İsrail : Suikastlar Tarihimizi Değiştirdi
İsrail: İslami Cihad lideri Fethi Şikaki’ye ve Hizbullah Komutanı İmad Muğniye’ye yönelik suikastler tarihimizi değiştirdi
İsrailli “Kanal 13” televizyonu, İsrail'in suikastlarının 6 Eylül 1972 yılında düzenlenen Münih operasyonu sonrası sistematik bir şekilde uygulanmaya başladığını ortaya koydu. Yahudi televizyonuna göre, o dönem Başbakanı Golda Meir, suikast operasyonlarının düğmesine basması için MOSSAD Başkanı Zivi Zamir'e verdiği talimatta, “Onları öldürün ve oyundan çıkarın” ifadelerini kullandı.
Kanal 13'ün askeri işler analisti Alon Ben-David'e göre, İsrail o dönemden bu yana yüzlerce suikast eylemi yürüttü. Bunlardan bazıları, mevcut durumu değiştirmeyi başarırken, bazıları ise fiyasko ile sonuçlandı. Üçüncü kategoride yer alan suikastlar ise, kişisel intikam niteliğinde gerçekleşti.
Analist, Meşal ile ilgili yaşananların düşünülmemiş eylemlerden oluştuğunu ve bu sürece baştan beri hataların eşlik ettiğini itiraf ederek, Ebu Cihad suikastının da birçok soruyu gündeme getirdiğini ifade etti. Analiste göre operasyon, Amerikalılarla temas halinde olmalıydı, ancak İsrail istihbaratı silahlı Direnişe karşı yeni bir yöntemle düşünmeye başladıklarını bildirdi. Ancak işin ilginç yanı, bu suikastlar Direnişin silahlı eylemlerini durduramadı, aksine operasyonlar artarak çoğaldı.
İsrailli askeri analist, eğer MOSSAD onlarla konuşursa ölen insanlar olduğunu, bir diğer grubun ise bilgi elde etmek amaçlı tutuklandığını, suikast eylemlerinin ise bu ihtimaller olmadığı zaman gerçekleştiğini öne sürdü. Ne var ki iki suikastın İsrail tarihini değiştirdiğine dikkat çeken analist, bunlardan ilkinin 1995 yılında Malta'da öldürülen İslami Cihad lideri Fethi Şikaki operasyonu olduğunun altını çizdi. Buna göre örgüt operasyonun ardından birkaç yıl derin bir hareketsizliğe gömüldü. Analiste göre ikinci suikast ise, 2008 Şubatında öldürülen İmad Muğniye operasyonudur. Muğniye'den sonra yerini doldurması için üç kişi liderliğe getirildi. Ancak onlar da İmad Muğniye'nin bıraktığı boşluğu dolduramadı. Bu durum, bu liderler öldürüldükten sonra yerlerine varis bulmanın zor olduğunu gösteriyor.
1993 yılında Hizbullah lideri Abbas Musavi'ye düzenlenen suikasta da dikkat çeken analist, bu operasyonun ayrıcalıklı bir başarısızlık olduğunu, bu yüzden çoğu İsraillinin bugün Hasan Nasrallah'a suikast düzenlenmesini istemediğini aktardı. Hasan Nasrallah'ın 2006 yılında gerçekleşen ikinci Lübnan savaşında şiddetli darbe aldıktan sonra sessiz kalmayı ve yer altında gizlenmeyi tercih ettiğini iddia eden askeri analist, suikastların büyük çoğunluğunun caydırıcılık ya da dokunulmazlığı geri kazanmaktan ziyade, kişisel intikam boyutu olduğunu vurguladı.
Hamas'ın Kudüs'te gerçekleştirdiği bir dizi büyük bombalı eylemden sonra Halid Meral'e suikast kararı alındığını iddia eden Ben-David, siyasi kanadın derhal cevap vermesi istenerek o dönem Ürdün'de yaşan Meşal'i hedefleme kararı alındığını belirtti. Aynı şekilde Ebu Cihad suikastının 1987 yılında birinci intifadanın patlak vermesine misilleme olarak geldiğini ifade ederek, Ebu Cihad'ın liderliğinin o dönem Siyonist karar mekanizmaları için büyük bir gerginlik oluşturduğunu dile getirdi.
İsrailli Kanal 13 televizyonu askeri analisti Alon Ben-David, profesyonel operasyon düzeyinin o dönem Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya risk seviyesinin çok yüksek olduğunu söylediğini itiraf ederek, “Bu operasyonun düzenlemedik” şeklinde konuştu.
1996 yılı Ocak ayında düzenlenen Yahya Ayyaş suikastının da, Tel Aviv'e karşı bir dizi bombardımana misilleme olarak geldiğini vurgulayan analist, İsrail'in yurtiçi gizli servisi Şin Bet'in Gazze'ye 10 gram patlayıcı taşıyan bombalı bir telefon sokmayı başardığını, ancak suikastın ilk seferinde başarısız olduğunu aktardı. Buna göre telefon ikinci kez bölgeye gönderildiğinde ise operasyon gerçekleştirilebildi.
Tüm bunlara ilaveten, Ben-David bu suikast operasyonları ile ilgili bazı gizli ve sürpriz bilgileri ortaya koydu. Analiste göre, Meşal için hazırlanan suikast girişiminde, zehirli bir şırınga kullanılarak bir kutu gazlı içeceğe zerk edildi. Mossad ajanları bu operasyonu onlarca defa denedi ancak bu operasyon da eksik bilgiler topladığı için başarısız oldu.
Oslo sürecinin çöküşü ve İzak Rabin'in öldürülmesi dâhil olmak üzere, Ayyaş'ın planladığı operasyonların İsrail tarihini değiştirdiğini vurgulayan İsrailli askeri analist, Ayyaş'ın saha ile hiçbir şekilde irtibat kurmadan savaştığını ancak buna rağmen El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim katliamına büyük katkı sağladığını aktardı.
Siyonist rejimin güvenlik sisteminin şımarık çocuklarından biri olarak anılan Ben-David'in sözleri, İsrail istihbarat servisinden üst düzey kaynaklara dayanıyor. Dolayısıyla bu sözlerin doğruluğunda kuşku yoktur. Ancak Ben-David, aynı zamanda Siyonist devletin Arap ümmeti ve Filistin halkına karşı girdiği kirli bir psikolojik savaş çerçevesinde konuşuyor. Bunun yanı sıra, Ben-David, “Suikast listesi” adlı belgeselin yapımcısıdır. Bu belgesel dizisinde, İsrail'in Yahya Ayyaş, Halil El-Vezir, Samir Kuntar ve Ali Hasan Selame'ye düzenlediği suikastlar ve Halid Meşal'e suikast girişimini İsrail'in bakış açısıyla aktarıyor, ve bu suikast eylemlerinin üzerindeki sır perdelerinin büyük kısmını kaldırıyor.
Kaynak: İntizar