Konya'da 45. Başörtüsü Eylemi (FOTO)

Konya'da 45. Başörtüsü Eylemi (FOTO)

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 45. Hafta Basın Açıklaması Kayalı Park Mevkiinde yapıldı.

Âl-i İmrân Sûresi 118- 119. ayetlerinin okunmasıyla başlayan açıklamayı platform adına Rıza Konevi Vakfı Başkanı adına Hasan Hüseyin Tekin yaptı.

Çeşitli pankartlar ve dövizlerin taşındığı platformda H.Hüseyin Tekin; Açıklamasına eski bir Başkanın AB yetkilerine verdiği beyanatta Islama ve İslami değerlere karşı takındığı yakışıksız ve saldırgan üslüb hatırlatarak başladı. Devamında eski başkanın şahsında belirginleşen laik zihni yetin kendi toplumuna karşı laikliği bir zulüm aracı olarak kullanmayı eleştirdi.

Tekin sözlerinin devamında Tusiad başkanının kadınların sosyal hayata katılmamalarını inançlarına ve örtüsüne bağlıyor. Kendilerinin iş yerinde örtülü insanlara çalışma hakkı vermediklerini suçlunun kendilerin olduğunu hatırlattı.

Son olarak ta her yıl ödül törenlerinde, başörtülü öğrencilere ödül vermemek ve baskı aracı oluşturmanın en iyisini nasıl yaptıklarını söyledi. Ve hangi tür baskı olursa olsun inanç ve özgürlük mücadelesinde yılmadan yürüyeceğimizi ve bu yolda yürüyenlere selam olsun dedi.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 45. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Ey inananlar!
Kendinizden başkasını kendinize dost edinmeyin; onlar sizi bozmaktan geri durmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isterler. Onların ağızlarından öfke taşmaktadır. Göğüslerinin gizlediği (kin) ise daha büyüktür. Düşünürseniz, size ayetleri açıkladık. İşte, siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler. Kitap'ın hepsine inanırsınız. Onlar sizinle karşılaştıkları zaman, "İnandık" derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı öfkeden parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden ölün! Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü bilir."
(Al-i İmran Suresi 118–119)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Türkiye'nin şartları kendine özgü şartlardır. Bu cümlecik baskıları ve zulümleri örtbas etmek için suistimal edilen pek çok kavram ve cümlecikten biridir. Fakat şu bilinmelidir ki baskılar ve zulümler zihin kargaşasına sebep olan cümlelerin akabinde söylense de yinede menfur olmaktan geri durmayacaktır. Müslüman halkımıza özgürlük mücadelesi veren kişilere yarasa diyerek saldırganlaşan kamu vicdanın kendisini yarasa mesut diye tanımladığı bir başbakan eskisi şu günlerde Avrupa birliği nin yetkililerine İslam saldırgan bir dindir laiklik de Türkiye'nin şartlarında saldırgan olmalıdır diyebilmektedir. Merdi Kıpti şecaat arz edeyim derken sirkatin söyler evet bu bir itiraftır Türkiye laikliği saldırgandır ve laiklik adına ülkede terör estirenler baskı zulüm uygulayanlar vardır fakat şu bilinmelidir ki adının anlamı barış olan İslam saldırgan değildir. Onu ve ona inananları saldırganlıkla itham etmek kalplerdeki kini açığa vurmaktır.

Kendisini sivil toplum kuruluşu olarak ifade eden zenginler kulübü tüsiad başkanının kadınların sosyal hayatta ve iş hayatında yeterince rol almadıklarını ifade etmesi ve bunu geleneğe bağlaması hemen inançları ve inançlarının gereği olan örtüleriyle sosyal hayatın içinde bulunmak isteyen inançlı insanlara yapılan engellemeleri ve yasakları hiçmi görmüyor sorusunu sormamamızı gerekli kılmaktadır. Ülkemizdeki Kadınların yüzde yetmiş beşi örtülü iken ve örtülü insanların çalışma imkanları yasaklanmışken iş hayatında kadınların bulunmayışından bahsetmek bir aymazlık değimlidir. Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz ülke gerçeğine bu kadar mı yabancısınız.

Adı karanlık ile birlikte anılan Ergenekon yapılanması ile alakalı basında çıkan haberler hayretimizi ve aynı zamanda dehşetimizi artırmaktadır. Köklerinin nereye kadar uzandığı yeterince belli olmayan bu yapılanmanın faili meçhul olan her olayla bağlantılısının olduğundan bahsedilmesi ülkenin götürülmek istendiği karanlık noktayı daha açığa çıkartmaktadır. Müslümanlara yönelik baskılarda adı geçen kurum ve şahısların bu yapılanmayla ilişkilerinin varlığından bahsediliyor olması Müslümanlara yönelik baskıların kaynaklarının netleşmesine sebebiyet vermektedir.

Hemen hemen her yıl nerdeyse her ödül töreninde yaşanan bir gerçeklik yine tekrar ediliyor başarıya verilmesi gereken ödül ideolojik tutkulara uğrayarak bir baskı aracına dönüştürülüyor bizlere inancınız yaşam biçiminiz başarılarınızın önündeki engeldir deniliyor sizler bu yaşam biçimi ile asla başarılara ulaşamazsınız deniliyor bu uygulamalar bir yaşam biçimi ve inanç değişikliği yapmamız içinse şunu bilsinler ki hiçbir ödül hiçbir takdir hiçbir başarı belgesi ve sunulacaklar imkanlar ne olursa olsun bizi inançlarımızdan ve yaşam biçimimizden uzaklaştırmayacaktır. Rabbimizin mükâfatı dünyalar dolusu metadan daha hayırlıdır. Bu cümleden olarak tüm özgürlük mücadelesi verenleri selamlar sabır ve sebat ile rabbimizin vaatetttiği selam yurduna ulaşacaklarını müjdeleriz.

Özgür bir ülke için 46. haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepiniz Allah'a emanet olun.



KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU