"Kızlı Erkekli Evler"

"Kızlı Erkekli Evler"

Akit Yazarı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakan olduğu dönem ‘kızlı-erkekli’ evlere yönelik devletin tedbir alınmasını solcu ve laikçilerin engel olduğunu hatırlattı

Ali Karahasanoğlu

Yeni Akit

2013 yılı idi. Henüz 17-25 Aralık yaşanmamış. Ancak dershanelerin kapatılma girişimi sebebi ile Ak Parti ile Gülen grubu arasında tartışmalar yeni yeni başlamıştı.

Ak Parti’nin Kızılcahamam Kampı’ndaki toplantısında, Tayyip Erdoğan’ın “kızlı erkekli evler” konusundaki hassasiyetini dile getirdiği öne sürülmüştü..

Konu ile direkt ilgisi yok ama, buraya not düşeyim.. Fetullah Gülen ile ilgili olarak, bu adamın dini bir derdi olmadığına dair benim tespitlerimin önemli kilit taşlarımdan birisi de, bu tartışmada yer aldıkları konum olmuştur.. Bir Müslüman; kızlı-erkekli ev konusuna nasıl sıcak bakabilir, buna yönelik olarak devletin eğer bir tedbir alma kararı var ise, buna nasıl karşı çıkabilir?

FETÖ’cüler, maalesef ki maalesef, o tarihte Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak için, solcular ve laikçilerle birlik olmuş, “kızlı-erkekli ev” konusunda alınması düşünülen tedbirlere karşı çıkmışlardı..

FETÖ ile birlikte hareket eden o tarihteki kartel gazeteleri ile sol medya da, manşetlerden ve köşelerden Erdoğan’a saydırıp duruyorlardı..

Tayyip Erdoğan’a belaltı vuruşları ile, yapmadık ahlaksızlığı bırakmamış olan A. Hakan, bu fırsatı da kaçırmamış, o tarihlerde Başbakan ile aklı sıra şöyle dalgasını geçiyordu:

“Köşelerimizden karaladık bir şeyler:

-“Nasıl olur ağalar?” dedik.

-“Evlere de müdahale ha!” dedik.

-“Ne hakla!” dedik.

-“Ama bu alenen özel hayata müdahale” dedik.

-“Ama bu insan haklarına aykırı” dedik.

-“Nerede demokrasi?” dedik.

-“Nerede özgürlük?” dedik.”

Kafa bulma operasyonu onunla sınırlı değildi..

Erdoğan’a şunları da söylüyordu, A. Hakan:

“Böyle yapıyor, çünkü karşımızda...


-Kendi ahlak anlayışının herkes tarafından benimsenmesi gerektiğine inanan... (..)

-Başkalarının hayatlarına karışma hakkını kendinde gören ve bunu insanların mutluluğu için yaptığını düşünen...

-Türkiye’yi kendi evini düzenler gibi düzenleyebileceğini zanneden...

-Kendisinin günahların işlenmesini engellemekle mükellef olduğuna inanan...

-Devlet tarafından denetlenmeyen vatandaşlarının özel hayatlarında bin türlü melanet peşinde koşacağını düşünen…(..)

-Artık çok eskilerde kalan “Mahallenin namusu benden sorulur” anlayışını süper genişleterek, “Türkiye’nin namusu benden sorulur” anlayışı haline getiren...

-Günahtan yola çıkarak yasaklar, suçlar ve cezalar oluşturmayı planlayabilen...

-Günahı engellemek için meskene bile girilebileceğine aklı yatan...

(…) Bir Başbakan var…”

Aynı A. Hakan, bir ara da, Trabzon Milli Eğitim Müdürü üzerinden, dindar insanların; bırakın dindar insanları, Türk örfüne uygun hareket etmek isteyen insanların hassasiyeti ile alay ederek, şunları söylüyordu:

“Ne demiş Trabzon İl Milli Eğitim Müdürü?

Şunu demiş: ‘Falanca yurdumuzda kız ve erkek öğrenciler aynı merdiveni kullanarak yatakhanelere gidiyorlar. Bu yüzden diken üstündeyim.’

Farkında mısınız? Son günlerde gelen geçen abanıyor ‘kızlı erkekli’ kalıbına... - Kızlı erkekli denize girdiler.- Kızlı erkekli trene bindiler. - Kızlı erkekli kamp yaptılar.- Kızlı erkekli direnişe geçtiler. - Kızlı erkekli çadırlarda kalıyorlar.

Ve Trabzon’dan gelen açıklamayla... Literatürümüz daha da zenginleşmiş oldu: - Kızlı erkekli merdivenden çıkıyorlar. - Kızlı erkekli merdivenden iniyorlar.”

Toplumun ahlakını beş paralık etmek isteyen, bu ahlaksızca yazıları, o tarihlerde okuduk mu?

Okuduk..