İsrailoğulları Tarihi 1
Bu yazı dizimizde İsrailoğulları tarihini yani çıkış yerleri...
Bu yazı dizimizde İsrailoğulları tarihini yani çıkış yerleri, yaşamış oldukları bölgeler ve tarihte bıraktıkları izler gibi beraber yaşamıs oldukları kavim ve milletlerle ilişkilerini ele alacağız.
İsrailoğulları denilince akla hemen yahudilik gelmektedir. Yahudilik ve siyonizm kavramları beraber anılmaya başlandığı bu son asrımızda yahudilerin kendileri için benimsedikleri „yahudi“ ismini artık olumsuz gördüklerinden ısrarla „musevi“ kelimesini kullanmaya başlamışlardır.
İsrailoğulları, Kur`an’da Hz.İbrahim’in torunu Hz.Yakub’dan sonra kullanılan bir terimdir. Hem zaman olarak yahudi kelimesinden önce kullanılmaya başlanmış ,hem de mana olarak yahudi kelimesinden daha geniş bir manaya sahiptir. Dolayısıyla İsrailoğulları’nın tarihi Hz.İbrahim’den sonra başlamış oluyor.
Günümüz yahudilerinin ve tarihteki yahudilerin kendilerini Hz.İbrahim’e nisbet vermeleri ve tarihlerinin başlangıcı olarak o zamanı göstermeleri tarihi gerçekleri saptırmadan ibarettir.
Hz.İbrahim, tarihte tağutlara karşı mücadelesi ve putları kırmasıyla övülen ululazm peygamberlerdendir. Resul-ü Ekrem Hz.İbrahim’in torunu olmasıyla iftihar eder ve Hz.İbrahim’e sima olarak benzediğinden onu görme arzusunda olanlara kendisine bakmalarını buyururdu. Hz.İbrahim’in tarihteki konumu ve kendisinden sonra gelen peygamberlerin ondan övgüyle söz etmesi, özellikle İsrailoğulları peygamberlerinin onu kendilerine örnek göstermeleri yahudilerin kendi soylarını Hz.İbrahim’e nispet vermelerine sebep olmuştur. Halbuki Kur’an Hz.İbrahim’in yahudi ve hıristiyan olmadığını açıkca belirtiyor.
Hz.İbrahim bugün Irak topraklarında olan Babil bölgesinde yaşıyordu. Dönemin tağutu Nemrut ile uzun yıllar mücadele ettikten sonra Ken’an diyarı denilen Filistin topraklarına hicret etti. Hz.İbrahim zamanın tağutlarıyla uzun mücadelelerin ardından oldukca yaşlanmış ve henüz bir çocuğu olmamıştı. Allah’tan kendisinden sonra bu hak yolu sürdürecek ve tağutlarla mücadele edecek bir evlat vermesini diledi. Hz.İbrahim’in Sara’dan çocuğu olmuyordu, bu değerli eşinin rızasıyla ile onun kenizi (hizmetçisi) Hacer ile evleniyor ve Allah-u Teala Hacer’den ona bir erkek çocuğu nasip ediyor, ismini İsmail koyuyorlar.
Sara, Lahic peygamberin kızıydı bütün zorluk ve mücadelelerde Hz.İbrahim’in yanında yer almış onun bütün dertlerine ortak olmuştu ve hiç bir şikayette bulunmamıştı. Bazen Hz.İbrahime ömrünün meyvesi olacak bir çocuk dünyaya getirmek istediğini belirtiyordu. Hz.İbrahim Sara’yı çok seviyordu onun yaptığı fedakarlıkları unutmamıştı ama Sara’nın bu isteğinin yaşlanmış olmaları hasebiyle mümkün olmayacağını ama ilahi lütuf sayesinde gerçekleşebileceğine inanıyordu onun için sadık bir niyyetle Allah’tan Sara’dan da kendisine bir çocuk vermesini diledi. Allah-u Teala ilahi bir mucizeyle ihtiyar olmalarına rağmen kendilerine İshak adını verdikleri bir erkek çocuk nasip etti. Böylece Hz.İbrahim’in iki oğlu olmuştu biri İsmail diğeri İshak.
İshak dünyaya gelmeden önce Hz.İbrahim Allah’ın emriyle İsmail ve annesi Haceri Mekke’ye yerleştirdi. İshak ve annesi Sara Filistin topraklarında yaşamlarını sürdürdüler.
İshak büyüyüp evleniyor ve Yakup ismini verdiği bir erkek çocuğu oluyor. Kur’an Hz.İbrahim’in Sara’dan bir cocuk istemesini ve Allah’ın onun duasını kabul etmesini şöyle beyan ediyor: “Biz ona (İbrahime )İshakı verdik fazlalık olarak da Yakub’u verdik ve hepsini peygamber karar kıldık.“ Hz.İbrahim’in nesli bu iki oğlundan; Hz.İsmail ve Hz.İshak’tan devam etti.
Hz.İbrahim’in torunu Hz.Yakub’un oniki oğlu dünyaya geldi, Kur’an-ı Kerim onları Al-i Yakup (Yakupoğulları) olarak belirtiyor. Hz.Yakub’un diğer bir ismi de „İsrail“ idi. İsrail İbranicede „isra“ ve „ İl“ kelimelerinden oluşuyor. İsra „kul“ manasında, İl ise Allah’ın isimlerinden biridir. İsrail, Arapçada Allah’ın kulu manasında olan „Abdullah“ ile eş anlamlıdır. Hz.Yakub’un çocuklarına „Beni İsrail“ yani İsrailoğulları da denilir.
Hz.Yakub’dan önce yaşayan insanlar İbrani dedelerinden birine nisbet verilirdi ama Hz.Yakub’dan sonra İsrailoğulları diye adlandırıldılar. Bu isim Hz.İbrahim’den 100 yıl sonra Hz.Yakub’un soyu çogalıp arttıktan sonra onlara verilmiştir. Dolayısıyla „İsrailoğulları“ terimi hem zaman olarak hem kavim olarak ve hem de isim olarak Hz.İbrahim’den sonra ortaya çıkmıştır.
Yahudi kelimesinin ortaya çıkış sebep ve zamanı hakkında iki görüş vardır:
1.) Hz.Yakub’un çocuklarından birinin ismi Yahuza idi „za“ ekinin yerine „da“ eki konulmuş ve isim Yahud olarak değistirilmiş ve Yahud’un soyundan gelenlere yahudi denilmistir.
2.) Yahud, „hevd“ kelimesinden türemiş dönmek ve tövbe etmek manasını taşımaktadır. Hz.Musa zamanında İsrailoğulları yaptıkları günah ve isyandan tövbe edip Allah’a itaate döndüklerinden dolayı onlara Yahud denildi.
Kısaca söylenecek olursa „Yahudi“ kelimesi arzettiğimiz gibi birinci görüşe göre Hz.Yakub’un oğlu Yahuza’nın soyundan gelen ve ona tabi olanlara; ikinci görüşe göre Hz.Musa zamanında İsrailoğullarından tövbe edenlere denilir. Herhalukarda her iki görüşe göre bu kelimenin ortaya çıkış zamanı farklı olsa da „Yahudi“ kelimesi İsrailoğullarının bir bölümüne denilmektedir.
Böylece bu bölümde „İsrailoğulları“ ve „Yahudi“ terimlerinin çıkış zamanı ve sebebi açıklanmış oluyor.
iqraa.de
İsrailoğulları denilince akla hemen yahudilik gelmektedir. Yahudilik ve siyonizm kavramları beraber anılmaya başlandığı bu son asrımızda yahudilerin kendileri için benimsedikleri „yahudi“ ismini artık olumsuz gördüklerinden ısrarla „musevi“ kelimesini kullanmaya başlamışlardır.
İsrailoğulları, Kur`an’da Hz.İbrahim’in torunu Hz.Yakub’dan sonra kullanılan bir terimdir. Hem zaman olarak yahudi kelimesinden önce kullanılmaya başlanmış ,hem de mana olarak yahudi kelimesinden daha geniş bir manaya sahiptir. Dolayısıyla İsrailoğulları’nın tarihi Hz.İbrahim’den sonra başlamış oluyor.
Günümüz yahudilerinin ve tarihteki yahudilerin kendilerini Hz.İbrahim’e nisbet vermeleri ve tarihlerinin başlangıcı olarak o zamanı göstermeleri tarihi gerçekleri saptırmadan ibarettir.
Hz.İbrahim, tarihte tağutlara karşı mücadelesi ve putları kırmasıyla övülen ululazm peygamberlerdendir. Resul-ü Ekrem Hz.İbrahim’in torunu olmasıyla iftihar eder ve Hz.İbrahim’e sima olarak benzediğinden onu görme arzusunda olanlara kendisine bakmalarını buyururdu. Hz.İbrahim’in tarihteki konumu ve kendisinden sonra gelen peygamberlerin ondan övgüyle söz etmesi, özellikle İsrailoğulları peygamberlerinin onu kendilerine örnek göstermeleri yahudilerin kendi soylarını Hz.İbrahim’e nispet vermelerine sebep olmuştur. Halbuki Kur’an Hz.İbrahim’in yahudi ve hıristiyan olmadığını açıkca belirtiyor.
