, Devrim Muhafızları'nın geçen Pazartesi günü erken saatlerde İsrail'in Şam'ın güneyine düzenlediği hava saldırısında iki İranlıyı öldürmesine misilleme yapma sözü vermiş olması. Bir haftadan kısa bir sürede sözünü yerine getirdi ve daha önceki İsrail saldırılarına yanıt vermediği için kendisiyle alay eden eleştirmenlere yanıt vererek intikamını aldı. İsrail'in kendisine karşı yapacağı başka herhangi bir eyleme 'belirleyici ve yıkıcı' bir tepki vermekle tehdit etmeye devam etti. Bu, İsrail'in Suriye'deki İran hedeflerine gelecekteki her saldırısının hızlı bir karşılık vereceği anlamına geliyor. 'Uygun zamanda uygun tepki' doktrini, görünüşe göre, temelli olarak terk edildi.

Bu füzeler sadece İsrail'e değil, aynı zamanda - Erbil hükümetinin hesabına göre yeni ABD konsolosluk binasını da hedef aldılarsa - onun Amerikalı hayırseverine de güçlü bir mesaj gönderdi. Bu site, güvensiz hale geldikten ve Halk Seferberliği hiziplerinin roketlerinin insafına kaldıktan sonra, Bağdat'taki devasa ABD büyükelçiliği için kısmen yedek olarak tasarlandı. Devrim Muhafızları etkili bir şekilde şöyle dedi: Kaçtığınız her yerde peşinizden gidebiliriz.

Bu kez IGRC, üyelerinin Erbil'de Mossad'a karşı öldürülmesine misilleme yaptı. Ancak bu, doğrudan veya dolaylı olarak müttefik yerel direniş güçleri aracılığıyla işgal altındaki Filistin'deki veya başka yerlerdeki İsrail hedeflerine kadar uzanabilecek yeni bir stratejik misilleme politikasının habercisi olabilir.

İsrail bu yeniden düşünmenin farkında ve İran'ın iki IRGC üyesinin ölümünün intikamını almak için yaptığı tehdidi ciddiye aldı. Misillemenin Hizbullah tarafından gerçekleştirileceği varsayımıyla kuzey cephesinde alarm durumu ilan etti. Ancak IGRC, görevi devretmeyi değil, İsrail'in Erbil'deki hassas sinir merkezini vurmayı seçti.

Bu, angajman kurallarında büyük bir değişiklik anlamına gelir ve dikkate alınması gerekir.

İran'ı eleştirenler, neden Golan Tepeleri'nde asla misilleme yapmadığını sorarlardı. Bu mantıklı ve yerinde bir soruydu, ancak başka bir soruyla yanıtlanabilirdi: İsrail hava saldırıları neden Devrim Muhafızları üyelerini yalnızca Suriye'de öldürdü de İran'da ve hatta Irak'ta öldürmedi?

Evet, Irak, İran ile İsrail arasında bir savaş alanı haline geldi. Ama bunun için, her şeyden önce İsrail'in çıkarlarına hizmet eden ve güçlü bir Irak konusundaki endişelerini yatıştırmayı amaçlayan ABD'nin ülkeyi işgalinden başka ne suçlanabilir? Ve Mossad kuzey Irak'ta ne yapıyor? Ünlü Kürt bağımsızlık referandumu sırasında orada İsrail bayrağının dalgalandığını ve İsrail yanlısı amigoların Irak'ın parçalanması ihtimali karşısında sevinçten dans ettiğini görmedik mi?