Sık sık tekbirlerin getirildiği eylem sırasında "Karada denizde intifada her yerde" , "Hamas'a selam direnişe devam" , "Muhammedin ordusu kafirlerin korkusu" "terörist İsrail, Ortadoğu'dan defol" , "Siyonist elçilik kapatılsın" , "Vur vur Hamas vur İsrail'i vur" "İslam gelecek zulüm bitecek" , "Oluk oluk kan aksa kurtulacak el Aksa" , "Kahrolsun Amerikan emperyalizmi" , "Şehidlerin yolunu sürdüreceğiz" şeklinde sloganlar atıldı.

"Siyonist Kuşatmaya Karşı Yaşasın İslami Dayanışmamız" yazılı pankartın kullandığı yürüyüş sırasında Türkiye, Filistin, Hamas ve Hizbullah bayrakları dalgalandırıldı.

Ahmet Kalkan: Sözün Bittiği Yerdeyiz" Artık Anladıkları Dilden Konuşmalıyız

Yürüyüş sonrasında Filistin dostlarına seslenen Ahmet Kalkan, "Bizler, konsolosluğu tanıyanları da tanımıyoruz. Biz, Allah içim canlarını feda eden ölümsüzleşen kardeşlerimizin izini takip etmek için Gazze'deki direnişe selam vermek için toplandık. Bu mesele, bir iki dakikalık nutuklarla, konferanslarla, BM'nin kınamasıyla halledilemez. Bu iş, şehadet bilincini gerektirir. Her iki anlamda da.. Karşımızdaki insanlar hangi dilden anlıyorsa o dilden konuşulmalı. Artık sözün bitmesi gereken yerdeyiz. Başka şekilde konuşmalıyız. İsrail, Müslümanların göğsünde bir kanser urudur. Bu ancak koparıp atılmayla hallolur. İsrail, üçüncü dünya savaşının pimini çekmiş durumda. Kıyamet savaşı başlıyor. İşimizi gücümüzü ona göre planlayalım. Planımızı programımızı ona göre ayarlayalım. Bizi üçüncü dünya savaşı bekliyor. Hazır mısınız?" dedi.

Müslümanların tevhid eksenli birliğe ulaşması gerektiğini savunan Kalkan, "Müslümanlar 46 devlete bölünmese, devletlerin başında İsrail dostları yer almasa, bir halife önderliğinde tek devlet olmuş olsa Amerikan ne yapabilir İsrail ne yapabilir?" diye sordu.

Kalkan, Ortadoğu'daki İsrail'e sloganla karşı çıkmaktan ziyade içimizdeki İsraillilere, İsraillileşenlere dur demeye çağırdı. Kalkan "İsrail, gücünü Amerika'dan daha çok içimizdeki Müslüman ülkelerin liderlerinden almaktadır. Biz, tevhidi yeniden Kuran'ın tanımladığı gibi yeniden tanımladığımız, tağutların tamamına karşı aldığımız zaman İsrail'in bir gün yaşama hakkı olmayacaktır. Müslüman, tarafsız olamaz. Kardeşlerinin yanında şehadet bilincinin yanında olmalıdır. O halde ilan ediyoruz. Kanımız ve canımızla Filistin'in yanındayız. Artık söz ve yazıyla değil onların diliyle konuşacağız" dedi.

Rıdvan Kaya: Düşmana Karşı Tepkiler Az

Kalkan'dan sonra söz alan Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya ise "Bunca şehid ve bunca yaralının ardından söz söylemek çok zor. Ama bununla birlikte bizim her zaman zulme, zalimlere, emperyalizme, siyonizme ve işbirlikçiye karşı sözümüz olmalıdır. Karşımızda azılı bir düşman var. Bundan tepkiye rağmen zalimliğinden vazgeçemeyen bir düşman var. Demek ki bu tepkiler az geliyor yetmiyor" dedi.

Rıdvan, Şehitlerin kanlarıyla Türkiye'de "Siyonizme" karşı tepkinin güçlendiğini belirten Şehitlerin kanlarının bir süre sonra unutulmaması, zulümlerin tekrardan nüksetmemesi için eylemlerin süreklileştirilmesi gerektiğini ifade etti. Kaya "İsrail'i ayakta tutun güç, emperyalizm ve bölgedeki işbirlikçileridir. Bizler bu noktada net tavır sahibi olmalıyız" dedi.

Kaya, İsrail ürünlerine karşı gösterilen duyarlılığın, İsrail ile Türkiye arasında yapılan anlaşmalarla İsrail'e yüz milyon dolarların aktarılmasına karşıda gösterilmesini istedi.

Irmak: Artık Bu Mesele Bitmelidir;

Son olarak söz alan Necmettin Irmak ise "Filistin davası İslam davasıdır, tüm Müslümanların davasıdır. Orası için yaptığımız her şeyi Allah için yaparız ve karşılığını da sadece Allah'tan bekleriz. Filistin'le alakalı bir hamaseti artık bırakmalıyız. Bu mesele çok uzadı. Artık bitirmeliyiz. Kıyamet yaklaştı. Bu mesele bitmeli. Çünkü hesabı çok ağırdır" dedi.