Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

‘İşler iyi gitmiyor’

Bu, 30 Ağustos’ta vefat eden Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’un sözü.

Gorbaçov, 1985’te ilan ettiği “Glasnost” ile seslendirdi bunu. “Açıklık” anlamına gelen bu söz, büyülenme ile yürüyen sosyalist bakışın ayağını yere değdirdi.

Bizde bile sokaklarda Marks’ın, Lenin’in, Mao’nun posterleri ile yürünürdü. “Cennetin dünyada gerçekleşmesi idi komünizm.” 1917 – 1985… nerede ise 70 yıl bu bakış, dünyada pek çok genci – ülkeyi etkilemişti.

Gorbaçov “Glasnost - Açıklık” dedi, yani Sovyet dünyasının iç durumunu açtı. “Bizde işler dünyaya yansıttığımız gibi gitmiyor, sistem iflas durumunda” dedi.

Ardından “Perestroyka” dedi. “Bizim için bir yeniden yapılanma lâzım” dedi.

Bunları dedi, buna uygun politikalar geliştirmeye yöneldi ve Sovyet sistemi çöktü. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağıldı.

Şimdi Putin, SSCB’de de patron güç olan Rusya’yı yeniden toparlamaya ve küresel güç haline getirmeye uğraşıyor.

Gorbaçov’un “Glasnost” ve “Perestroyka” açılımı sosyalizmi idealize eden ve onun somutlaşması olarak SSCB’ye imrenerek bakan zihinlerde bir sarsılma meydana getirdi.

Sosyalizm gele gele böyle bir çöküş noktasına mı gelecekti?

Yani sosyalizm adına ortaya konan tüm o fedakarlıklar boşuna mıydı? Tüm o proletarya hakimiyeti söylemleri?

Bilmem bu büyülenme, Sovyetler’in dağılmasından sonra ortaya çıkan oligarkları falan gördüğünde kendini nasıl hissetmiştir?

Gorbaçov’un hamlesi kolay bir şey değildi elbet.

Büyülenmeleri aşmak… İdealizasyonu sorgulamak… Hele kurulu bir düzene format atmak…

Kolay değildi.

Ben Gorbaçov’un bu çıkışı yaptığı günlerde verdiğim konferanslarda Türkiye’deki “sistem sancısı” ile bağlantılar kurdum ve “Bizde de işler iyi gitmiyor” diyecek birilerine olan ihtiyacı belirttim.

Rahmetli Özal “Restorasyon” çağrısı ile bir anlamda bizdeki sistem sorgulamasının kapısını açtı. Restorasyon da “Yeniden yapılanma” anlamı taşıyordu. Yeni yapılanma için “Düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve teşebbüs özgürlüğü” üçlemesinin altını çizdi.

***

Bugün Gorbaçov üzerine yazarken, Türkiye’de bir süredir uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geldiği nokta üzerinde düşünmemek mümkün değil.

Büyülenmelere, idealize edilen ve korumak için üzerine kapanılan pozisyonlara karşı “Bizde işler iyi gidiyor mu?” sorusunun sorulması bile önemli. Ülke iyiye gidiyor mu, toplum iyiye gidiyor mu?

Henüz liderlik boyutunda böyle bir sorunun sorulamayacağı gözleniyor. Gorbaçov’un bunu Sovyet dünyasında sorabilmesinin – söyleyebilmesinin önemi buradan bakınca daha iyi anlaşılıyor.

Kolay değil büyülenmeleri aşmak? Dünyada milyonlarca insanın gözündeki büyüyü bozmak kolay değil. Ülkemizde hala “Çin büyüsü”nün müptelalarının olduğuna bakılırsa bu zorluk daha iyi anlaşılır.

Şu an birçok insan mevcut sistemi mutlaklaştıranları “İşler iyi gitmiyor” diye uyarmaya çalışıyor. Bu uyarılar tahmin edileceği gibi duyulmuyor. Ama işler iyi gitmez, gitmez, gitmezse, bir gün içerden “Glasnost – Perestroyka” çığlıkları duyulmaya başlanır.

Gorbaçov dersi budur.

….VE DİLİPAK

Abdurrahman Dilipak, yılların Akit Yazarı, İslami camianın önemli ismi gazetesi ve gazete bünyesinde çıkan Akit tv ile yollarını ayırmak zorunda kaldı. Yazılarındaki ve tv konuşmalarındaki eleştirel çizgi sebebiyle gazete yönetiminden uyarı geldi. Ankara rahatsızdı. Ve olan oldu.

Azaltılıyorduk, bir kere daha azaltıldık.

Ne yapıyordu Dilipak “Bizde işler iyi gitmiyor” diyordu. “Biz bu değiliz” diyordu.

“Konuşma, yazma” denildi. Ekranı, sütunu kapatıldı.

İyi mi olacak bu Ankara için? Bu, iyi mi olacak Akit camiası için? İyi mi olacak bu, islâmî camia için?

“İslâmî camia” mı dediniz? “Siyasi iktidardan başka bir şey kaldı mı ki?” gibi sesler duyuyorum. Var elbet. Bugünlerde konuşmak – yazmak zor olsa da, bir gün herkes konuşur elbet. Keşke o zaman “ba’de harabi Basra” durumu olmasa…

Bu yazı toplam 448 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar