Kenan Evren ve Başörtüsü
'Kenan Evren başörtüsü aleyhinde fetva çıkartmak için bize çok baskı yaptı'
Son peygamber Hazreti Muhammed'in hayatını, sade ve akıcı bir dille anlattığı "Peygamberimizin Hayatı" adlı eseriyle tanınan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu emekli üyesi İrfan Yücel, 1980 darbesi sonrası Kenan Evren’in başörtüsü hakkında aleyhte fetva çıkartmak için çabaladığını söyledi.
Yücel şu açıklamalarda bulundu:
"Kurulda olduğum dönemlerdeki karşılaştığımız en önemli şeylerden biri, meşhur bir başörtüsü kararı vardır. O yıllarda 1980 ihtilalinden sonra bu bir baskı unsuru olarak kullanıldı. Başkanlıkta o kurul kararını ben kaleme aldım. Kurul'dan, 'Başörtüsünün İslami bir emir olduğu... Bu iman işi değil ama dinin emridir. Bunun dışında Müslüman başka türlü yapmamalıdır ama yapanlar dinden falan çıkmazlar. Din hürriyeti varsa, bu konuda baskı yapılması da insan haklarına aykırıdır.' kararı çıkarıldı. O zaman daha Kurul dağılmamıştı. Arkadaşlarımızın bir kısmı vardı, onlar da imzalamış oldular. O karar bize büyük bir itibar sağladı halk üzerinde ama Milli Güvenlik Kurulu tabii bundan hoşnut olmadı. Hatta o zaman reis, Tayyar Altıkulaç'tı. Tayyar Altıkulaç'a da baskılar yapıldı. Tayyar Altıkulaç'a 'Bu kararı değiştirt, Kurul'dan başka bir karar falan al' diye telkinlerde bulunuldu. O dedi ki 'Kurul beni dinlemiyor'. Sanki değişmesini istiyormuş da; tabii öyle değil aslında. 'O zaman ne yapalım buna? İlahiyat fakültelerinde bir çözüm bulmak lazım. İlahiyat fakültelerinden, fıkıh profesörlerinden bir kurul teşkil edip bu konuda onlardan bir mütalaa isteyelim.' denildi.
Kenan Evren başörtüsü aleyhine karar çıkarmak için Din İşleri Yüksek Kuruluna çok baskı yaptı. Kenan Paşa soruyor, 'Ne olur o mütalaa?'. Tayyar Altıkulaç, 'Vallahi bundan farklı bir şey olmaz. Onlar da bunu söyler' demiş. Kenan Evren 'O zaman yapmayalım. Madem ki aynı şekilde karar verilecek. Bu daha çok perçinler.' demiş, ondan vazgeçmişler. Başörtüsü kararının değiştirilmesi konusunda baskılar yapıldı. Son yıllara kadar yapıldı durdu. Hatta Mehmet Nuri Yılmaz döneminde bile yapıldı. Aynı şekilde onun döneminde ayrıca Din İşleri Yüksek Kurulu yeniden karar aldı. Öbürü biraz kısaydı, bu biraz daha da uzatıldı. Deliller de serdedilerek karar alındı."