İşgal Genişliyor! İsrail Batı Şeria'da Harekete Geçti

İşgal Genişliyor! İsrail Batı Şeria'da Harekete Geçti

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyindeki mülteci kamplarına yönelik saldırıları Filistinlilerin mülteci statüsünü ortadan kaldırmayı amaçlıyor

İsrail'in Cenin ve Tulkarm Mülteci Kamplarına Yönelik Askeri Saldırıları

İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkarm mülteci kamplarına yönelik askeri saldırıları, uluslararası hukukun ihlali ve Filistinli mültecilerin temel haklarının sistematik olarak yok edilmesi anlamına geliyor. "Demir Duvar" operasyonu adı altında yürütülen bu saldırılar, yüzlerce evi yıkarken, altyapıyı tahrip etmiş ve kampların fiziksel yapısını değiştirerek Filistinlileri zorla yerinden etmiştir.

Mülteci Statüsünü Yok Etme Hedefi

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), İsrail'in bu operasyonlarının Filistinli mültecilerin yaşam koşullarını kalıcı olarak değiştirmeyi amaçladığını vurguladı. İsrail, kampları dar sokaklardan geniş yollara dönüştürerek askeri hareket kabiliyetini artırırken, bu bölgeleri mülteci kimliğinden uzaklaştırmaya çalışmaktadır.

Cenin ve Tulkarm kamplarında yaşayanlar, İsrail'in evleri yıkıp yolları genişletmesinin geri dönüş hakkını ortadan kaldırmaya yönelik bir strateji olduğunu ifade ediyor. Aktivist Hiba el-Hac Salih, İsrail'in "kampı bir mahalleye dönüştürerek mülteci sorununu kendi açısından yok etmeye çalıştığını" belirtti.

UNRWA'nın Uyarısı: Hafızayı Silme Stratejisi

UNRWA, İsrail'in bu yıkım politikasının Filistinli mültecilerin tarihsel ve siyasi kimliğini hedef aldığını ifade etti. Mülteci kampları, 1948'deki Nakba (Büyük Felaket) ile zorla yerinden edilen Filistinlilerin hak taleplerinin somut bir sembolüdür. İsrail, bu kampları yok ederek Filistinlilerin uluslararası alanda tanınan mülteci statüsünü ve geri dönüş hakkını zayıflatmayı amaçlamaktadır.

Tulkarm ve Cenin'deki Durum

Tulkarm kampında evlerin büyük bir kısmı yıkılmış, sokaklar askeri operasyonlar nedeniyle kullanılamaz hale gelmiştir. Cenin kampında ise İsrail, sakinleri tamamen tahliye ettikten sonra bölgenin mimarisini değiştirmiş ve askeri üsler kurmuştur. Faisal Salama (Tulkarm Halk Hizmetleri Komitesi Başkanı), "İsrail'in amacı, kampları ortadan kaldırarak mülteci sorununu bitirmek ve UNRWA'nın rolünü sonlandırmaktır" dedi.

Filistin Direnişinin Sembolü Olan Kamplar Hedefte

Muhammed El-Azzeh (Lajee Mülteci Merkezi Müdürü), İsrail'in 1980'lerden beri kampların karakterini değiştirmeye çalıştığını ve bunun siyasi bir soykırım olduğunu belirtmiştir. İsrail, kampları "terör merkezleri" olarak göstererek uluslararası desteği manipüle etmekte ve Filistinlilerin hak mücadelesini zayıflatmaya çalışmaktadır.

Sonuç: Uluslararası Hukukun İhlali

İsrail’in bu politikaları:

- Zorla yerinden etme (uluslararası hukuka göre savaş suçu)
- Kolektif cezalandırma (Cenevre Sözleşmeleri'ne aykırı)
- Mülteci haklarını yok sayma (BM kararlarıyla garanti altına alınmıştır)

Uluslararası toplumun İsrail’e karşı somut yaptırımlar uygulamaması, bu insanlık suçlarının devam etmesine yol açmaktadır. Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı ve self-determinasyon hakkı, İsrail’in yıkım politikalarına rağmen uluslararası arenada savunulmalıdır.