Konya'da 77. Başörtüsü Eylemi
Konya inanç özgürlükleri platformu 77. hafta eylemini Kayalıpark mevkiinde gerçekleştirdi.
Yapılan açıklamayı Platform adına Musa Kazım Yılmaz Okudu. Açıklamasına ''(Münafıklar) inanlarla karşılaştıkları zaman, ''inandık'' derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise biz sizinleyiz onlarla (Mü'minlerle) ''Sadece eğleniyoruz'' derler. Oysa Allah Onları maskaraya çeviriyor. Onlara mühlet veriyor. Onlar da azgınlıkları içinde bocalayıp duruyorlar.''ayetini okuyarak başladı. Açıklamasında 28 şubata değinerek ''Bugün 28 şubat, neşe dolmuyor insan. Şiir de okumuyor çocuklar. Eskiden darbeler bayramlara dönüştürülür. İnsanlar sevinmeye zorlanırdı. Zorla bayram yaptırılırdı. Baskının zorbalığın anılarının taptaze olduğu bu günde toplumla alay edilircesine bayram mesajları yayınlanır, darbeciler kendi sevinçlerine halkı ortak etmeye çalışırlardı. Sevinmek mecburiydi yani. Sokaklarda ve meydanlarda yaptıkları darbeler yetmiyormuş gibi, zihinlerde ve gönüllerde de darbe yapmak isterlerdi. Herkese kutlu olurdu bu bayram ve apoletli isimler şiirler okurlardı '' O gün bin tanklı sokaklarda çocuklar gibi şendik. O gün bin tanklı koskoca bir halkı yendik.'' dedi.
Takvimlerde 28 şubatın leyleklerin dönüş zamanı olduğunu söyleyen Yılmaz, ''Yoksa biz görmeden tankların markaları mı değişti, leopar jaguar diye bilirdik onların adlarını. Leylek mi dediniz adlarına? Ya da darbeler kolay hazmedilsin diye mi leyleklerin dönüş günü yazdınız takvimlere post modern darbe günlerini? '' dedi.
28 şubatın aynı zamanda sivil savunma gününe denk gelmesinin türk mizahının büyük bir başarısı olduğunu söyledi. Ali Kalkancı'nın tutuklanmasına da değinen Yılmaz, ''Baş aktör Ali Kalkancı tutuklanıveriyor birden. Captagon üretiminden. Zihinlerin uyuşturulduğu günlerden alışkanlık yapmış meğer. Bir başkalarının uyuşturucu maddesi olarak kullandığı Kalkancı, şimdi terfi etmiş de kendisi üretiyor olmuş uyuşturucuları.'' dedi.
Ergenekon olaylarına da değinen Yılmaz, ''Bugün 28 Şubat. Bir efsanenin reel bir gerçekliğe dönüştürülme çabasının bir oluşuma dönüşmesi nice darbe heveslilerinin Ergenekoncu olduğu ortaya çıktı. Fakat merak ediyoruz. ''Nerede bu dişi Kurt?'' hani efsanenin en önemli kahramanı o değil miydi? O değil miydi ulusu sıkıntılardan kurtaran? Fakat n garip ki iddianamede ne adı var ne sanı. Kompleks olmuştur herhalde. Her şeyi başı benken neden benden bahsetmiyorlar diye. Sayın savcıyı göreve çağırıyor ve dişi kurt hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Hatta bu dişi kurdun kırmızı başlıklı kızın ninesini yiyen kurt olduğu iddiasını da ciddiye alıyoruz. Hani başörtüsü yasağı var ya. Sırf kamusal alanda kırmızı başlıklı kız başörtüsü takıyor diye yemiştir onu ve ninesini kurt.'' Son GATA olaylarına da değinen Yılmaz, 28 şubatın emekli subayları hastalanıp GATA'ya koşarak gidiyor dedi.
28 şubatı ve darbeci zihniyeti tiye alan yılmaz ''Bu halk darbeciler zeki, ÇEVİK aynı zamanda ahlaklı(!) olanlarını da sevmez. Son teklif bundan sonra şubatlar 30 çeksin 28'ni atlayalım.'' diyerek açıklamasına son verdi.
Konya İnanç Özgürlükler Platformu 77. Hafta Basın Açıklaması
Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla:
(Münafıklar) inanlarla karşılaştıkları zaman, ''inandık'' derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise biz sizinleyiz onlarla (Mü'minlerle) ''Sadece eğleniyoruz'' derler. Oysa Allah Onları maskaraya çeviriyor. Onlara mühlet veriyor. Onlar da azgınlıkları içinde bocalayıp duruyorlar.
