"Kriz Anında Yastık Altında Para Tutmak Caiz Değil"
Yeni Şafak Yazarı Hayrettin Karaman, gündemdeki 'para bozdurma' konusunu köşesine taşıdı.
Yazısının girişine Tevbe Suresi'nin 34 ve 35. ayetlerini not düşen Karaman, "bu iki ayette ekonomik ve sosyal hayatın pek çok problemine çözüm olacak hükümler ve manalar vardır" diye yazdı.
"Halkın parasını haksız, gayr-i meşru yoldan toplayıp Allah'ın emrettiği ve razı olduğu şekilde harcamayan din istismarcıları her çağda olduğu gibi günümüzde de vardır" diyen Karaman "Din, Allah, hizmet, cennet, sevap diyerek para toplayanların sıkı bir denetime tabi tutulmaları şarttır" diye yazdı.
Tasarruf ve harcama kavramlarına eğilen Karaman, şunları kaydett:
İslam tarihinde para ve servet biriktirmenin caiz olup olmadığı konusu tartışılmıştır. Buhârî'nin nakline göre sahâbeden Ebû Zer (r.a.) Şam'da bulunurken Muâviye ile bu konuda farklı yorumları oluyor. Muâviye yasaklanan biriktirmenin Ehl-i Kitab'a ait olduğunu söykerken Ebû Zer, “Hayır, yasak ve tehdit hem onlar hem de bizim için geçerlidir, kişinin ihtiyacından fazlasını biriktirmesi caiz değildir” diyor. Muâviye onu Halîfe Osman'a (r.a.) şikayet ediyor, Hz. Osman da Ebu Zerr'i Medîne'ye çağırıyor. Medîne'de halk onun etrafında toplanmaya, onu dinlemeye ve konuyu tartışmaya başlıyor. Ebu Zer bir fitneye sebep olmaktan çekinerek durumu Hz. Osman'a arzedince, “İstersen buradan yakın bir yere git” tavsiyesinde bulunuyor, o da Rabeze'ye gidip orada yaşamaya devam ediyor ve “Başıma bir siyâhîyi başkan yapsalar ona da itaat ederim” diyor.
Müfessir Kurtubî'nin Ebu Zerr'in görüşü ile ilgili şu yorumu da güzeldir:
“Darlık, kriz, olağan dışı haller sebebiyle toplum para ve servetin harcanmasına ihtiyaç duyduğunda bu ihtiyacı giderecek kadar harcama yapılması gerekir ve ihtiyaca rağmen parayı yastık altında tutmak caiz olmaz; normal hallerde ise servetin zekâtı ve diğer hakları ödendiği sürece biriktirmede sakınca bulunmaz.”