Konya'da 34. Başörtüsü Eylemi

Konya'da 34. Başörtüsü Eylemi

Konya'da her Cumartesi “başörtüsüne özgürlük” diyen Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 34. hafta eylemini gerçekleştirdi.

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 34. Hafta Basın Açıklaması Kayalı Park Mevkiinde yapıldı. Fatır Sure'sinin 9-10'nuncu ayetlerinin okunmasıyla başlayan açıklamayı platform adına İLİM-DER'den Ali Kemal Neğiş yaptı.

Merve Kavakçı'nın meclisten zorla çıkarılmasının üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen yasak ve yasakçılarda bir değişme olmadığını belirten Neğiş, Bakara Sure'sinin 18. ayetini okuyarak yasakçılar için 'sağırdırlar dilsizdirler kördürler artık dönmezler' dedi.

Mustafa Kemal'i Peygamberimizin (s) yerine koymaya çalışan CHP'li il başkanının din hususunda cahilliğini de belirterek halkın tepkisini dillendirdi.

1 Mayıs olaylarına da değinen Neğiş, yüzlerce haftadır sürdürülen başörtüsü eylemleriyle kıyas yaparak başörtüsü eylemlerinin vakarına dikkat çekti.

301. maddedeki değişiklikleri yeterli bulmayan ancak İslam'ın ırkların haklarını koruyacağını ve halklar arasında kardeşliği tesis edeceğini söyleyen Neğiş kanunla bir ırkın haklarının korunmasının doğru olmadığını belirtti.

Bu vesile ile Çeçenistan'ın bğımsızlık önderi Dudayev'i şehadet yıldönümünde rahmetle andıktan sonra 35. haftada aynı yer ve saatte buluşmak temennisiyle Neğiş açıklamasını tamamladı.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Rahman Rahim Allah'ın adı ile.

Allah odur ki rüzgârları gönderip bulutları kaldırır. Sonra onu ölmüş bir beldeye süreriz, o su ile o yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra dirilişte böyledir. Kim aziz olmak istiyorsa bilsin ki gerçekten izzet bütünüyle Allah'ındır. Güzel söz yalnız O'na yükselir. Onu da Salih amel yükseltir. Kötülüklerle tuzak kuranlar (a gelince), onlar için çok şiddetli bir azap vardır ve bizzat onların tuzağı boşa çıkar. (Fatır Suresi 9 -10)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları

Yıl 1999. Yer Türkiye Büyük Millet Meclisi. Günlerden 2 Mayıs. Ellerini kızartırcasına alkışlayarak dışarı, dışarı naralarıyla tempo tutan ve karanlık 28 Şubat günlerinin devamcısı bir takım baskıcı güruhca millet tarafından seçilmiş bir kadının milletin meclisinden zorla dışarıya çıkarılmasının üzerinden tam 9 yıl geçti. Allah'ın emirlerini hiçe sayan ona uymak isteyenleri de hor gören halkın iradesine de ipotek koyma hakkını kendinde bulan bu topluluk ta hiçbir değişiklik olmadı. Bütün aklıselim çabalara, sağduyulu çağrılara rağmen vazgeçmediler. Hala baskıcı, hala zorba, hala yasakçılar.

"Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık dönmezler." (Bakara Suresi 18. Ayet)

Ülkemizde yıllardır din eğitimine getirilen yasaklar ve engellemeler içerisinde yaşadığımız toplumun bireylerini din hususunda zırcahil bırakmaktadır. Neticesinde bu zırcahil bırakılmış bireyler, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıkları meselelerde hadlerini aşarak saldırgan bir üslupla görüş beyan etmektedirler. Bunun son örneği: Zırcahil bırakılmış bu bir takım eşhasın usve-i hasenemiz, tek önderimiz, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yerine siyasal liderleri ikame etmeye çalışması olmuştur. Bunun adı sapla samanı birbirine karıştırmaktır.

1 Mayıs işçi bayramında meydana gelen ve medyaya görüntüleri yansıyan olayların zihinlerde oluşturmuş olduğu anlam şudur; Eylemlerini diledikleri gibi diledikleri yerde yapma özgürlükleri ellerinden alınan bir avuç topluluğun hak arama adına ortaya koydukları şiddet toplumsal kaos yaratmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Bu tavır her istediği gerçekleşen bir çocuğun bir isteği reddedilince çıkardığı kızılca kıyamete benzemektedir. Beri tarafta ise eğitim hakları yıllardır hiçbir makul gerekçe gösterilmeksizin gasp edilen tertemiz zihinler geniş halk kitlelerinden almış oldukları destekle şiddete pirim vermeksizin makul ölçüler içerisinde hak arayışlarını devam ettirmektedirler. Ayrıca bu tertemiz zihinler bu uzun süreç içerisinde hak arayışlarının hiç bir siyasi amaca dolgu malzemesi olmasına da izin vermemişlerdir.

Sonunda 301'inci madde değiştirilerek meclisten geçirildi. Fakat yapılan değişiklik kimseyi memnun etmeye yetmedi. Bunun sebebi maddeye rengini veren statükocu ana temada herhangi bir değişikliğe gidilmemesidir. Hal bu ki İslam bireyin ait olduğu etnik kimliği koruyup güvence altına almıştır. Etnik yapılar Allah'ın kuranda belirttiği üzere ancak insanların tanışıp kaynaşması içindir Türkü, Kürdü, Çerkezi, Arabı, Rumu ve diğerleri Allah'ın yarattığı ırklardandır. Birinin diğerine üstünlüğü olmadığı gibi sadece birinin haklarının kanunla korunması da doğru değildir. İslam bütün halkların haklarını güvence altına almıştır.

İşbu vesile ile çeçen halkının hak ve özgürlük arayışının unutulmaz önderi Cehar Dudayev'i şehadet yıldönümünde rahmetle anıyoruz ve Çeçenistan'ın yiğit evlatlarına tertemiz mücadelelerinde Allah tan yar ve yardımcı olmasını diliyoruz.

35. haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepiniz Allah'a emanet olun.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU