Kocaeli'de 146. Başörtüsü Eylemi
Kocaeli'de 146. başörtüsü platformu düzenlendi.
Basın açıklamasının tam metni:
BAŞÖRTÜ, BAŞÖRTÜ OLALI BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ
146 haftadır bu meydandayız.”Başörtüsüne özgürlük” için Din ve vicdan hürriyeti için. Herkes inandığı gibi yaşasın ve inancının gereklerini yerine getirebilsin diye. Ne yazık ki gündem problemi hiç yaşamadık. Her hafta başörtüsüne yapılan bir hakaret, başörtülü insanlara yapılan bir zulme tanık olduk. Ama başörtü, başörtü olalı şimdi ki kadar zulüm görmedi. Herkese söyleyecek çok sözümüz var
İlk sözümüz sözde başörtüsü özgürlüğünden yana olan, ama başörtüsünü sadece üniversitede serbest kılan bununla da kalmayıp diğer alanlardaki yasakları da yasalarla teminat altına alan (yasağın anayasa da olmadığını herkes biliyor),buda yetmiyormuş gibi yok çene altından yok fiyonk şeklinde bağlansın diye pazarlık yapan AKP ve MHP’ ye. Öncelikle öyle bir pazarlık yapma hakkınız yok, hak ve özgürlükler pazarlık malzemesi değildir. Kaldı ki size ne oluyor da Allah’ın emri olan bir konuda tartışma hakkını kendi üzerinizde görüyorsunuz. Neden bağlanacağını ve nasıl bağlanacağını rabbimiz zaten belirtmişken. Baş bizim, örtüde. Size ne? İster bağlarız ,ister bağlamayız.ister çene altından,ister çene üstünden bağlarız.Bu konuda hesap vereceğimiz tek merci rabbimizdir.Bu konuda kendi kararımızı verebilecek kadar zeki ve bilinçliyiz.. Siz kendi işinize bakın.
İkinci sözümüzse başörtüsü lafı duyunca bile sinir krizleri geçiren ve partisinde yaptığı diktatörlüklerden dolayı adını Hitler ve Stalin‘le anmadan edemediğimiz Deniz Baykal’a. Baykal bizi hiç şaşırtmadı yine yok efendim yasak sadece üniversitelerde kalmayacakmış, her yerde kalkacakmış artık başı açıklar üniversiteye giremeyecekmiş. Sayın Baykal bu söylediğinize siz inanıyor musunuz? Çünkü biz artık sizin bu korku siyasetinizi pek yemiyoruz. Daha dün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde askeri darbe yapmaya çağırdığınız halde bugün AKP’nin oylarını artırmasın diye Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarına karşı hukuk dışındaki çözümlere karşıyız dediğinizi yemediğimiz gibi.”Anadolu kadınının, annelerimizin örtüsüne kaşı değiliz” derken samimi bulmadığımız gibi. Anadolu kadını da pek samimi bulmamış olacak ki son seçimlerde pek yüzünüzü güldürmediler. Anadolu kadını da, Anadolu erkeği de sizden utanıyor. Nene Hatun’un ve Sütçü İmam’ın, Mehmet Akif’in kemiklerini sızlatıyorsunuz. Sayın Baykal unutmayın ki tüm diktatörler tarihin çöplüğünde yer alır kahramanlarsa yüreklerde ve sizin yüreklerde olmadığınız şimdiden belli.
Bir sözümüz de bilim üretmek yerine bol, bol siyaset üreten sözde proflarımıza.Ve bu türün yeni ürünü olan Prof. Celal Şengör’e.”Başörtüsü serbest kalırsa üniversitelere kilit asarız “diyen Şengör’e sormak lazım üniversiteler babanızın çiftliği mi?. Siz kim oluyorsunuz da halkın üniversitelerinde, maaşınızı ödedikleri vergilerden aldığınız halkı ve inancını aşağılıyorsunuz.Haddinizi biliniz.Neyse ki ülkemizde Şengör gibi düşünmeyen,bilim adamı olmanın, özgürlükleri savunmaktan geçtiğini bilen gerçek proflarımız da var.Bu desteklerinden dolayı tüm akademisyenlere buradan teşekkür ederiz
Gündem başörtü olunca ehli olan, olmayan, herkes konuşuyor. Ve bu konuda asıl söz hakkı başörtüsü yasağı mağdurlarındır. Ve biz bu konuda 146 haftadır aynı şeyi söylüyoruz. Yarım çözüm, çözüm değildir. Sadece üniversitelerde değil her alanda başörtüsüne özgürlük. Bu bir lütuf veya ihsan değil, zaten var olan hakkımız.
