İsrail'in isim babası Amerika
Washington Post'ta yayınlanan bir yorumda, İsrail'in bağımsızlık ilanının tanınması konusunun ABD yönetiminde önemli bir çatlağa yol açtığı ortaya çıktı
İsrail, 60'ıncı kuruluş yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutluyor. ABD Başkanı George Bush'un da bizzat katılacağı kutlamalar öncesinde, Washington Post'ta yayınlanan bir yorumda, İsrail'in bağımsızlık ilanının tanınması konusunun ABD yönetiminde önemli bir çatlağa yol açtığı ortaya çıktı.
Bill Clinton döneminde ABD'nin BM büyükelçiliğini yapan ve Bosna'da barışın mimarı olarak anılan Richard Holbrooke tarafından kaleme alınan yorumda, İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği gün, dönemin ABD Başkanı Hary Truman ile başta Dışişleri Bakanı George Marshall olmak üzere Amerikan Dışişleri topluluğu arasında İsrail'in tanınması konusunda büyük bir anlaşmazlık yaşandığı ve bu tartışmaların devlet içinde bugüne kadar sürdüğü kaydedildi. Holbrooke'un açıkladığı bir başka ilginç bilgi ise, Truman tarafından imzalanan orijinal tanıma metninde yer alan "Yahudi Devleti" ibaresinin, daha sonra Truman'ın iç politika danışmanı Clark Clifford tarafından çizilerek, el yazısıyla "İsrail Devleti" şekline dönüştürüldüğü yolunda. Bağımsızlık sırasında adı olmayan İsrail'in, bağımsızlık ilanından sonraki ilk hafta içinde adı netleşmişti. Bu belge, ABD'nin henüz adı netleşmeyen Yahudi devletine, daha 14 Mayıs gecesi "İsrail Devleti" dediğini ortaya koydu. ABD yönetimindeki derin çatlak, İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesine 2 gün kala Amerikan tutumunu belirlemek için Başkan Truman, Dışişleri ve Savunma bakanlarının katıldığı toplantıda gün yüzüne çıkmış. Dönemin Dışişleri Bakanı George Marshall ve Savunma Bakanı James Forrestal, İsrail'in tanınmasına şiddetle karşı çıkarak, bölgenin bir bütün olarak BM vesayetine verilmesini savunmuşlar. Truman ile toplantıya katılan iç politika danışmanı Clark Clifford ise İsrail'in tanınması gerektiğini savunmuş. Hoolbrooke, yorumunda, iç politika danışmanı Clifford'un toplantıya katılmasının ve istediği kararı çıkarttırmasının, ABD'nin İsrail'i tanıma kararında, dış politika saiklerinden çok iç politika saiklerinin rol oynadığı yolundaki görüşleri desteklediğini ifade ediyor. Clifford, Truman'dan ABD'deki seçimlerde Yahudi desteği konusunda kilit konular olan ekonomik ve liberal politikaların devam ettirilmesini istemiş. Clifford'a göre İsrail'in bağımsızlığının tanınmasına karşı çıkan devlet görevlileri, petrol, Arap nüfusu ve bir kısmı da antisemitik sebeplerle bu görüşü savunmuş. Daha sonra Nixon yönetiminde ABD Savunma Bakanlığı da yapan Clifford, o dönemde yanında çalışan Holbrooke'a, söz konusu tartışmaların yaşandığı günlerde dönemin Savunma Bakanı Forrestal'ın kendisine, "Bir tarafta 30 milyon Arap, diğer tarafta 600 bin Yahudi var. Neden gerçekle yüzleşmiyorsunuz?" diye çıkıştığını da anlatmış. Holbrooke, bugün birçok Amerikalının, Truman'ın İsrail'i tanıma kararının bir dış politika değil, iç politika kararı olduğunu düşündüğünü belirterek, bu görüştekilerin İsrail'in ABD'nin başına bela olmaktan başka bir şey olmadığına inandığını ifade etti. İsrail'in ABD desteği olmasa da bağımsızlığını ilan edeceğine inandığını kaydeden Holbrooke, "Ancak, başlangıçtaki Amerikan desteği olmasaydı, İsrail'in yaşaması büyük riske girerdi." ifadelerini kullandı.