Kartel Yine Kurban'dan Rahatsız Oldu
Sırf zevk için İspanya'da her yıl kılıç ve mızraklarla vahşice öldürülen "boğa"ları görmeyen kartel,
Sırf zevk için İspanya'da her yıl kılıç ve mızraklarla vahşice öldürülen "boğa"ları görmeyen kartel, Müslümanların yaşadığı kuban coşkusunu "kan gölü" ifadeleriyle gölgelemeye çalıştı
Türkiye belki de tarihinde ilk defa, iktidarı, muhalefeti, halkı ve devletiyle kaynaşarak bayram coşkusunu yaşarken, malum çevreler bu tabloyu gölgelemek için adeta çaba sarfettiler. Tüm Türkiye ve İslâm âleminde yaşanan coşkuya gölge düşürmeye çalışan kartel medyası, istisnai bazı örnekleri genele yayarak ve normal şeyleri olağandışı göstererek farklı bir hava varmış gibi göstermeye çalıştı. Soğuk havaya rağmen bayram coşkusunu yaşamak için camilere ve kurban kesim alanlarına koşan Müslümanların heyecanını gölgelemek için her yola başvuran çevreler, çok az sayıda yaşanan yaralanma ve hoş olmayan bazı görüntüleri genel tablo gibi gösterdi. Allah rızası için akıtılan kurban kanının manasını anlamaktan yoksun zihniyet, ‘kan gölü’ ifadesiyle kurban coşkusunu karalamaya çalıştı.
Aynı gazeteler, kurban Bayramının 7’den 70’e coşkuyla yaşandığı Türkiye’de, tüm siyasi liderlerin camilerde halkla birlikte namaz kılmasını ve bayramlaşmasını ise görmezden geldi. Türkiye baştan ayağa kurban coşkusunu her anlamıyla yaşarken, bu heyecanı anlamaktan yoksun olan kartel medyasıysa coşkuyu gölgelemek için olmadık yollara başvurdu. ‘Allah için kurban kanı akıtmak’ manasını anlamaktan uzak olan zihniyet, yaralanmalar, kurban kazaları ve kan görüntülerini abartarak ve çarpıtarak duyurdu.
Kurban Bayramı’nın vazgeçilmez ritüellerini ‘yeni’ ve ‘vahşice’ eylemler gibi gösteren kartelin başını her zamanki gibi Doğan Grubu gazeteleri çekti. Radikal gazetesi, ilk sayfasının neredeyse tamamını bu konuya ayırdı ve “Vitrin iyiydi ama sokaklar yine kan gölü oldu” üst başlığının altına “Bıçaklar elimizde” manşetiyle, kurbana "vahşi bir eylem" havası vermeye çalıştı. İstisna durumunda olan manzaralar genel tabloymuş gibi gösterildi. Türkiye genelinde kesilen 3 milyondan fazla kurbanın yanında bin 700 yaralanma olayı feci bir durummuş gibi aksettirildi.
Hürriyet gazetesi ise ‘Yine aynı manzara’ başlığıyla ilk sayfadan verdiği haberde “Zabıtayı karşılarında gören bazı vatandaşlar, ‘sokakta keseriz, cezamız neyse öderiz’ dedi” ifadesiyle, çok istisnai olan bir durumu genel resmin tefsiri olarak öne çıkardı. Maksatlı karalamasını abartan gazete, Boğaz’a akan kurban kanlarının ‘İstanbul’un ilham veren görüntüsünü bozduğunu’ iddia etti ve bir tablo ile kıyaslama yaptı. Hürriyet niyetini o kadar açık etti ki, haberinde ‘vahşice’ ve ‘katletmek’ sözcüklerini kullanmaktan geri kalmadı.
Milliyet de, Hürriyet’ten geri kalmadı. Zihniyet bütünlüğünü ortaya koyan haberinde Hürriyet ile neredeyse aynı başlığı atan gazete, “Yine aynı görüntü” ifadesiyle ‘hayal kırıklığını’ ifade etti. Müslümanların ibadet coşkusunu görmezden gelen gazete, ‘hoş olmayan görüntüler’ yaşandığını savundu ve bu iddiasını fotoğraflarla delillendirmeye çalıştı.