BAŞÖRTÜ, BAŞÖRTÜ OLALI BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ
146 haftadır bu meydandayız.”Başörtüsüne özgürlük” için Din ve vicdan hürriyeti için. Herkes inandığı gibi yaşasın ve inancının gereklerini yerine getirebilsin diye. Ne yazık ki gündem problemi hiç yaşamadık. Her hafta başörtüsüne yapılan bir hakaret, başörtülü insanlara yapılan bir zulme tanık olduk. Ama başörtü, başörtü olalı şimdi ki kadar zulüm görmedi. Herkese söyleyecek çok sözümüz var
İlk sözümüz sözde başörtüsü özgürlüğünden yana olan, ama başörtüsünü sadece üniversitede serbest kılan bununla da kalmayıp diğer alanlardaki yasakları da yasalarla teminat altına alan (yasağın anayasa da olmadığını herkes biliyor),buda yetmiyormuş gibi yok çene altından yok fiyonk şeklinde bağlansın diye pazarlık yapan AKP ve MHP’ ye. Öncelikle öyle bir pazarlık yapma hakkınız yok, hak ve özgürlükler pazarlık malzemesi değildir. Kaldı ki size ne oluyor da Allah’ın emri olan bir konuda tartışma hakkını kendi üzerinizde görüyorsunuz. Neden bağlanacağını ve nasıl bağlanacağını rabbimiz zaten belirtmişken. Baş bizim, örtüde. Size ne? İster bağlarız ,ister bağlamayız.ister çene altından,ister çene üstünden bağlarız.Bu konuda hesap vereceğimiz tek merci rabbimizdir.Bu konuda kendi kararımızı verebilecek kadar zeki ve bilinçliyiz.. Siz kendi işinize bakın.
İkinci sözümüzse başörtüsü lafı duyunca bile sinir krizleri geçiren ve partisinde yaptığı diktatörlüklerden dolayı adını Hitler ve Stalin‘le anmadan edemediğimiz Deniz Baykal’a. Baykal bizi hiç şaşırtmadı yine yok efendim yasak sadece üniversitelerde kalmayacakmış, her yerde kalkacakmış artık başı açıklar üniversiteye giremeyecekmiş. Sayın Baykal bu söylediğinize siz inanıyor musunuz? Çünkü biz artık sizin bu korku siyasetinizi pek yemiyoruz. Daha dün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde askeri darbe yapmaya çağırdığınız halde bugün AKP’nin oylarını artırmasın diye Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarına karşı hukuk dışındaki çözümlere karşıyız dediğinizi yemediğimiz gibi.”Anadolu kadınının, annelerimizin örtüsüne kaşı değiliz” derken samimi bulmadığımız gibi. Anadolu kadını da pek samimi bulmamış olacak ki son seçimlerde pek yüzünüzü güldürmediler. Anadolu kadını da, Anadolu erkeği de sizden utanıyor. Nene Hatun’un ve Sütçü İmam’ın, Mehmet Akif’in kemiklerini sızlatıyorsunuz. Sayın Baykal unutmayın ki tüm diktatörler tarihin çöplüğünde yer alır kahramanlarsa yüreklerde ve sizin yüreklerde olmadığınız şimdiden belli.
Bir sözümüz de bilim üretmek yerine bol, bol siyaset üreten sözde proflarımıza.Ve bu türün yeni ürünü olan Prof. Celal Şengör’e.”Başörtüsü serbest kalırsa üniversitelere kilit asarız “diyen Şengör’e sormak lazım üniversiteler babanızın çiftliği mi?. Siz kim oluyorsunuz da halkın üniversitelerinde, maaşınızı ödedikleri vergilerden aldığınız halkı ve inancını aşağılıyorsunuz.Haddinizi biliniz.Neyse ki ülkemizde Şengör gibi düşünmeyen,bilim adamı olmanın, özgürlükleri savunmaktan geçtiğini bilen gerçek proflarımız da var.Bu desteklerinden dolayı tüm akademisyenlere buradan teşekkür ederiz
Gündem başörtü olunca ehli olan, olmayan, herkes konuşuyor. Ve bu konuda asıl söz hakkı başörtüsü yasağı mağdurlarındır. Ve biz bu konuda 146 haftadır aynı şeyi söylüyoruz. Yarım çözüm, çözüm değildir. Sadece üniversitelerde değil her alanda başörtüsüne özgürlük. Bu bir lütuf veya ihsan değil, zaten var olan hakkımız.