İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Amerikan makamlarının İran İslam Cumhuriyeti aleyhine Washington'da suikast komplosu iddiaları ile ilgili olarak resmi bir bildiri yayınladı.

Bu bildiride, Amerikan Adalet Bakanlığı Savcısı'nın, 11 Ekim 2011 tarihinde Suudi Arabistan Krallığı'nın Washington'daki elçisine İran tarafından hazırlanan suikast komplosunun Amerikan güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildiği ve bununla ilgisi olan Mensur Erbabseyyar'ın tutuklandığını iddia ettiğine atıfta bulunularak, yakalanan ve Amerikan vatandaşı olan şahısın en az 16 yıldan beri Amerika'da ikamet ettiği ve bu şahsın İran İslam Cumhuriyeti devlet kurumları ile hiç bir ilişkisi bulunmadığı belirtiliyor.

Geçen 30 yıllık süre içinde aralarında İran İslam Cumhuriyeti'nin üst düzey makamları, diplomatları ve bilim adamlarının da bulunduğu 16.000 İran vatandaşının Afganistan ve Irak'taki terör eylemlerinin kurbanları olduğu vurgulanak, İran'ın terörizmin asıl kurbanlarından biri olarak, İslami değerler esasında günahsız insanların kanının dökülmesine karşı olduğu ve her zaman teröre karşı uluslararası mücadelede öncü olduğu belirtiliyor.

Hali hazırda Amerika'nın İran İslam Cumhuriyeti aleyhine olan bazı terör gruplarına verdiği desteğin de aşikar olduğuna işaret edilen resmi bildiride, 30 yıldan fazla bir süredir hakim olan İran İslam Cumhuriyeti'nin, "istikrar prensibi" üzerine kurulu dış politikası ile her zaman Ortadoğu ve uluslararası anlamda barış ve istikrara katkı sağlamanın İran'ın önceliklerinden olduğu vurgulanıyor ve İran'ın "istikrar bazlı" dış politikası esasında hassas Ortadoğu ve Fars Körfezi bölgesindeki stratejisinin İslam dünyası, komşu ve Arap ülkelerle özellikle de Suudi Arabistan ile her alanada barış, kardeşlik ve işbirliğini gözeterek ilişkilerin geliştirilmesi olduğunun altı çiziliyor.

İran Dışişleri Bakanlığı bildirisinde, Amerkian makamları tarafından ortaya atılan bu iddialarla İran'ın her türlü irtibatı şiddetle reddediliyor ve Amerika'nın mantık dışı ve yasal olmayan bu eylemlerinin, bütün alanlarda başarısızlığa uğramış Amerikan dış politikası bağlamında İran İslam Cumhuriyeti aleyhine kurguladığı bir senaryo olduğu, Amerika'nın bir belge göstermeksizin, mantıklı hukuki bir gerekçesi olmayan bu eylemini İran aleyhine bir dalga yaratmak gayreti ile siyasi ve medyatik bir gösteri olarak değerlendiriliyor.