İsmail Kılıçarslan :İslami Cihad Marjnal Bir Grup
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Filistin’e yaptığı dört günlük ziyareti ele aldığı yazısında, Türkiye-İsrail anlaşmasının Filistinli grupların çoğu tarafından Türkiye’ye olan güven sebebiyle ‘sorunsuz’
Yazının tamamı şu şekilde:
Geçtiğimiz dört gün boyunca Yunus Emre Enstitüsü'nün davetlisi olarak Filistin'de idim. Kudüs ve Nablus'ta Türk şiiri üzerine yapılan panellere Turan Koç ve Furkan Çalışkan'la birlikte katıldım. Doğrusu bu yolculuk her şeyden önce FETÖ denilen ihanet şebekesinden temizlenen kurumlarımızın nasıl da atağa geçtiğine dair somut fikirler edinmemi sağladı. Hem Kudüs Başkonsolosluğumuz hem de Yunus Emre Enstitüsü bu hainlerden temizlenince, yanlarına da zaten FETÖ ile hiç işi olmayan TİKA eklenince güzellikler güzelliklere ulanmış. Allah, memleketimizi hem içerde hem dışarıda P.İ.Ç.'ten korusun.
Yolculuk boyunca sorular biriktirdim. Bu soruların cevaplarını oradaki dostlarımıza da danıştım. Bugün istiyorum ki kendime sorduğum ve bazı cevaplar bulduğum bu soruları ve cevapları sizinle de paylaşayım.
Soru: İsrail sorunu çözülür mü?
Cevap: Yıldız Tilbe'nin mükemmel sözünü hatırlayalım. 'Kavga ederek çözebileceğiniz meseleleri konuşarak uzatmayın.' İnancım şudur: Bir terör organizasyonu olan İsrail ile kavga etmeden, kavga etmeyi göze almadan İsrail sorunu çözülmez. Çözülmez, çünkü İsrail ne 67 sınırlarına dönmeyi, ne iki devletli çözümü, ne Kudüs için uluslararası konsorsiyumu… Hiçbirini kabul etmeyecek zoru görmeden. 'Diğerine sıfır yaşam hakkı' politikasıyla yoluna devam eden terör organizasyonu İsrail sadece ama sadece güçten korkabilir. 6 yaşındaki çocuklara hedef olarak Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi'ni yapmayı belleten İsrail'den söz ediyoruz. Dolayısıyla söylenecek şey şudur: 'Hazır ol ceng-i cidâle / ister isen sulh-u salah'
Soru: Türkiye'nin İsrail ile anlaşması nasıl karşılanmış?
Cevap: İslami Cihad ve Halk Cephesi gibi marjinal örgütleri saymazsak Filistin'deki hemen tüm siyasal hareketler ve halk nezdinde itibarı çok yüksek. Türkiye'nin İsrail ile anlaşmasından tam anlamıyla memnun olmasalar bile bu itibarın yüksekliği meselenin sorunsuz halledilmesini sağlamış. Ayrıca tabii ki Gazze'ye ulaştırılan yardımları memnuniyetle karşılaşmışlar.
Soru: Hamas'ın Gazze'deki yeni sorumlusu Sinvar kim?
Cevap: Size şaşırtıcı gelecek ama Hamas'ın askeri kanadından politikaya geçiş yapan bu yeni aktörü sadece biz değil, Filistinliler de yeteri kadar tanımıyor. Sadece 'medyaya uzak' ve 'mücadeleci biri' cümleleri dolaşımda… Sinvar'ın tıpkı Heniye gibi Türkiye ile çok yakın ilişkiler kurup kurmayacağı ise an itibariyle soru işareti. Tahminler, bu görev için Mısır'a yakın bir ismin değil Sinvar'ın seçilmiş olmasının ilişkilerin kaldığı yerden devam edeceği yönünde bir işaret olduğu yönünde. Fakat bekleyip göreceğiz.
Soru: Türkiye sadece Hamas'ı mı destekliyor?
Cevap: Elbette hayır… Türkiye, bağımsız Filistin davasına gönül vermiş tüm hareketlerle sağlam ilişkiler tesis etmenin derdiyle dertlenmiş durumda ki olması gereken de bu. Tabii, bu ilişkilerin Hamas ve El Fetih'le daha yoğun olduğu da hakikat.
Soru: Türkiye Filistin'de neler yapıyor?
Cevap: Türkiye, uzun süredir başta TİKA olmak üzere pek çok resmi kurum ve STK ile Kudüs'te, Gazze'de ve Batı Şeria'da çok önemli işler, şahane yatırımlar gerçekleştiriyor. Sözgelimi Gazze'de yeni bir hastane ve bir koordinasyon merkezi bitirmiş durumda TİKA. Kudüs'te ise Mescid-i Aksa çevresindeki Müslüman sahipli binaların restorasyonu en önemli çalışma alanlarından. Bizatihi Aksa içinse pek çok yatırım planlaması yapılmış, ancak Ürdün'ün kontrolündeki İslam Vakfı'nı geçip de bu yatırımları gerçekleştirmek biraz zorlayıcı olabiliyor. Diğer yandan, FETÖ organizasyonu yüzünden verimsiz hale gelen kültürel etkinlikler de temizliğin ardından hız almış durumda. Çok yakında Yunus Emre Enstitüsü'nün ve Başkonsolosluğumuzun planladığı sergi, film günleri, kültürel oturumlar gibi şahane etkinliklerinden haberdar olacağız. Yani kardeşliğimiz artık kültürle de pekişecek.
Soru: Ben bir Türk'üm. Filistin için ne yapabilirim?
Cevap: İşte bu kilit bir soru. Her şeyden önce Filistin ilgimizi 'romantik' olandan 'gerçek' olana taşımak lazım… Filistin'in tüm sorunlarını hiç olmazsa temel düzeyde bilmemiz lazım… Böyle yaparsak mesela tüm yardımların Gazze'ye ulaştırılması isteğimizi dizginleyebiliriz. Böyle yaparsak mesela Fetih aleyhine ya da Hamas lehine (ya da tam tersi şekilde) konuşacağımız zaman biraz insaflı davranabiliriz. Böyle yaparsak Filistin'in gerçek sorunlarına gerçek çözümler arayabiliriz. Ve bir sitem: Filistin'de bir şeyler yapmak isteyen değerli yerel yönetimlerimiz ve STK'larımız. Elinizdeki imkânı kullanmadan önce Başkonsolosluk, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımıza danışmak çok faydalı olacaktır. Yapacağınız hizmetin hem sıhhati hem de faydası için doğrusu budur.
Ne diyordu İsmail Kılıçarslan: 'Filistin davasına katkı sağlamayı gördüğü her Kubbetüs Sahra fotoğrafını 'orası Mescid-i Aksa değil' cümlesiyle karşılamak zanneden benim canım kardeşim. Yahu ne olur hiç olmazsa 'derdini çekiyorum' dediğin yerin haritasına azıcık çalış. Çalış ki Filistin için işe yarar bir şeyler yapma şansın olsun.'