Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

İyi ki Karar var

Önce söyleyeyim: Bu yazı bir övünme, kendi kendini güzelleme yazısı değildir. Bir misyonun hakkını teslim etme yazısıdır.

İyi ki”nin devamına “Türkiye için” yazılabilir, “iktidar için” yazılabilir, “muhalefet için” yazılabilir, “dindarlar için” yazılabilir, “temel insani değerleri önemseyenler” için yazılabilir, hatta “bu gazetenin sesinden rahatsız olanlar için bile” yazılabilir.

12 Eylül öncesinde keşke Karar gibi bir gazete, ya da onun yazarları gibi insanlar çıksaydı da, sokaktaki ülkücü – solcu gençlere “Yapmayın, birbirinizin canına kıymayın, bu bir oyun, sizin canınız üzerinden oyun oynayanlar var, yarın her biriniz için idam kararları verilir, yan yana darağacına götürülür ya da on yıllarca yan yana ranzalarda cezaevlerinde gençliğiniz tükenir” diyebilseydi.

Devlet Bahçeli“Ülkücü gençleri sokaktan çektiği için” takdir ediliyor. Doğru. Şimdi de çekebilse keşke.

Babam ve Oğlum” filminde oğlunun sol eylemler içine girmesine mani olamayan babanın çaresizliği anlatılır ama filmde babaya “Keşke oğlumun önüne gerilebilseydim” dedirtilir.

Altan Tan, 6-8 Ekim olayları için özeleştiri yaparken “Keşke HDP olarak sokağa çıkıp etrafı yakıp yıkanların önüne gerilebilseydik” der.

Heyecanlar, öfkeler, tutkular dorukta iken farklı söz söylemek zordur.

Karar onu yapmaya çalışıyor. Çünkü Gazeteci ya da Yazar olma sorumluluğu onu gerektirir.

Aslında diyelim iktidar, tüm muhalefetin varlığını bu anlamda değerlendirebilir. Sonuçta muhalefet “Şunları yanlış yapıyorsunuz, doğrusu şudur” diyor. Bu söz yanlışsa, zaten halkta karşılık üretmesi mümkün olmaz, ama yanlış değilse bunu yaparak size kendinizi düzeltme ve halkla ilişkilerinizi sağlıklı hale getirme imkanı sunar.

Karar iyi ki iktidar için var derken, bu misyonu yadırgayanların bunu anlamasını istiyorum. “Ak Parti iktidarını bulmuşsunuz, senelerce böyle bir misyonun Türkiye’yi yönetmesi için çaba sarf etmediniz mi? Şimdi neden muhalefet ediyorsunuz?” gibi yargılamaların bulunduğunu biliyoruz. Ama bunu söyleyenler de zaman zaman “Şunu neden böyle yapıyorlar ki…” diye sorma ihtiyacı hissetmiyor mu? Bir yanlışı söylemek zordur, hele iktidar sahiplerine söylemek daha da zordur. Hatta iktidar sahipleri ölçü tanımaz hale geldiğinde söylemek daha da zordur. Bize zaman zaman “Kulaklarına söyleseniz olmaz mı?” diyenler olur. Hayır bu mesele “kulağa söyleme” meselesi değildir, iktidar sahipleri yanlış yaptıklarında bunu topluma duyuracak insanlar olduğunu bilmeliler, çünkü bu bile yanlışa yönelmenin önündeki engeldir.

Karar kimseye düşman değildir, hatta anlayabilirlerse herkese dosttur. Bizim yanlışlarımızı söyleyenleri de dost olarak görürüz biz, çünkü bizi bir hatadan arındırmaktadır.

Bu gazetede yazanlar, bu gazeteyi yönetenler evet bir değerler manzumesini savunmaktadırlar. Bu hüviyetleri ile iktidarla paralellikleri vardır. Ama zaman zaman “Fark koyma” gereği duyuyorlarsa, çıkarları o yönde olduğu için değil, ilke duyarlılığı onu gerektirdiği içindir. Çünkü “farklı duruş”un sadece bedeli var bu ülkede, getirisi sadece tarih akışı içinde “Doğru yerde durma onuru”ndan ibarettir.

Doğru yerde durma” kimi zaman bedel ödetse de “yolun onuru” adına çok kıymetlidir, hayatidir.

Karar bir konuda ses yükseltiyorsa, yıllar geçtikten sonra birileri “Keşke” dememesi içindir. Çünkü “Keşke”ler hem bir misyona bedel ödetiyor, hem Türkiye’ye…

Adalet Bakanı “Yargı pardon dememeli” diyor ya. Biz de Karar olarak “Yargı pardon dememeli, iktidar pardon dememeli, sürekli pardon diyecek işler yapmamalı diyoruz.

Karar’ın varlığı “Dindar camia” için de hayati önem taşıyor. Bu gazete hem Yazıişleri olarak hem de Yazarlar olarak kendilerini “Dindar” diye tanımlayan, ya da en azından bütün yazarlık – gazetecilik hayatlarında “Dindarların ve herkesin hukukunu savunma” noktasında duran insanlar tarafından çıkarılıyor.

Kamu denetçisi” hüviyetinde bulunan bir müessese olarak, aynı misyonu önemseyen bir siyasi iktidar döneminde nasıl davranacağınız önem taşıyor. O iktidarın uzantısı niteliğinde konjonktürler içinde savrulacak mısınız, yoksa bağımsız bir yapı olarak, zaman zaman iktidara tavır koyarak “Değerlerin tanığı” duruşunuzu muhafaza mı edeceksiniz? Yani “İktidar oldular bütün değerleri unuttular” denilmesi mi iyi, “Yanlış yapıldığında kimsenin gözünün yaşına bakmıyor, açıkça tavır koyuyorlar” denilmesi mi? “Sadece yandaşlarının değil, herkesin hukukunu savunuyorlar” denilmesi mi?

Bu işi sadece Karar yapmıyor hiç şüphesiz. “İktidar yanlısı” diye nitelenen medya alanında da duyarlı insanlar var.

Normalde siyasi iktidar, muhalefetin sesini de önemsemesi lazım. Hele en tepe kadrolarda bulundukları halde kendi içinden çıkıp ayrışan siyasi kadrolar var, hem kendilerini tanıyor hem iktidarın dayandığı halk kitlelerini tanıyor hem de misyonu. “Niye ayrıştılar?”a bakmak bile çok öğretici olur.

Son sözüm şu: Çoook çok ilerlerde “Keşke” ya da “Pardon” dememek için bugün “İyi ki Karar var” demek çok daha iyi.

Bu yazı toplam 723 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar