Konya'da 78. başörtüsü eylemi

Konya'da 78. başörtüsü eylemi

Ellerinde çeşitli afiş ve dövizlerle Kayalıpark’a gelen Konya İnanç Özgürlükleri Platformu üyeleri Bu hafta 78.si düzenlenen Basın Açıklamasını gerçekleştirdi.

GECENİN KARANLIĞI ARTTIKÇA IŞIĞA VE GÜNDÜZE OLAN UMUDUMUZ, ÖZLEMİMİZ VE ARZUMUZ DA ARTMAKTADIR 

Açıklamayı Platform adına Nurettin Esen yaptı. Esen, açıklamasında şunları dedi:
Rahman, Rahim Allah'ın adıyla

O vakit Musa kavmine: ''Ey kavmim, buzağıyı ilah edinmekle kendinize yazık ettiniz. Yaradanınıza tövbe edin ve nefislerinizi öldürün. Yaratıcınızın katında bu sizin için daha hayırlıdır.''demişti. Böylece Allah tövbelerinizi kabul eder. O çokça tövbeleri kabul eden ve çok merhametli olandır. (Bakara Suresi 54. Ayet)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Geceyi gündüz, kışı bahar takip eder. Acıların içerisinde de gizlidir sevinçler. Zorluklar barındırır içerisinde kolaylıkları. En karamsar anlar, umutlara gebedir. Karanlığın koyulaştığı an bitişinin müjdecisidir. Halkın tepesinde boza pişiren, kapatılmış olduğu 1927'ye kadar temel değer ve inançlara yaşama hakkı tanımayan istiklal mahkemeleri insana ve insani değerlere o kadar büyük zararlar verdi ki iyi ve güzel ne varsa neredeyse yok olmaya yüz tutmuştu. İnsanlık ve hukuk tarihinin en ironik cümlesi olan ''Sanığın önce idamına, sonra hakkında delillerin toplanmasına karar verilmiştir''in yaygın kullanıldığı bu dönem halkın değerlerinin kökünü kazıma noktasına gelmiş uygulanan yasaklarla din eğitimi bitirilmiş neredeyse cenazeleri defnedecek kimse kalmamıştı. O günler hala hem tarihin mahşer-i vicdanında hem de gönüllerimizde tamiri güç derin izler bırakmıştı.

Bu olumsuz şartlar zalimlerin yüreklerini yumuşatmasa da iyileştirmelere gidilmesini zorunlu kılmıştı. 1951'in 6 Mart günü açılan İmam Hatipler din eğitiminde yeterli olmasa da oluşan boşluğun bir kısmını karşılamıştı. Fakat istiklal mahkemeleri 3 Alileri oynamak isteyen, rüyalarında o meşhur cümleyi tekrarlayanların zihin dünyasında hiç kapanmamış, canlılığını sürekli devam ettirmiştir. Bazen bu zihin askeri darbeler, bazen bin yıl süreceği iddia edilen post modern darbeler, bazen ana yasa mahkemeleri gibi değişik adlar, değişik kisveler altında devam edip gitmektedir. Yani istiklal mahkemeleri kapatılmamış, birilerinin kalplerinde yaşamaktadır. Hala din eğitimine, başörtüsüne ve dini içerikli olan her şeye karşı sanığın cezalandırılmasına, delillerin toplanmasına dahi ihtiyaç duyulmamasına karar verilmektedir.

Fakat hiçbir baskı ve karanlık zihinlerin zulmü, nurlu yolun aydınlık takipçilerinin kararlı ve azimkâr duruşlarına ve mücadelelerine engel olamayacaktır. Gecenin karanlığı arttıkça ışığa ve gündüze olan umudumuz, özlemimiz ve arzumuz da artmaktadır. Ve hem ehl-i necat için hem de karanlık kalpliler için sabah yakın değil midir?

Ve aydınlığımızın merkezi, yeryüzünün kalbi, kıblegahımız Mescid-i Aksamız yine karanlık eller tarafından muhasara altına alınmakta, her gün yeni yerleşim merkezleri açarak abluka daraltılmaktadır. Gazze yenilgisinin intikamını almaya çalışan zalim İsrail gözünü Mescid-i Aksa'ya dikmiştir. Her gün ona bir adım daha yaklaşmakta ve ona zarar vermek için girişimlerde bulunmaktadır. İnananların hafızalarının zayıf, iradelerinin nakıs, eylemlerinin sadece refleks olduğunu düşünen Siyonist İsrail, gözümüzün içine baka baka kalbimize ilerlemektedir. Müslümanları, ''Görevimizi yerine getirdik, yapılması gereken ne varsa yaptık!'' sarhoşluğundan basiretin ve uyanıklığın erdemine davet ediyor, başta Mescid-i Aksa olmak üzere tüm kutsallarımıza, inanç değerlerimize ve yaşam biçimimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Vefatının yıldönümünde kendisini hasretle, özlemle andığımız yolunu yolumuz bildiğimiz, büyük İslam kahramanı Selahaddin Eyyubi'ye Allah'tan rahmet diler, yeni Selahaddinlerin onun yolunu sürdüreceğini ve kutlu yarınların teyakkuz halindeki Müslümanların eliyle gerçekleşeceğini tüm mazlum halklara müjdeleriz.

Hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediği, adaletin tesis edildiği bir ülkede yaşama umudu ile 79. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ederiz


KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 78. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim Allah'ın adıyla

O vakit Musa kavmine: ''Ey kavmim, buzağıyı ilah edinmekle kendinize yazık ettiniz. Yaradanınıza tövbe edin ve nefislerinizi öldürün. Yaratıcınızın katında bu sizin için daha hayırlıdır.''demişti. Böylece Allah tövbelerinizi kabul eder. O çokça tövbeleri kabul eden ve çok merhametli olandır. (Bakara Suresi 54. Ayet)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Geceyi gündüz, kışı bahar takip eder. Acıların içerisinde de gizlidir sevinçler. Zorluklar barındırır içerisinde kolaylıkları. En karamsar anlar, umutlara gebedir. Karanlığın koyulaştığı an bitişinin müjdecisidir. Halkın tepesinde boza pişiren, kapatılmış olduğu 1927'ye kadar temel değer ve inançlara yaşama hakkı tanımayan istiklal mahkemeleri insana ve insani değerlere o kadar büyük zararlar verdi ki iyi ve güzel ne varsa neredeyse yok olmaya yüz tutmuştu. İnsanlık ve hukuk tarihinin en ironik cümlesi olan ''Sanığın önce idamına, sonra hakkında delillerin toplanmasına karar verilmiştir''in yaygın kullanıldığı bu dönem halkın değerlerinin kökünü kazıma noktasına gelmiş uygulanan yasaklarla din eğitimi bitirilmiş neredeyse cenazeleri defnedecek kimse kalmamıştı. O günler hala hem tarihin mahşer-i vicdanında hem de gönüllerimizde tamiri güç derin izler bırakmıştı.

Bu olumsuz şartlar zalimlerin yüreklerini yumuşatmasa da iyileştirmelere gidilmesini zorunlu kılmıştı. 1951'in 6 Mart günü açılan İmam Hatipler din eğitiminde yeterli olmasa da oluşan boşluğun bir kısmını karşılamıştı. Fakat istiklal mahkemeleri 3 Alileri oynamak isteyen, rüyalarında o meşhur cümleyi tekrarlayanların zihin dünyasında hiç kapanmamış, canlılığını sürekli devam ettirmiştir. Bazen bu zihin askeri darbeler, bazen bin yıl süreceği iddia edilen post modern darbeler, bazen ana yasa mahkemeleri gibi değişik adlar, değişik kisveler altında devam edip gitmektedir. Yani istiklal mahkemeleri kapatılmamış, birilerinin kalplerinde yaşamaktadır. Hala din eğitimine, başörtüsüne ve dini içerikli olan her şeye karşı sanığın cezalandırılmasına, delillerin toplanmasına dahi ihtiyaç duyulmamasına karar verilmektedir.

Fakat hiçbir baskı ve karanlık zihinlerin zulmü, nurlu yolun aydınlık takipçilerinin kararlı ve azimkâr duruşlarına ve mücadelelerine engel olamayacaktır. Gecenin karanlığı arttıkça ışığa ve gündüze olan umudumuz, özlemimiz ve arzumuz da artmaktadır. Ve hem ehl-i necat için hem de karanlık kalpliler için sabah yakın değil midir?

Ve aydınlığımızın merkezi, yeryüzünün kalbi, kıblegahımız Mescid-i Aksamız yine karanlık eller tarafından muhasara altına alınmakta, her gün yeni yerleşim merkezleri açarak abluka daraltılmaktadır. Gazze yenilgisinin intikamını almaya çalışan zalim İsrail gözünü Mescid-i Aksa'ya dikmiştir. Her gün ona bir adım daha yaklaşmakta ve ona zarar vermek için girişimlerde bulunmaktadır. İnananların hafızalarının zayıf, iradelerinin nakıs, eylemlerinin sadece refleks olduğunu düşünen Siyonist İsrail, gözümüzün içine baka baka kalbimize ilerlemektedir. Müslümanları, ''Görevimizi yerine getirdik, yapılması gereken ne varsa yaptık!'' sarhoşluğundan basiretin ve uyanıklığın erdemine davet ediyor, başta Mescid-i Aksa olmak üzere tüm kutsallarımıza, inanç değerlerimize ve yaşam biçimimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Vefatının yıldönümünde kendisini hasretle, özlemle andığımız yolunu yolumuz bildiğimiz, büyük İslam kahramanı Selahaddin Eyyubi'ye Allah'tan rahmet diler, yeni Selahaddinlerin onun yolunu sürdüreceğini ve kutlu yarınların teyakkuz halindeki Müslümanların eliyle gerçekleşeceğini tüm mazlum halklara müjdeleriz.

Hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediği, adaletin tesis edildiği bir ülkede yaşama umudu ile 79. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PALATFORMU