Katar Eski Başbakanı Hamad Bin Casim Neleri İtiraf Etti? (1)
İslami Analiz Yazarı Emin Güneş'in yazısını iktibas ediyoruz
Suriye’de olup bitenlerin halk ayaklanması ve rejime muhalefetle alakası olmadığını, başını Amerika’nın çektiği bir grup İsrail dostu devletin planlayıp yönettiği operasyon olduğunu;
2- Operasyonun merkezinin Ürdün’de kurulduğunu, süreç içerisinde değiştiğini ilk önce Türkiye’ye sonra Riyad’a taşındığını, muhtemelen bu iş için kurulan İslam ordusunun merkezinin Cidde olmasının Suriye yıkımı işinin idaresinin Suud istihbaratına devri ile ilgili olduğunu;
3-Suriye’de rejim devirme görevinin Amerika tarafından dönemin Suudi İstihbarat Servisi Başkanı Bender bin Sultan’a verilmesi, operasyonun asıl patronun Amerika olduğunu diğer devletlerin taşeron olduğunu;
4-Bunun için milyar dolarlık bütçelerin tahsis edildiğini, İTİRAF ETMİŞTİR.
Bu itiraflar birkaç ülke tarafından BM üyesi bağımsız bir ülkenin toprak bütünlüğüne ve yönetimine müdahale edildiğini, hem uluslararası hukukun hem de 24 Ekim 1945 tarihli BM anlaşmasının açıkça çiğnendiğini göstermektedir.
Suriye’nin, egemenliğine yönelik bu saldırlar karşısında “savunma ve işbirliği” anlaşması imzaladığı ülkeleri yardıma çağırması hem uluslararası hukuka hem de İslam hukukuna uygundur. Efendimiz Medine sözleşmesini Yahudilerle yapmıştır. Anlaşmanın en önemli maddesi Medine şehir devletinin dışardan gelecek saldırılara karşı ortak savunulmasıdır.
2011 de Amerika’nın operasyon odası kurduktan yaklaşık 2 yıl sonra 14 Şubat 2013’te İran, 4 yıl sonra 30 Eylül 2015 te Rusya, Suriye’nin çağrısı üzerine savaşa dâhil olmuştur.
Yine bu itiraflar göstermiştir ki savaşın planlayanı, organizatörü, başlatanı sevk ve idare edeni Amerika’dır. Bu nedenle 13 Ocak 2020 tarihinde Facebook hesabımızdan yapmış olduğumuz paylaşım teyit edilmiştir.(2)
Paylaşımda “cehennem köpekleri” tabirinin DAİŞ için yaygın olarak kullanıldığı, bu örgütün de FETÖ ve PKK gibi Amerikan menşeili olduğu; Hem Suriye hem de Irak’ta Kudüs gücü tarafından durdurulduğu ve dağıtıldığı belirtilmektedir. “Av köpeği” olarak nitelediğim paralı askerlerin dolar kavgasını gösteren bir videonun linki aşağıdadır.(3)
Paylaştığım 4. Videoda Katar Eski Başbakanına El Kaide ile iltisaklı Nusra’ya yardım edip etmediği soruluyor. Cevaben “biz kime ne vermişsek Amerika’nın bilgisi dâhilinde vermişiz” diyor.
1. Videonun altındaki bu açıklama dikkat çekicidir:
Videodaki anlaşmazlık paranın kaderi etrafında dönüyor, el zahta bu fonların doğu Guta adına alındığını, Zahran Alloush ise İslam ordusunun parası haline geldiğini söylüyor.”
Bu video bize “cihad” diye yutturulan şeyin nasıl dolar kavgasına dönüştüğünü göstermektedir. Biz savaşın başından itibaren amacının İsrail’in güvenliği olduğunu, Suriye’nin dostları denilen 80 küsur ülkenin ümmetin düşmanları olduğunu söylemiştik. Paylaştığım videonun altındaki yorumlarda, Suriye’de devrim falan olmadığı, savaşın İsrail parlamentosu Knessetin Filistin asıllı üyesi Azmi Bishara ile Petro dolar sahiplerinin planı olduğu ifade edilmiştir.
Suriye halkını katliama ve göçe maruz bırakıp ülkelerini harabeye çevirmek için tahsis edilen milyar dolarlık bütçeler ümmetin aç ve yoksullarına dağıtılsaydı kime açlıktan ölmeyecek, Filistin’deki direnişe gönderilseydi belki bu gün Kudüs özgür olacaktı.
Zalimler için yaşasın cehennem.