Hasan Karakaya
IŞİD gider, Horasan gelir... Amerika’da oyun ve örgüt bitmez!
Kelimenin tam anlamıyla;
“At izinin, it izine karıştığı” günler yaşıyoruz... Öyle bir “karışım” ki, köpeğin önüne atsan, yemez!..
Şu hâle bakın;
1979’daki “İran Devrimi”nden bu yana ABD ile “düşman” olan, ABD’ye “Büyük Şeytan” diyen ve hatta ABD’nin baskısıyla “BM ambargoları”na maruz kalan bir İran, bugün aynı ABD ile “aşna-fişne” halinde!..
Düşünebiliyor musunuz;
ABD Başkanı Obama; kısmen yalanlasa da, İran Dini Lideri Hamaney’e bir “mektup” gönderip, “IŞİD’e karşı ortak mücadele” teklifinde bulunuyor!..
Aynı ABD;
Geçtiğimiz Salı günü CIA ve Pentagon yetkililerini “PYD ve PYD’ye muhalif Kürtler”le görüştürüyor...
CIA ve Pentagon yetkilileri, Çarşamba günü ise, “Bağdat’ta Kudüs Ordusu Komutanı olan İranlı general Kasım Süleymani ile 4 saat” görüşüyorlar!..
En şaşırtıcı olanı ise şu:
CIA ve Pentagon yetkilileri Bağdat’ta iken, Cuma günü “Esad’ın kurmaylarını Şam’dan Bağdat’a davet edip, onlarla 6 saat süreyle görüşmüşler!”
Neler oluyor Allah aşkına?..
Kim, ne dolaplar çeviriyor?..
Gördüğünüz gibi, Washington;
Hem Tahran ile, hem Şam ile ve hem de PKK ve PYD ile dirsek temasında!..
Merak ediyorum;
Washington-Tahran-Şam temaslarının sonunda Orhan Miroğlu’nun deyimiyle; “PKK, Amerika’nın yeni KDP’si” yapılmaya mı çalışılıyor?..
Böyle bir “plân”, varsa, demek oluyor ki, “IŞİD bahane”dir!..
IŞİD, BİR ABD İCADI!
Şu da gözden kaçmamalı:
Amerika ne zaman bir “plân” yapsa, bir ülkeyi ne zaman “işgal” etmeyi, ya da o ülkeyi “bölmeyi” kafasına koysa, mutlaka bir “örgüt” imal eder!..
Hele düşünün;
Afganistan ve Irak’ı işgal etmek istediğinde, “El Kaide” diye bir örgüt imal etti ve güya bu örgütü “yok etmek” için, gitti Irak ve Afganistan’ı işgal etti!..
Sorarım size;
El Kaide, şimdi nerede?..
Niye adı-sanı duyulmuyor, niye Amerika’ya tehditler savurmuyor?..
Çünkü, “görevi”(!) tamamlandı!..
Şimdi Şam ve Türkiye üzerinde “hesap”ları var ya, bu defa da “kimyager”lerine talimat verdi, onlar da “laboratuvar”lara girip, “IŞİD” adlı bir örgüt icat ettiler!..
IŞİD, öyle bir “emre amade” örgüt ki; “ABD’nin, Suriye ve Türkiye üzerindeki plânlarını gerçekleştirmesi” için, ne yapması gerekiyorsa, onu yapıyor!..
Bir de, ABD’nin “bir taşla birkaç kuş birden vurmasını” sağlıyor!..
Nasıl mı?..
IŞİD denilen örgüt, sözüm ona “İslâmcı” ya, “İslâm devleti” kuracak ve Ebubekir Bağdadi de “Halife” olacak ya; dünyanın çeşitli ülkelerindeki “Radikal İslâmcılar” IŞİD’e katılıp, “Bağdadi’nin sancağı” etrafında toplanıyorlar!..
Bir “mıknatıs”, nasıl ki “toplu iğne”leri kendine çeker ve onları bir araya toplar, Bağdadi de “radikal”leri bir mıknatıs gibi kendine çekiyor ve hepsini bir araya topluyor!..
Eee, Amerika ne yapıyor?..
Çeşitli ülkelerde “tek tek yaşayan radikaller”le mücadele zor olacağı için, onları bir araya topluyor ki; tepelerine “bomba”ları bırakıp, hepsini birden öldürebilsin!..
Sizin anlayacağınız;
“Toptan temizlik!”
IŞİD saflarına katılanlar “cihad” yaptıklarını zannededursunlar; Amerika, IŞİD üzerinden “plân”ını adım adım gerçekleştiriyor.
Baksanıza;
IŞİD’i bahane eden Amerika; Suriye’nin Halep ve İdlib şehirlerinde “Esad’a karşı savaşan muhalif grupları” bombalamakla meşgul!..
