Kemal Öztürk, 'Kaos Çıkacak' Dedi: Seçim Öncesi Tufana Hazır Mısınız?

Kemal Öztürk, 'Kaos Çıkacak' Dedi: Seçim Öncesi Tufana Hazır Mısınız?

Türkiye 2023 seçimlerine doğru gidiyor. Kıran kırana geçeceği iddia edilen seçimlerde çok sayıda sansasyonel kaset ve olayların sızdırılacağı iddia ediliyor.

Habertürk yazarı Kemal Öztürk, Türkiye 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerini çok gergin ve sert geçeceğini kaleme aldı.

"Seçim öncesi tufana hazır mısınız?" başlık yazısında seçim öncesinde çok sayıda kaset, bilgi, belge ve iddiaların sızdırılacağını belirten Öztürk, "Birçok siyasi merkezde, karanlık odaklarda arşivler tutulmuş. Bunların hepsi zamanı geldiğinde kamuoyunun önünce boca edilecek. Bunların içinde yolsuzluk iddiaları, ahlaksız kayıtlar, uyuşturucu, çeteler, siyasi pazarlıklar, dedikodular ve daha birçok kirli işler var. Kimi gerçek, kimi yalan, hepsi birbirine karıştırılıp piyasaya sürülecek. O zaman ayıkla bakalım pirincin taşını" dedi.

İşte Kemal Öztürk'ün yazısı şu şekilde:

"Zor bir seçim olacağı konusunda tüm taraflar hemfikir zaten.
Seçim kazanma makinesi olan AK Parti bile tarihinde ilk defa seçim ekonomisi uyguluyorsa, çok önceden seçim çalışmalarını başlatmışsa, onlar da seçimin zor geçeceğinin farkında.
Muhalefet cephesi neredeyse bir yıldır seçim atmosferinde yaşıyor zaten.
Seçim zor geçecek geçmesine de bir de kirli geçecek gibime geliyor.
Tufan benzeri bir kargaşa bekliyor sanki bizi.
İşte buna hazır mı kamuoyu, partiler hazırlıklı mı onu bilmiyorum.
MEDYADA BÜYÜK KAOTİK SÜREÇ BİZİ BEKLİYOR
Medyada son derece karmaşık, kirli ve acımasız bir siyasi hava esiyor. Örtülü, açıktan, maskeli, aleni siyasi operasyonlar şimdiden başladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı tv100 ekranlarında Sadat reklamı yayınlamasının yankıları hala sürüyor. Muhalefet buna "operasyon" diyor.
Sözcü gazetesinin Mehmet Şimşek’in “Tsunami geliyor” diyerek verdiği haberi aynı gün Mehmet Şimşek tarafından şimşek hızıyla yalanlandı. İktidar da buna "operasyon" diyor.
Muhalefet medyasında gün geçmiyor ki bir kişi istifa edip, çalıştığı kurumdan siyasi baskı yüzünden şikayetçi olmasın.
Keza Akit gazetesinden ayrılan bir gazeteci de akla zarar ifşaatlarla kurumunu suçladı.
Ali Babacan açıklamalarının bir kısmını cımbızla alıp asılsız haber yapılmasından şikayet ediyor.
Ahmet Davutoğlu yıllar öncesinde yaşanmış olayları çarpıtarak bugün haber yapan bazı medya organlarından dert yanıyor.
İktidar cephesi düzenli olarak “dezenformasyon haber” listesi yayınlıyor.
Düşünün bunlar son birkaç gün içinde oldu.
Daha muhalefetin adayı belli değil, henüz seçim tarihi ilan edilmedi.
KİRLİ ARŞİVLER TUTULMUŞ
Tüm bunlar şunu gösteriyor ki seçim ilan edildiğinden itibaren bu kaotik ortam daha da artacak.
Birçok siyasi merkezde, karanlık odaklarda arşivler tutulmuş. Bunların hepsi zamanı geldiğinde kamuoyunun önünce boca edilecek.
Bunların içinde yolsuzluk iddiaları, ahlaksız kayıtlar, uyuşturucu, çeteler, siyasi pazarlıklar, dedikodular ve daha birçok kirli işler var.
Kimi gerçek, kimi yalan, hepsi birbirine karıştırılıp piyasaya sürülecek.
O zaman ayıkla bakalım pirincin taşını.
Böyle ortamlarda doğruyu yanlıştan ayırmak için tek kriter yargı ama gelin görün ki ona da güven çok sarsılmış durumda.
Bir de mahkemelerin karar verme süreçleri çok uzun olduğundan kimsenin derdine şifa olmaz.
MEDYADA SAFLAR SEÇİLİYOR
Bu kaotik ortamın ana merkezi medya ve sosyal medya olacak kuşkusuz.
Trol orduları tartışmaları ayyuka çıktı zaten. Yeni "paralı askerler" toplanıyor bir yandan.
Fakat bir başka bilinmeyen tehlike ise bazı medya kuruluşlarının saf tutması.
İktidar çevresi biraz daha net bu konuda.
Hepsi koşulsuz iktidarı destekliyor. Orada çıkan haberlerin etkisini anlayabilirsiniz.
Bir de örtülü biçimde hareket edenler var. Muhalif gibi gözüküp iktidara çalışanlar, muhalif gözüküp diğer muhalif partilerin aleyhine çalışanlar...
Muhalefetin aday mücadelesinde taraf tutan ve diğer adayları yıpratan gazeteler, televizyonlar, haber siteleri…
Herkes birbirine operasyon çekiyor.
Bu kaosta doğru ile yalanı ayırmak çok zorlaşacak.
Temiz kalmış az sayıda medya kuruluşu var neyse ki.
Ben seçmenin yerinde olsam sadece onların haberlerine güvenirim.
Başka türlü bu tufandan etkilenmeden çıkamazsınız.
Ha bu arada siyasi partilerin yapacakları şeyler de var.
Bunu da ayrı bir yazıda anlatayım."