Ahmedinejad, Lübnan başbakanı Saad Hariri'yi kabulünde yaptığı konuşmada, Lübnan'da siyasi ve etnik gruplar arasında birlik ve bütünlüğün bu ülkenin ilerleme ve kalkınmasında önemli etki bıraktığını vurgulayarak, "hükümet ve Lübnan direnişi eğer aynı çizgide olursa kesin ülkenin kalkınması, onuru ve bayındırlığı çizgisi çok güçlü bir şekilde gelişme kaydedecek, siyonist İsrail rejimi ve destekçileri de artık Lübnan halkına en ufak bir zarar vermeye muktedir olamayacaklardır" dedi.

Ahmedinejad İslam ülkelerinin ortak çıkarlara ve düşmana sahip olduklarını hatırlatarak, mazlum Filistin halkının himaye edilmesi gerekliliğine değindi ve "Eğer tüm İslam ülkeleri Filistin halkının yanında yer alacak olurlarsa, düşmanlar geri çekilmeye mecbur kalacaklar" ifadesini kullandı.

Lübnan başbakanı da bu görüşmede Ahmedinejad'ın Lübnan gezisine ve bu gezinin iki ülke ve halkı arasındaki münasebetlerin daha da güçlenmesindeki etkisini belirterek, Tahran ve Beyrut arasında çok vasıflı bir işbirliği düzeyinin oluştuğunu ve bu durumun güçlendirilmesinin her iki ülke halkları ve bölgenin yararına olduğunu söyledi.

Arap ülkelerinin İran'la birlik ve beraberliğinin korunması zaruretini hatırlatan Saad Hariri, bölgenin en büyük sorunu olarak siyonist İsrail rejimi karşısında direnmenin Arap ülkelerinin İran'la olan birlik ve bütünlüğünün korunmasını gerektirdiğini söyledi.