Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kim ne dedi, kim ne yaptı?

Latif Erdoğan’ın Meral Akşener’le ilgili bir iddiası ile başladı tartışma.. Akşener dürüst ve dik duruşu ile tanınan bir politikacı. İlk iddialar kafa karıştırıcı idi. Latif Erdoğan iddiasını revize etti. Kurgulanmış bir kasetten söz etti. Yeşil’in adını  verdi, o da iddiaları reddetti.. Şimdi bu tartışma lanetleşmelerle devam ediyor..

Bu tartışmanın sonunda komplo iddiası ile ilgili gerçekler ortaya çıkar mı bilmiyorum.. Ama bu tartışma, şu hali ile bile, bundan sonrası kaset ve dosya operasyonlarının inanılırlık ve ciddiyeti konusunda kamuoyunda derin bir kuşku oluşmasına sebeb oldu.. Onun için de kaset ve dosyalar kimin elinde ise bu iş onların elinde patlayacağa  benziyor.. Bu iş geri tepti çünkü.

Tek polemik konusu bu değildi. Bir de Süleyman Soylu’nun, Aydın Doğan ile ilgili bir iddiası vardı. Doğan, Soylu’dan Genel Başkanı olduğu partiyi Abdullatif Şener’e devretmesini istiyordu.

Doğan grubu iddiayı reddetti.. Şimdi Soylu’nun aracıyı açıklaması bekleniyor. Tabii bu iddialar konusunda Şener’in ne diyeceği de merak konusu.. Bu konuda Doğan grubunun açıklamasına Soylu’nun avukatı cevap verdi. Doğan grubunun iddia ettiği mahkûmiyet kararı henüz kesinleşmemiş ve bu konu ile ilgili değil.

Bir başka iddia da nisan sonunda CHP ile SP arasında seçim ittifakı kurulması ile ilgili görüşmeler yapıldığı iddiası. İddiayı daha önce de duymuştum, Oral Çalışlar’ın yazısının ardından bakalım SP cephesinden ya da CHP’den bir açıklama gelecek mi.. Bu olay CHP ve SP cephesinde yeni tartışmalara sebeb olabilir.. Kamalak’ın da adı geçiyor bu senaryoda, F. Erbakan’ın da, Oğuzhan Asiltürk’ün de.. SP ile ittifak kuran BBP’nin bir diyeceği olur mu bilmiyorum. Bu süreçte, BBP’nin MHP ile başlattığı seçim ittifakı görüşmelerinin bu görüşmeler üzerinde nasıl bir etkisi oldu onu da bilmiyorum.. Ama bu haberin ittifak partilerinin tabanında şok etkisi yapacağından kuşku yok.. Bu ittifakın CHP ve MSP arasında daha önce kurulan koalisyona benzetilmesi de mümkün değil..

İktidar, derin devlet, paralel devlet, tekmili bu tartışmanın içinde.. Bugün Abdullatif Şener nerede, Mehmet Bekaroğlu nerede.. “Olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz”. Siyasette taşlar yerinden oynadı bir kere.. Sosyal demokrat Ozan Ceyhun AK Parti’de, Bekaroğlu CHP.. Süleyman Soylu AK Parti’de, dün sağa lider olmasından söz edilen İlhan Kesici CHP’de.. Soğuk savaş döneminde bugün olanları bir kehanet olarak söyleseydiniz kimse inanmazdı sanırım. Ama oldu..

Önümüzdeki günler yeni iddialar gündeme gelecek, yeni tartışmalar yaşanacak, ama bu kadar kısa sürede tartışılan konularla ilgili gerçekler tam olarak ortaya çıkmayacak.. Ama yine de itibar cellatları boş durmayacak.. 

Fasıklar bize bir haber getirdiklerinde hemen inanmayalım. “Çamur at izi kalsın” anlayışı ile mediaya düşecek haberlere de çok fazla itibar etmemek gerek.. 

Hasan Karakaya’nın konuyla ilgili “Gülen’in adamlarının bir ‘zina kaseti’ vakası daha” başlıklı yazısını okumuş olmalısınız. Nuh Mete Yüksel ile ilgili bir kaset sözkonusu. Yine Gazeteciler Yazarlar Vakfı’nın adı geçiyor. Bu kez adı geçen başkan Yeşil değil Tokak.. Kaset Vakit’e servis ediliyor, ama Vakit’te yayınlanmıyor. Bu kaset daha sonra Hürriyet’te yayınlanıyor. Bizim Karakaya oturmuş tek tek çıkarmış, Gülen’e dokunanın kaseti çıkıyor.. İlginç değil mi. Gülen’e dokunmayan yılan bin yaşasın!

Hemen belirtelim ki bu haltı yiyenler yok değil, hem de çok. Bu bir. İki, bu işleri kaydeden, bu ahlaksızları tuzağa düşürenler de onlardan daha ahlaklı değil. Üç, bu kasetler üzerinden şantaj yapanlar ya da iftira maksatlı düzmece kaset imal ederek şantaj yapanlar da aynı şekilde müştereken ve  müteselsilen bu ahlaksızlığın suç ortağıdır..

Bu tezgahta gazeteciler de var, işadamları da, birtakım politikacı ve bürokratlar da.. Dahasını söyleyeyim, bu iş için eğitilmiş kızlar, dizayn edilmiş mekanlar da var. Siyasiler, işadamları, bürokratlar, STK ve media mensupları hedefteki isimler.

İstanbul’da lüks bir semtteki tanınmış bir spor kulübünün antrenörünün genç sporcularla ilgili cinsel istismar ve gizli çekimlerle şantaj olayı da bugünlerde mahkeme tarafından karara  bağlandı. Onu da hatırlatalım.

Bazı çevrelerin bu konuda zengin arşivleri bulunmakta.. Paralel yapı bu konuda hiç de masum değil. Herkesin  bu konuda dikkatli olması gerek.. Selâm ve dua ile..

Bu vesile ile kandilinizi tebrik ediyorum.. 

yeniakit

Bu yazı toplam 976 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar