Ahmed Kalkan
KADİR GECESİ KİM İÇİNDİR? KENDİ KADRİNİ...
KADİR GECESİ KİM İÇİNDİR?
KENDİ KADRİNİ YÜCELTMEK İSTEYEN, GÖNLÜNE VE HAYATINA KUR'AN'I İNDİRSİN!
OTUZ BİN İNSANDAN DAHA HAYIRLI OLMANIN YOLU
Ramazan ayının değerli oluşu, insanlığı kurtaracak mesajın bu ayda indirilmesinden kaynaklanmaktadır. Kur’an’ın indirildiği gece bin aydan hayırlı olduğuna göre (97/Kadr, 3), Kur'an'ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya ayrılan bir gün de, bin aydan daha hayırlı olacağı değerlendirilmelidir. Her gün ve gece Kur'an'a uygun olarak ihyâ edilmelidir. Kur’an’ı indiriliş gayesine uygun olarak okuyup hükümlerini ferdî olarak itikadî, ibâdî, ahlâkî ve ekonomik bütün yönleriyle yaşarsak, sosyal ve siyasal hayata hâkim kılıp tatbik ettirme çabasında bulunursak, yani vahyi gönlümüze ve yaşayışımıza indirirsek, o zaman biz de otuz bin insandan hayırlı oluruz, böyle yaşadığımız gün ve geceler de bin aydan, yani otuz bin günden üstün olur.
Değeri Kur'an'dan kaynaklanan Ramazan ve Kadir Gecesi, Kur'an'dan daha çok önemsenirken, Kur'an ihmal edilmiştir. Rasûlullah’ın ümmetinden şikâyetçi olacağı tek husus vardır: “(O gün) Peygamber şöyle der: ‘Ey Rabbim! Doğrusu benim toplumum, bu Kur’an’ı terk etmişti (uzak durmuş, onunla amel etmemişti).” (25/Furkan, 30)
Unutmayalım, Kur’an’ın indiriliş amacına uygun yaşadığımız gün ve gece bizim için Kadir gecesi, böyle yaşadığımız ay bizim için diğer aylardan çok üstün Ramazan’dır. Yoksa rahmet çeşmesinin büyüklüğü, ondan yararlanmasını bilmeyen, susuzluğunu gidermek için su kabını veya ağzını çeşmenin altına yerleştir(e)meyen kimseler için hiçbir şey ifade etmez. Çeşme, bindört yüz yıldır akmaktadır. Bu güne kadar onun hayat veren lezzetli suyunu içenleri suladığı, nimetlendirip dirilttiği gibi, hâlâ canlandıran rahmet suyunu sunmaya devam etmektedir. Ama biz, kabımızı o çeşmenin altına tutmuyor, çeşmeden yararlanmayı bilmiyorsak suç elbette çeşmenin değil; bizimdir. Karanlıklarda yaşayan insan çeşmenin yolunu unutmuş olabilir, ama çeşmenin suyundan az da olsa tatmış olanların yapmaları gereken büyük görevleri olmalıdır. Hele o çeşmenin yanı başındaki yangınları farkeden itfaiyeci (dâvet ve tebliğci) görevini yapmıyorsa, karanlıktan yararlanarak yangını çıkaran ve değişik araçlarıyla yangını körükleyenler kadar, o da suçlu değil midir? Kendilerini ve toplumlarını değiştirmek isteyenlere Kur'an yardıma hazırdır; referansları, örnekleri ortadadır. Değişim ve dönüşüm projelerini, kendisine yöneleceklere sunmaya, yol göstermeye, yollarını aydınlatmaya hazır beklemektedir.
KUR'AN'I HAYATINA İNDİRENLERİN BİTMEYEN KADİR GECELERİNİ KUTLUYORUM.