Ne hikmettir bilinmez;
Aynı ABD; IŞİD’in elinde bulunan Rakka ve Deyru’z Zor şehirlerine yönelik ciddi bir operasyona girişmedi!..
Varsa-yoksa Kobani!..
Açık söyleyelim:
Amerika’nın, IŞİD’e karşı verdiği “sözde savaşın medyatik yüzü”dür Kobani!..
Manzara ortada...
Amerikan savaş uçakları, IŞİD mevzilerinin üstüne “yüzlerce sorti” yaptı!.. Peki, bunca bombardımana rağmen, IŞİD “Kobani kuşatması”ndan vazgeçti mi?..
Elbette hayır!..
Demek oluyor ki;
Bu bombardımanlar, “dostlar alışverişte görsün” türünden saldırılardır!..
Haa, sahi; ABD uçaklarının PYD’ye attığı “silah”ların bir kısmının da, “yanlışlıkla”(!!!) IŞİD’in eline geçtiğini unutmayalım!..
Sanki, “yiyin birbirinizi” der gibi!..
ESAD’IN KEYFİ YERİNDE!
Kısa bir süre önce, “Baas rejimine yakınlığı” ile bilinen Suriye’nin Vatan Gazetesi’nde bir yorum çıktı... Esad cephesinin Amerika’nın hava saldırılarına bakışını” özetleyen yorum şöyleydi:
“Amerikan ordusu Suriye içinde, doğu ve güneydoğu sınırları üzerinde IŞİD’e karşı savaşta Suriye ordusu ile aynı siperdedir... Washington ve Şam genel eğilimleriyle çeliştiği için böyle bir benzetmeye karşı çıksa da, bu bir vakıa ve gerçektir. Suriye ordusu Amerikan hava operasyonlarından kesinlikle istifade edecektir.”
Hele söyleyin;
Doğru bir tesbit değil mi?..
Amerika, “IŞİD’le savaşıyorum” derken, aslında “Esad’la savaşan tüm muhalifleri” vurmuyor mu?..
Bu, Esad’ın işine gelmez mi?..
Öyle ya;
Güya “IŞİD’e karşı savaşan”(!) ABD, bir yandan da “Esad muhalifleri”ni temizliyor!..
Çok fazla geriye gitmeye gerek yok. Sadece geçtiğimiz günlerde Amerika’nın Suriye’de yaptığı hava saldırılarına bakmak bile yeterli.
Amerikan güçleri birkaç gün önce İdlib’in Buskaya köyü yakınlarında Ahraruş Şam Tugayları’na ait bir yeri bombaladı... Yine geçen hafta İdlib’in Sermede beldesinde İslami Cephe’ye ait bir bina, Amerikan uçaklarının hedefi oldu.
Yapılan bu saldırılarda çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
Fazla söze hacet var mı?..
Hele söyleyin;
ABD, “rejim muhalifleri”ni bombalarken, Esad rejimi, IŞİD’e karşı gözle görülür bir “çatışma”ya girdi mi?..
Dahası, bir “Suriye şehri olan Kobani”deki IŞİD kuşatmasını kırmak için, “bir tek uçağını” kaldırdı mı?..
“Rejim muhalifleri”nin bulunduğu köy, kasaba ve şehirleri “kimyasal bombalar”la bombalatan Esad’ın “Kobani’deki IŞİD kuşatması”na son vermek için bir tek uçak bile kaldırmaması anlamlı değil mi?..
ŞİMDİ DE HORASAN!
Dedim ya, “at izinin, it izine karıştığı” günler yaşıyoruz...
“At” kimdir, “it” kimdir, belli değil!..
Şunu bir kenara yazın:
“ABD’in IŞİD’le işi bittiğinde” ortaya yeni bir “örgüt” çıkarılacak, onun da adı “Horasan” olacaktır!..
Eli kulağında, herhalde bugün-yarın “laboratuvar”dan çıkacaktır!..
Zaten, Amerika; daha şimdiden “filmin fragmanları”nı göstermeye başladı!..
Son günlerde diyorlar ki;
“Horasan örgütü, Avrupa ve Amerika topraklarına saldırılar plânlayan El Kaide bağlantılı bir yapılanma... Nusra Cephesi’nin içinde konuşlanan Horasan, bizzat El Kaide lideri Zevahiri tarafından yönlendiriliyor.”
Dahası da var...
Amerika, “Horasan”dan söz ediyor ya; “inandırıcı” olmak için, bu örgütü “ete-kemiğe büründürmesi” de gerekiyor.
Onun içindir ki;
Suriye’de yaptığı bazı hava saldırılarında Horasan’ı vurduğunu söylüyor...
ABD Merkez Komutanlığı; geçenlerde saldırı düzenledikleri 5 noktada hedefin Horasan olduğunu açıkladı!..
Yerseniz!..
Oysa; tıpkı benim gibi, Horasan’ın “hayali bir örgüt” olduğunu düşünen çok sayıda insan var... Bunlardan biri de, eski terörle mücadele savcılarından Andrew C. McCarthy.
McCarthy geçen ay şunları yazdı:
“Horasan diye bir örgüt yok... Olup bitenlerin hiç yabancısı değiliz. Obama yönetimine bir başka Müslüman ülkeyi bombalamak için propaganda malzemesi ve meşru bir zemin lazımdı. IŞİD’in baş kesme videoları bir infial yarattıysa da uzun sürecek bir savaş için yeterli değildi.”
Lütfen dikkat!..
Bunları ben söylemiyorum...
Eski Terörle Mücadele savcılarından Andrew C. McCarty söylüyor!..
Diyor ki;
“Obama yönetimine, bir başka ülkeyi bombalamak için propaganda malzemesi ve meşru bir zemin lâzımdı!”
Demek oluyor ki;
“Aranan kan” üretildi!..
“IŞİD uyduramadık,
Horasan verelim!”
Hele hatırlayın “3 yıl önce”sini!..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bütün “tavsiye ve uyarı”larına rağmen “halkın talepleri”ne kulak tıkayan ve insanların sokaklarda “protesto gösterileri”ne başladığı günlerde, Beşşar Esad ne diyordu;
“El Kaide ile savaşıyorum!”
3 yıl sonra, aynı argümanları bu defa Amerika kullanıyor:
“Suriye’de, El Kaide bağlantılı olan Horasan’la savaşıyoruz!”
Ne ilginç değil mi?..
Esad ve Amerika; birer “stratejik ortak” gibi, hem “söylem”de, hem “eylem”de aynı noktada buluştular!..
Bu ittifaka İran’ı, PKK ya da PYD’yi eklerseniz, “Türkiye’nin işinin ne kadar zor olduğunu” görürsünüz!..
PKK, ÇÖZÜM’Ü UNUTTU!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, günlerdir; “Sınırlarımızda bir oyun oynanıyor” diye bas bas bağırıyor.
Bu oyunun “senaryo”sunu yazıp, sahnelemek isteyen “üst akıl” da, ABD’den başkası değil!..
Tam bu noktada;
“Amerika’nın yeni Kürdistan Demokrat Partisi” olmayı hayal eden PKK’nın, “Çözüm Süreci’ne mesafeli” davranmaya ve hatta “Çözüm Süreci’ni bitirmeye” yönelik söylem ve eylemleri üzerinde de çok iyi düşünmek gerekiyor!..
Zor... Türkiye’nin işi zor!..
Tüm bunlara, bir de Kıbrıs Adası açıklarında “Rum-İsrail ikilisi”nin çıkaracağı “doğalgaz”dan dolayı meydana gelebilecek “kriz”i de eklerseniz, Türkiye’nin işinin daha da zorlaşacağını görürsünüz!..
“At izinin, it izine karıştığı bir coğrafya”da, Türkiye’nin ne yapacağını gerçekten merak ediyorum...
Herhalde boş durmuyorlardır!..
********************************************************
Bugün AK Saray olur, yarın Halk Saray... Ama, belli ki, umudunuz yok!
Cumhurbaşkanlığı Binası ile ilgili tartışmalar devam ediyor...
Kimi “dünyadaki saraylar”la kıyaslama yapıyor, kimi de “israf” demeye devam ediyor.
Benim anlayamadığım şu: Bu “linç kampanyası”nı yürütenler “Bina”ya mı karşılar, yoksa “Erdoğan’ın şahsı”na mı?.. Bu “Bina”yı Erdoğan değil de, mesela Kemal Kılıçdaroğlu yaptırsa ve adını da “Halk Saray” koysaydı, yine karşı çıkacaklar mıydı?..
Ya da şöyle bir soru:
Bu saldırganlar, “Bina”ya mı karşıdırlar, yoksa adını kendilerinin koydukları “AK Saray”a mı?..
Eğer “adına” karşı iseler, yapacakları iş çok kolay!.. Çok çalışırlar, bir dahaki seçimde çok oy alırlar ve kendileri “Cumhurbaşkanı” seçilirler... Ondan sonra da, “AK Saray” demekle ısrar ettikleri binanın adını değiştirirler ve ister “Cumhuriyet Sarayı” derler, ister “Halk Saray” adını koyarlar!..
Ama, belli ki, “seçilme” umutları yok!.. Bu yüzden de, “çemkirmeye” devam ediyorlar!..
“Kendi sarayları”nı, “kendi malikaneleri”ni görmeyenlerin, “Cumhurbaşkanlığı Binası” için “israf” demeleri, biraz komik kaçıyor...
Bence, “ağızlarındaki bakla”yı çıkarıp, gerçek düşüncelerini açıklama vakti geldi.
Lâfı evelemenin-gevelemenin alemi yok!
yeniakit