MUSEVİ İŞ ADAMI İÇİN SEFERBERLİK
Jak Kamhi’nin sahibi olduğu Profilo şirketinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak İcra İflas Kanunu’nun 179’uncu maddesinden yararlanmak istemesi, Kamhi hayranı karteli harekete geçirdi. Şirket hakkında verilecek iflas kararlarının 1 yıl süreyle ertelenmesini talep eden Profilo için methiyeler düzmeye başlayan Kartel, Profilo’nun Türk sanayisi için önemini keşfetti. Türkiye’de daha önce hiç bir şirket iflas etmemiş gibi bir tutum içersine giren kartel, Profilo’nun iflasının önüne geçmek için takla üstüne takla atıyor. Aralarında çok sayıda Türk iş adamının bulunduğu 156 kişiyle birlikte KKTC vatandaşlığından çıkartılan Kamhi için fırtınalar kopartan kartel, vatandaşlıktan çıkartılan 155 kişinin adını bile anmamıştı. Kamhi’nin KKTC vatandaşlığına yeniden alınması için borazancılık yapan kartel, Kamhi’nin vatandaşlığının geri iade edilmesini sağlamıştı. Kamhi’yle birlikte ATO Başkanı Sinan Aygün de vatandaşlıktan çıkarılmış ama kartel Sinan Aygün’ü görmezden gelerek Kamhi için kampanya yürütmüştü. Jak Kamhi’nin oğlu Cefi Kamhi’de 1995 yılında yapılan genel seçimlerde DYP’den İstanbul milletvekili adayı olmuştu. İstanbul milletvekili olarak parlamentoya giren Kamhi, 28 Şubat sürecinde, darbecilerden yana aktif tavır aldı. Cefi Kamhi, DYP’den ilk istifa eden milletvekiliydi. Babasının bu istifada rolü olduğu da konuşulmuştu.
HA KARTEL, HA İNCİL ARASI DOLAR
Müslümanların "kurban" ibadetlerini dehşet gibi sunan kartel gazetesinin dünkü sayısında “Vatikan’dan Türk basınına övgü” başlığı altında Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Lucibello’nun misyoner faaliyetlere verilen destekten dolayı takdir hislerini ilettiği belirtiliyordu. Aynı kartel gazetesi Papa 16. Benedictus’un 2008’i Aziz Paul yılı ilan ettiğini belirtiyor ve Lucibello’nun, “Tüm Katolik dünyasına ve onların temsilcileri olan piskoposlar konferansına mektup göndererek, Aziz Paul’ün doğduğu Anadolu topraklarına davet edeceğiz” ifadelerine yer veriyordu.
Namaz’a, abdestte, başörtüsüne, camilere, mescitlere saldırıları ile ünlü Kartel ile Vatikan arasındaki bu muhabbeti değerlendiren Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser, Vatikan ile Kartel’in el ele olduğunu söyledi. Vatikan’ın Kartel medyası aracılığıyla misyonerlik faaliyeti yaptığını kaydeden Eser, “Vatandaşlarımızın olan biteni dikkatle izlemesi gerekiyor. Kartel, resmen misyonerlik faaliyeti yapıyor. Daha doğrusu misyonerlerin propaganda malzemesi oluyor. Bundan dolayı da övgü alıyor. Ha İncil arasında yüz dolar dağıtacaksın, ha gazete yönetimlerine milyon dolarlar vererek bu haberleri yaptıracaksın. İncil arasında dağıtılan paralar ile Milliyet’in haberi arasında hiç bir fark yoktur. Bu çok profesyonelce yapılan ve atılan adımlardır. Çok açık bir misyonerlik faaliyetidir. Kurban Bayramı’nda ülkenin önde gelen din âlimleri yerine Vatikan temsilcilerine mikrofon uzatmak iyi niyetli bir davranış değildir” diye konuştu.
DİYANET-SEN: “KARTEL İLE MİSYONERLER İÇLİ DIŞLI”
Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız ise, “Kartel medyası bir taraftan Müslümanların değerlerine savaş açarken, Hıristiyanlığı güzel göstermek adına her türlü habere imza atmaktan çekinmemektedir” dedi. Dünyanın dört bir tarafında haçlı zihniyetinin zulümlerinin devam ettiğini kaydeden Yıldız, “Kartel medyasının bu zihniyetin öncülerinden övgü alması çok manidardır. Bizler hoşgörüyü Hıristiyanlardan ve onun sesini dillendiren malum medyadan öğrenecek değiliz. Milliyet’in bu haberi misyonerler ile ne denli içli dışlı olduğunun göstergesidir. Bizim inanç değerlerlerimize savaş açılırken, konu Hıristiyanlık olunca hoşgörü mesajları verilmesi, Müslüman mahallesi
vakit