Karaman: Eğitim Politakasını ABD'mi Belirliyor ?
Hayrettin Karaman: 1949’daki anlaşma uyarınca Türkiye’deki eğitim politikasını ABD mi belirliyor?
İlahiyatçı yazar Hayrettin Karaman, İsmet İnönünün Cumhurbaşkanlığı döneminde imzalanan Fulbright Eğitim Komisyonu ile ilgili bitmek bilmeyen iddialarla ilgili ulaştığı bilgileri köşesinde yazdı.
İsmet İnönü döneminde 1949 yılında Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanan ikili anlaşma gereği kurulan Fulbright Eğitim Komisyonu tartışması devam ediyor.
"Eğitim politikalarını ABD belirliyor" iddiası
Bir kısmı halen yürürlükte olan bu sözleşme gereği TC milli eğitiminin ABD’ye teslim edildiği, sözleşmede yer alan ABD heyetinin kabul etmediği hiçbir programın ve müfredatın bu ülkede uygulanamayacağı iddiası yıllar boyu konuşuldu.
Bu çarpıcı iddia Yeni Şafak'ın ilahiyatçı yazarı Hayrettin Karaman'ın da gündeminde. Sözleşmenin maddelerine yazısında veren Karaman, "Benim bu maddelerden anladığım karşılıklı bilgi, tecrübe ve araştırmacı mübadelesinden ibaret." ifadelerine yer verdi.
"Tamamen hür çalışıyoruz"
Eğitime ambargo iddiasını Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey bir isme soran Karaman, aldığı cevabı köşesinde paylaştı: “Ben yıllardır bu dairede program, müfredat, kitap konularıyla meşgulüm, bizim üstümüzde böyle bir sözleşmenin gölgesi mevcut değildir, tamamen hür olarak çalışıyoruz.”
Ziya Selçuk: Gerçekten bir şey yapıyorsak bunu biz yapıyoruz
Karaman ayrıca Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un Fulbright Komisyonu hakkında gelen soruya verdiği cevabı köşesinde aktardı:
“Bir tek soruyla yol haritamızı anlayabiliyorsanız… Şimdi bakın Ful ve Bright ne güzel isim değil mi? Koyarken düşünmüşler. Fulbright Komisyonu şehir efsanesi değil, bu ülke efsanesidir. Gerçekten bir şey yapıyorsak bunu biz yapıyoruz. Ben Ankaralı bir ülkenin evladıyım. Bunu Ankaralılar yapıyor emin olun, bunu yapmayan da biziz. Bunu Erzurumlular, İzmirliler yapıyor. Elbette bazı dışsal faktörler harekete geçmek isteyecektir. Bu dışsal faktörler bizi etkilemek isteyecektir, ben onların kendi vazifeleri ile meşgul olduklarını düşünüyorum. Bizim milli vazifemiz var, bu ülkeye borcumuz var. Bizim defterimizde böyle bir şey yazmıyor.”