Mehmet GÖKTAŞ
İslam’ın caddesinde özenle yürüdü
Sevgili Mehmed Alagaş Rabbine yürüdü, Rabbim mağfiretiyle muamele buyursun, şahit olduğumuz koşuşturmasını cennetiyle mükâfatlandırsın!
Gerek çıkardığı İnsan Dergisi’yle, gerek kitaplarıyla yaşadığı zamanın her bir dilimi için söylenmesi gereken neyse onu söyledi, yazdı.
Bunu yaparken savrulmadı, İslam Caddesini eğilip bükülmeden yürüdü, bitirdi. Daha da önemlisi onu izleyen gençler de aynı şekilde savrulmadılar. Müslüman gençliğin seyrüseferinde önemli rehberlik görevini üstlendi
Hem yeni bir şeyler söylemek hem de savrulmamak önemli bir haslettir, bunu unutmayalım. Yeni bir şey söyleyeceğim diye savrulup gidenleri şöyle bir gözünüzün önüne getirin, bunun ne demek olduğunu o zaman daha iyi anlayacaksınız.
Müslüman gençlerin ufkunu açmak, önlerini görebilmesi için çırpınmak önemli bir misyondur.
Anadolu’daki gençlerin çoğunun evinde ve elinde onun küçük hacimli, sıcak mı sıcak, samimi kitaplarını görürsünüz. Belki abartılı bulabilirsiniz ama evinde ve elinde Alagaş’ın kitaplarını gördüğümüz gençlerimizi her zaman için samimi ve duyarlı gençler olarak bilirdik.
Kitaplarının her birisiyle mutlaka o günün problemlerini çözmeye çalıştığını görürsünüz.
İzmir denilince aklımıza öncelikle Mehmed Alagaş gelirdi. Hatta İzmir’e gidip gelen birisine Mehmed Alagaş’la görüşüp görüşmediğini sorardık hep.
Her vardığımızda mutlaka ziyaret etmeye çalışır, düşünce ve tespitlerini dinlerdik. Kendisini bulamasak da ona vekâleten kitabevinde Sevgili Mus’ab’dan haberini alırdık.
Farkında mısınız, bir yıl içerisinde “kalanlara selam olsun” diyerek ne kadar güzel insan gitti dünyamızdan.
Aslında her birinin gidişiyle İslam’da öyle bir gedik açılıyor ki, Hz. Ali’nin (kerremallahü vecheh) tabiriyle, kıyamet gününe kadar kapanmayacak bir gedik.
Ama biz yine de boşalan bu gedikleri tez zamanda doldurmanın gayretinde olmalıyız, bize düşen budur.
Elhamdülillah her şeye rağmen kaybettiğimiz bu değerler geriye ufukları açık nice gençler bırakıyorlar, zamanla bunun farkına varıyoruz. Ve zaten bununla teselli oluyoruz.
Onların her biri için Rabbimizden mağfiret talep ederken bu anlamda bizleri öksüz ve kimsesiz bırakmamasını da niyaz ediyoruz.