Müşrikler çok saygı duydukları yaşlı Husayn’a gelerek;

“Şu adamla bizim adımıza konuş. O ilahlarımıza dil uzatıyor, onlara kötü sözler söylüyor” dediler ve onunla birlikte Peygamber Aleyhisselam’ın bulunduğu evin kapısına kadar geldiler, Husayn içeri girdi, Efendimiz arkadaşlarına bu ihtiyara yer açmalarını söyledi,

Husayn; “Bu senden duyduklarımız nedir? Tanrılarımızı reddediyor, onlara dil uzatıyormuşsun, hâlbuki senin baban akıllı ve hayırlı bir kimseydi” dedi. Peygamber Aleyhisselam

“Ey Husayn, sen kaç tanrıya ibadet ediyorsun?”

“Yedisi yerde biri gökte sekiz tanrıya ibadet ediyorum”

“Peki, sana bir zarar isabet ettiğinde hangisine yalvarıyorsun?

“Göktekine”

“Malın helâk olduğunda hangisine yalvarıyorsun?”

“Göktekine”

“Senin isteklerine icabet eden sadece bir ilah iken ne diye başkalarını ona ortak koşuyorsun…?”

Detaylarını kaynaklardan okuyacağınız bu konuşma sonunda Husayn oracıkta Müslüman olur. Bu arada Husayn’ın oğlu İmran da oradadır, önceden Müslüman olmuştur. Babasının sert bir tavırla Rasûlullah’ın (s.a.v) huzuruna girişinden hiç hoşlanmamış ne ayağa kalkmış ne de yüzüne bakmıştır. Fakat babası kelime-i şehadet getirip Müslüman olunca birden yerinden fırlamış, babasının başından öpmüş, yüzlerinden öpmüş, sonra ellerinden hatta ayaklarından öpmüş, bu manzaraya şahitlik eden Peygamber Aleyhisselam ağlamış, mübarek gözlerinden yaş dökülmüştür.

İşte biz buyuz, bayram ederiz bayram, hem de ne bayram.

Müslümanlar olarak yakın çevremizden birisinin hidayete erdiğini gördüğümüzde bayram ederiz.

Yakınlarımızdan daha önce namaz kılmayan birisinin namaza başladığına şahit olduğumuzda vallahi dünyalar bizim olur, bayram ederiz bayram.

Daha önce camide görmediğimiz birini orada gördüğümüzde kelimenin tam anlamıyla bayram ederiz bayram.

Yakın çevremizden bir bayanın tesettüre girdiğini gördüğümüzde dünyalar bizim olur, onunla birlikte bizim de dünyamız değişiverir, bayram ederiz bayram!

Bırakın yakın çevremizi, Amerika’da birisinin Müslüman olduğunu okuduğumuzda bayram ederiz.

Avrupa’da birisinin hidayete erdiğini, Müslümanlara katıldığını okuduğumuzda biz burada bayram ederiz.

Çevremizden birisinin içkiyi bıraktığını öğrendiğimizde dünyalar bizim olur, bayram ederiz.

Bir delikanlının uyuşturucudan kurtulduğunu, güzel bir hayat yaşamaya başladığını öğrendiğimizde sanki bizzat kendimiz bir bataklıktan çıkmışçasına seviniriz, seviniriz!

Ey dünya! Zannetmeyin ki bizim sadece iki tane bayramımız var. Vallahi şu anlattığımız bayramlarımız ne Ramazan Bayramı’ndan geri kalır ne de Kurban Bayramı’ndan!

Elhamdülillah bizler böylesine bayram zenginiyiz, yeter ki bir güzellik görmeyelim, hemen bayram ediveririz.

Bir başka bayramımız olan Cumamız da bu anlamda mübarek olsun!