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Bugün 28 şubat, neşe dolmuyor insan. Şiir de okumuyor çocuklar. Eskiden darbeler bayramlara dönüştürülür. İnsanlar sevinmeye zorlanırdı. Zorla bayram yaptırılırdı. Baskının zorbalığın anılarının taptaze olduğu bu günde toplumla alay edilircesine bayram mesajları yayınlanır, darbeciler kendi sevinçlerine halkı ortak etmeye çalışırlardı. Sevinmek mecburiydi yani. Sokaklarda ve meydanlarda yaptıkları darbeler yetmiyormuş gibi, zihinlerde ve gönüllerde de darbe yapmak isterlerdi. Herkese kutlu olurdu bu bayram ve apoletli isimler şiirler okurlardı '' O gün bin tanklı sokaklarda çocuklar gibi şendik. O gün bin tanklı koskoca bir halkı yendik.''
Bugün 28 Şubat. Takvim yaprakları, leyleklerin Anadolu'ya geliş zamanı olduğunu söylüyor. Gözler leylekleri beklerken ve baharın müjdecilerine sevinirken, birden bakıveriyoruz sokaklarda tanklar var. İçten içe kızıyoruz takvim yapraklarına ''Tanklarla alay mı ediyorsunuz?'' diye. Yoksa biz görmeden tankların markaları mı değişti, leopar jaguar diye bilirdik onların adlarını. Leylek mi dediniz adlarına? Ya da darbeler kolay hazmedilsin diye mi leyleklerin dönüş günü yazdınız takvimlere post modern darbe günlerini? Nerede hayvan hakları savunucuları? Neden seslerini çıkartmıyorlar hiç? Leyleklere yapılan bu alay ve onların özgür adlarının darbeyle aynı tarihte anılması, hayvan hakları açısından hiç mi önemli değil?
Bugün 28 Şubat. Sosyal bilgiler kitapları, takvimler, ajandalar, belirli gün ve haftalar kitapçıkları, önemli telefonların yanında sivil savunma günü olduğunu söylüyorlar bugünün. Hakikaten Türk mizahının bu eşsiz espri anlayışı, insanı hayrete düşürmekte. 28 şubat sivil savunma günüymüş meğer. Bağrından nice Nasreddin Hocalar çıkartmış bu millet, nasıl da uygun görüveriyor ve aynı güne denk getiriveriyor sivil savunma günüyle 28 Şubatı.
Bugün 28 Şubat. Cemre suya, tanklar sokağa düşüyor. Şenleniyor Sincan.
Bugün 28 Şubat. Baş aktör Ali Kalkancı tutuklanıveriyor birden. Captagon üretiminden. Zihinlerin uyuşturulduğu günlerden alışkanlık yapmış meğer. Bir başkalarının uyuşturucu maddesi olarak kullandığı Kalkancı, şimdi terfi etmiş de kendisi üretiyor olmuş uyuşturucuları.
Bugün 28 Şubat. Bir efsanenin reel bir gerçekliğe dönüştürülme çabasının bir oluşuma dönüşmesi nice darbe heveslilerinin Ergenekoncu olduğu ortaya çıktı. Fakat merak ediyoruz. ''Nerede bu dişi Kurt?'' hani efsanenin en önemli kahramanı o değil miydi? O değil miydi ulusu sıkıntılardan kurtaran? Fakat n garip ki iddianamede ne adı var ne sanı. Kompleks olmuştur herhalde. Her şeyi başı benken neden benden bahsetmiyorlar diye. Sayın savcıyı göreve çağırıyor ve dişi kurt hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Hatta bu dişi kurdun kırmızı başlıklı kızın ninesini yiyen kurt olduğu iddiasını da ciddiye alıyoruz. Hani başörtüsü yasağı var ya. Sırf kamusal alanda kırmızı başlıklı kız başörtüsü takıyor diye yemiştir onu ve ninesini kurt.
Bugün 28 Şubat. Hastalanıyor emekli subaylar. Ve koşarak gidiyorlar GATA'ya. Hani bin yıl sürecekti ya. Geçti 28 şubat'ın pazarı artık GATA'larda mı yoksa karargah evlerinde mi ya da sanatçı görünümlü darbecilerin evlerinde mi yoksa JİTEM'de asit kuyularının başında mı? Nerede olursa olsun hayırlı darbe planları"(!)
Bugün 28 Şubat. Fakat ne garip ki biz buradayız. Tanklar yok ortalıkta. 28 şubat'ın muktedir generalleri holding genel kurullarında ekonomik krize mi rot balans ayarı çekmekteler?
Bugün 28 Şubat. Hakla, haklıyla, halkla uğraşılmaz. Halkın değerleriyle uğraşılmaz. Tarihe bir mizah malzemesi olmak istemiyorsanız tüm darbe heveslilerine son uyarımızdır bu. Bu halk darbeciler zeki, ÇEVİK aynı zamanda ahlaklı(!) olanlarını da sevmez. Son teklif bundan sonra şubatlar 30 çeksin 28'ni atlayalım.
Hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediği, adaletin tesis edildiği, 28 şubatların yaşanmadığı bir ülkede yaşama umudu ile 78. haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU