"Kızılca kıyamet Ha Koptu Ha Kopacak"
ABD’nin acelesi var. Ramazan bitmeden Müslümanlara acı vermeleri gerek. Şeytanları öyle istiyor çünkü.
Abdurrahman Dilipak/ Yeni Akit
Vanga teyze demiş ki, 2019’da Türkiye ile Yunanistan savaşa girecek. Nostradamus’da da varmış. Ege’de depremden söz ediyorlarmış.
Şimdi onlarla uğraşacak vaktimiz yok. Aylardan ramazan ve biz seçimle uğraşıyoruz. Hele şu YSK gerekçeli kararını açıklasın, sonra bakarız. Savaş-mavaş diye bu seçimler bir daha ertelenecek olursa seçmen kafayı yiyecek.
“Vanga teyze”nin kehanetleri, “Herkes Vanga baba diyor, ama sözkonusu kişi hatun”.. Her şey bir tarafa da, “Trump amca” (Uncle Sam’dan kinaye) ne yapacak! Mahalle kabadayısı Netanyahu, Kushner’in “yol arkadaşı Veliahd Prens hazretleri ne yapacak!
Kushner “muzip” biri, sen git bir Suudi hatun bul, sahnede yarı çıplak dans ettir, sonra da dans arasında Fatiha okut! O mu tezgahladı bunu bilmem ama, bir “üst akılsız” İslam’ı ve Müslümanları aşağılamak için her haltı yiyor.
Asıl haber şu: Bahreyn Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarını İran ve Irak’a seyahat etmemeleri konusunda uyaran bir mesaj yayınladı. Irak ve İran’da olan vatandaşlardan da derhal bu ülkeleri terk etmeleri istendi. Öte yandan; Suudi Arabistan basını, Riyad yönetimi ve bazı Körfez ülkelerinin, ABD’nin askeri güçlerinin Arap Körfezi sularında ve Körfez topraklarında yeniden konuşlandırılması talebini onayladığını yazdı.
Daha önce de ABD, Irak’taki ve İran’daki ABD’lilerin, hatta Irak’ta, zorunlu görevi bulunmayan tüm Amerikalıların ülkeyi terk etmesi çağrısı yapmıştı.
ABD’nin acelesi var. Ramazan bitmeden Müslümanlara acı vermeleri gerek. Şeytanları öyle istiyor çünkü. Ve Netanyahu’nun da dediği gibi, bugün kendilerine destek veren Arap ülkeleri de var.
İran Irak’taki askeri varlığını tahkim ediyor bu arada. Olan Irak’a ve Irak halkına olacak. Bir yanda ABD ve İsrail, öte yanda İran ve İsrail’in yanında saf tutan birtakım Arap ülkeleri.
AB ülkeleri şimdilik sesini çıkarmıyor. Türkiye ve İngiltere aslında Irak’ın garantörü ama soran yok. Fransa da Suriye’de garantör. O da seyirci. Rusya ve Çin yakın takipte.
Irak fiilen bölünmüş durumda. Kürtler Musul’da, Şiiler Basra, Necef, Bağdat karışık, Kerkük İran Kürt, Araplar arasına sıkışmış. Sünni Araplara zaten soran yok.
Şiiler arasında da örtülü bir rekabet var. İran mı Irak’ı yutacak, Irak mı İran’ı! Arap Şiası, Dünya Şia’sının merkezinin Kerbela olduğunu söylüyor.
Kuveyt gelişmelerden rahatsız. Fav’ı Çin’e kiraladı ama, bölge yeni bir savaşın eşiğinde.
Bir füze savaşı bekleniyor. Hedefte İran var. İran’ı Azerbaycan, Huzistan, Belucistan, Kürdistan ve Fars bölgesi olarak bölmek istiyorlar. Şia, Lübnan’da, Yemen’de, Suriye’de üslenmiş durumda. Aslında Pakistan’da da varlar.
ABD ve İsrail saldıracak ama, büyük ihtimalle Suud topraklarını kullanacaklar. Suudi Arabistan, hatta bazı Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan bu çatışmadan nasıl çıkacak göreceğiz.
Bu İran’a verilen bir gözdağı mı, ya da İran üzerinden “Rusya, Çin, hatta Türkiye’ye, diğer İslam ülkelerine verilen bir gözdağı mı, onu da göreceğiz.
Tabii, böyle bir çatışmanın ne kadar süreceği ve sonucunun ne olacağını kestirmek de kolay değil.
İçişleri Bakanının DAEŞ’in Türkiye’de ve bölgede hiç olmadığı kadar faal hale geldiği uyarısını da dikkate almak gerek. PKK’daki hareketlenme, Gezi bileşenlerindeki hareketlenme, Yunanistan’daki hareketlenme ve Suriye konusundaki hareketlilik bir yerde aynı kaynaktan besleniyor.
Kushner, Dahlan ve Suudi Veliahd Prensden oluşan “Şeytan üçgeni”ne dikkat. Buna Sisi’yi de eklemek mümkün. Bu koalisyona katılması beklenen, Netanyahu’nun sözünü ettiği bölgede başka isimler de var.
Akdeniz, Kızıldeniz, Basra Körfezi, Bab-ul Mendeb, Hind Okyanusu’nun Somali ve İran sahillerindeki askeri hareketlilik geliyorum diyen bir tehlikenin ilk işaretleri sayılabilir..
Bu iş sonunda İran Azerbaycan’ı üzerinden Azerbaycan Cumhuriyetini de ilgilendiriyor. Son zamanlarda Azerbaycan’a yönelik siber saldırılardaki olağanüstü artışı bu gelişmelerle ilişkilendirmek de mümkün. Hazar Koalisyonunda Rusya da var. Rusya Akdeniz’de de var, Suriye’de de. Hazar’daki askeri gücünün kapsama alanı körfez, Kızıldeniz ve Akdeniz’in doğusuna kadar genişliyor.
Eğer Yunanistan ABD’nin ve İsrail’in başını çektiği şer ittifakı içinde yer alacaksa, Kıbrıs konusu da bizi yakından ilgilendiriyor. Tam böyle bir zamanda KKTC’de baş gösteren siyasi kriz ve belirsizlik de bu anlamda can sıkıcı olmasını ötesinde kuşku uyandırıcı. Kıbrıs’ta bir kriz yaşanacaksa, İngiltere’nin Agratur’daki ve Dikelya’daki üslerindeki askerleri ve donanması herhalde oturup gelişmeleri izleyecek değildir.
Sahi bir çatışma ve işlerin kontrolden çıkması durumunda NATO ne yapacak. İki NATO müttefikinin de karşı karşıya gelmesi durumunda ne olacak.
AB’nin bu gelişmeler karşısındaki sessizliği de ilginç. Hoş, bütün bu gelişmeler karşısında İslam İşbirliği Konferansı, Arap Birliği, Afrika Birliği, Türk dünyası, Karadeniz ülkeleri, Akdeniz ülkeleri ya da bölgesel işbirliği konferansı ülkeleri ne yapıyor ki. Şangay 5’lisi ne yapıyor.
İnsanlar ne yapsın bu durumda. Akıl ve vijdan sükut etmiş. Kimse tatmin edici bir şey söylemeyince, gelsin Nostradamus, gelsin Vanga baba, gelsin kahinler, ezoterim.
Başlasın Mehdi-Mesih tartışmaları, kıyamet savaşları, Melhame-i Kubra, Armageddon, kara bayraklılar..
Kızılca kıyamet ha koptu ha kopacak gibi. Savaş başlamadan beyinlerde ve yüreklerde bombalar patlamaya başladı bile. Irak’ta, Suriye’de göçe hazırlanan yüzbinlerce, milyonlarca insan denklerini hazırlamaya başladı bile. İnsin Şeytanları, büyük Şeytanın emrinde ademoğullarına meydan okuyor.
Ve ben Hz. Adem’in yurdunda, Urfa’dan yazıyorum bunları. Selâm ve dua ile.