Abdurrahman Dilipak
Kehanet güncellemesi
Bir kehanet güncellemesi var. Size onu ileteceğim.
Önce bu konuda iki ayet: “Gayb’ın anahtarları Allah’ın katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa hepsini bilir. Düşen hiçbir yaprak ve yerin karanlıklarında hiçbir dane yoktur ki, Allah onu bilmesin. Yaş ve kuru ne varsa hepsi Kitab-ı Mübîn’dedir.” (En’am, 6/59). “De ki: Göklerde ve yerde Allah’dan başkası gaybı bilmez.” (Neml, 27/65)
Onlar bir yandan tanrıyı kıyamete zorlamaya öte yandan da beklemeye devam etsinler.
Siyonistler, Kahinlerin verdiği haberlere inanan Yahudiler Mesih’in gelmesini beklerken, tanrıyı kıyamete zorlayan Evengelikler Mesih ile birlikte ona karşı çıkacak “Anti Christ” yani onlara göre Deccal’in gelmesini bekliyorlardı. Hatta bunun için birçok Yahudi ve Evengelikin İsrail’in yolunu tuttuğu söyleniyordu. Yarın böyle bir çıkarsa, şifa bulmak için milyonlarca Yahudi ve Evengelik İsrail’e doğru yola çıkabilir. Siyonistlerin beklentilerine göre, “Tanrı’nın kırallığı”na giden yolda, kat edilmesi gereken 19 basamaktan sadece 2’si kaldı. Bugün küresel ekonomik buhran ve bölgede yaşanacak büyük bir tabii afet, savaş gibi bir hadiseden sonra Mesih’in ziyareti için Süleyman Mabedi’nin inşası gerekiyordu onların hesabına göre. Yüzyılın Projesi, BOP filan hepsi bununla ilgili idi aslında. Dahlan da böyle bir projenin parçası idi. Ama evdeki hesaplar çarşıya uymadı.
Bu arada eşzamanlı bir psikolojik savaş, ekonomik savaş da sürüyor. Teolojik bir savaşın zemini oluşturulmaya çalışılırken bir yandan da “din’e karşı bir başkaldırı” planlanıyor sanki. Bunun son aşamasında sınır, rejim, iktidar değişikliğine yol açacak bir konvansiyonel savaş senaryosu var.
Hahamlar ve kahin olan, bu konularda referans kabul edilen en büyük 2 isimden biri Rav David Abuhatzeira (Baba Sali’nin torunu) ve diğeri Rav Chaim Kanievsky (Yahudilerin büyük kahin’i) Mesih’in Nisan ayında çıkacağını söylemişlerdi. Önce 8-16 Nisan, yani Hamursuz bayramından önce deniyordu. 8 Nisan öncesi kehanet gerçekleşmeyince Yahudi takviminde 5780 yılı Nisan ayı 26 Mart ile 24 Nisan isabet edince, Paskalya ise 8 Nisan 2020.
Yahudilerin Pesah, Fısıh veya Hamursuz Bayramı “Mısır’da kölelikten kurtuluşun anısı”na Yahudi takvimindeki Nisan ayının 15. günü başlar ve 7-8 gün sürer.. Bu yıl bu tarih 8-16 Nisan’a denk geliyor. Hristiyan dünyası ise onların inancına göre Hz. İsa›nın çarmıha gerilişinin 3. günde dirilişi anısına Paskalyayı kutlar. Doğu-Batı kiliseleri bu tarih konusunda farklı günlerde kutlama yapar. Bu tarih de Mart sonundan Nisan sonuna kadar yayılır. “Kıyam Yortusu”, “Diriliş Pazarı” ya da “Diriliş Günü” olarak kutlanan 2. YY’da başar. 325 yılındaki İznik Konsili’nde, Paskalya’nın bahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunayın ardından gelen Pazar günü kutlanması kararı alındı. Paskalya, Gregoryen Takvimi’ne göre 22 Mart ile 25 Nisan arasındaki Pazar gününe denk gelir. Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen Takvimi’ni esas aldıkları için kutlamalar daha çok Protestan ve Katolik kiliselerinden sonra gerçekleşir. Ortodoks kiliselerinde Paskalya’nın Yahudi Pesah Bayramı ile aynı güne denk ‘gelmemesine’ dikkat edilir. Paskalya Bayramı ağırlıklı olarak bu yıl 12 Nisan’da kutlanacak. Yani son “kehanet güncellemesi”ne göre, süre Nisan sonuna kadar uzatılacak gibi! Tabii biri ortaya çıkıp, “ben beklenen Mesih’im” derse ne olacak. O, Hz. İsa’nın yeniden bedenlenmiş şekli mi olacak, Yahudilerin beklediği kişi mi olacak, yoksa İslam olduğunu mu söyleyecek?! Son “Mesih” filmindeki gibi! Bu yeni bir kavganın başlangıcı da olabilir.
Bizim de özel bir dini günümüz var Nisan’da: 24 Nisan’da Ramazan başlıyor.
Bu arada, Korona ile ilgili olarak 5G ile ilgili olarak, kısaca RF, yani Radyo Frenkansı konusu yeni bir gündem oluşturdu. Bir bilim adamı bu konuyla benim ilgimi bildiği için şöyle bir bilgi notu göndermiş: “Frekans ses dalgası ile ilgili bir durum. Bizim duyma frekans aralığımız küçük ve belli seviyededir. Bunun üstü ve altında çok büyük sesler ve çok küçük sesler var. Frekansla toplumlara yön verildiği gibi silah olarak da kullanılması mümkündür. Aynı frekansa sahip insanlar birbirlerini bulur ve severler. Farklı frekanstaki insanlar birbirlerinden uzaklaşırlar. Bunun çalışılması gerek. Açıklanan kadarı ile frekansın teknolojide henüz kullanımı olmadı ve olursalar virüsten ve atom bombasından daha tehlikeli olabilir. Virüste tek tek oysa frekansta kitleler gider. Kur’an’da “azmış eski toplulukların helaklarından biri” de “şiddetli ses”tir. Yani “yüksek frekans”tır. Bu yapılabilir mi? Evet, yapılabilir. Yeni nesil telefonlarla 5G gibi yapılabilir. Teknoloji iyi yönde kullanırsan iyidir kötü yönde kullanırsan kötüdür, ‘Hayır’ da olabilir ‘Şer’ de!
Evet insanın hücrelerini, sinir sistemini ve beyin dalgalarını etkileyecek bir frekans sisteminden söz ediyoruz. Belki de yönetimin ya da yargının derhal devreye girip bu anlamda ülkemizdeki RF uygulamaları ile ilgili olarak tedbir kararı vermesi ve aynı zamanda TESLA Projesinin, uydu politikaları, uzak menzilli radar ve savunma sisteminde kullanılan RF teknolojilerinin denetlenmesi gerekir. Bazı konularda kehanete gerek yok. Ha bu korona konusu bize ders olsun. Bir musibet, bin nasihattan iyidir. Ve de bu RF konusu bu kadar hayati bir hale gelince radyasyon şokuna karşı kenevir tekrar hayati anlamda önem kazanıyor. RF oksijen atomlarının frekansını bozarken, kenevir oksijen üretiyor. Bunu da bir kenara not edelim. Selâm ve dua ile.