Hz.İbrahim bugün Irak topraklarında olan Babil bölgesinde yaşıyordu. Dönemin tağutu Nemrut ile uzun yıllar mücadele ettikten sonra Ken’an diyarı denilen Filistin topraklarına hicret etti. Hz.İbrahim zamanın tağutlarıyla uzun mücadelelerin ardından oldukca yaşlanmış ve henüz bir çocuğu olmamıştı. Allah’tan kendisinden sonra bu hak yolu sürdürecek ve tağutlarla mücadele edecek bir evlat vermesini diledi. Hz.İbrahim’in Sara’dan çocuğu olmuyordu, bu değerli eşinin rızasıyla ile onun kenizi (hizmetçisi) Hacer ile evleniyor ve Allah-u Teala Hacer’den ona bir erkek çocuğu nasip ediyor, ismini İsmail koyuyorlar.
Sara, Lahic peygamberin kızıydı bütün zorluk ve mücadelelerde Hz.İbrahim’in yanında yer almış onun bütün dertlerine ortak olmuştu ve hiç bir şikayette bulunmamıştı. Bazen Hz.İbrahime ömrünün meyvesi olacak bir çocuk dünyaya getirmek istediğini belirtiyordu. Hz.İbrahim Sara’yı çok seviyordu onun yaptığı fedakarlıkları unutmamıştı ama Sara’nın bu isteğinin yaşlanmış olmaları hasebiyle mümkün olmayacağını ama ilahi lütuf sayesinde gerçekleşebileceğine inanıyordu onun için sadık bir niyyetle Allah’tan Sara’dan da kendisine bir çocuk vermesini diledi. Allah-u Teala ilahi bir mucizeyle ihtiyar olmalarına rağmen kendilerine İshak adını verdikleri bir erkek çocuk nasip etti. Böylece Hz.İbrahim’in iki oğlu olmuştu biri İsmail diğeri İshak.
İshak dünyaya gelmeden önce Hz.İbrahim Allah’ın emriyle İsmail ve annesi Haceri Mekke’ye yerleştirdi. İshak ve annesi Sara Filistin topraklarında yaşamlarını sürdürdüler.
İshak büyüyüp evleniyor ve Yakup ismini verdiği bir erkek çocuğu oluyor. Kur’an Hz.İbrahim’in Sara’dan bir cocuk istemesini ve Allah’ın onun duasını kabul etmesini şöyle beyan ediyor: “Biz ona (İbrahime )İshakı verdik fazlalık olarak da Yakub’u verdik ve hepsini peygamber karar kıldık.“ Hz.İbrahim’in nesli bu iki oğlundan; Hz.İsmail ve Hz.İshak’tan devam etti.
Hz.İbrahim’in torunu Hz.Yakub’un oniki oğlu dünyaya geldi, Kur’an-ı Kerim onları Al-i Yakup (Yakupoğulları) olarak belirtiyor. Hz.Yakub’un diğer bir ismi de „İsrail“ idi. İsrail İbranicede „isra“ ve „ İl“ kelimelerinden oluşuyor. İsra „kul“ manasında, İl ise Allah’ın isimlerinden biridir. İsrail, Arapçada Allah’ın kulu manasında olan „Abdullah“ ile eş anlamlıdır. Hz.Yakub’un çocuklarına „Beni İsrail“ yani İsrailoğulları da denilir.
Hz.Yakub’dan önce yaşayan insanlar İbrani dedelerinden birine nisbet verilirdi ama Hz.Yakub’dan sonra İsrailoğulları diye adlandırıldılar. Bu isim Hz.İbrahim’den 100 yıl sonra Hz.Yakub’un soyu çogalıp arttıktan sonra onlara verilmiştir. Dolayısıyla „İsrailoğulları“ terimi hem zaman olarak hem kavim olarak ve hem de isim olarak Hz.İbrahim’den sonra ortaya çıkmıştır.
Yahudi kelimesinin ortaya çıkış sebep ve zamanı hakkında iki görüş vardır:
1.) Hz.Yakub’un çocuklarından birinin ismi Yahuza idi „za“ ekinin yerine „da“ eki konulmuş ve isim Yahud olarak değistirilmiş ve Yahud’un soyundan gelenlere yahudi denilmistir.
2.) Yahud, „hevd“ kelimesinden türemiş dönmek ve tövbe etmek manasını taşımaktadır. Hz.Musa zamanında İsrailoğulları yaptıkları günah ve isyandan tövbe edip Allah’a itaate döndüklerinden dolayı onlara Yahud denildi.
Kısaca söylenecek olursa „Yahudi“ kelimesi arzettiğimiz gibi birinci görüşe göre Hz.Yakub’un oğlu Yahuza’nın soyundan gelen ve ona tabi olanlara; ikinci görüşe göre Hz.Musa zamanında İsrailoğullarından tövbe edenlere denilir. Herhalukarda her iki görüşe göre bu kelimenin ortaya çıkış zamanı farklı olsa da „Yahudi“ kelimesi İsrailoğullarının bir bölümüne denilmektedir.
Böylece bu bölümde „İsrailoğulları“ ve „Yahudi“ terimlerinin çıkış zamanı ve sebebi açıklanmış oluyor.
iqraa.de