Kudüs Gönüllüleri Şeyh Said İçin Anma Programı Düzenledi...
Şeyh Said ve Kıyamı Unutulmadı, Kudüs Gönüllüleri Şeyh Said İçin Anma Programı Düzenledi...
Şeyh Said Şehadetinin 97'nci yıl dönümünde İstanbul'da düzenlenen programla anıldı
Hilafetin kaldırılması sonrasında kıyam eden ve 29 Haziran 1925 yılından Diyarbakır Meydanı'nda 47 yareni ile birlikte şehid edilen Şeyh Said, Şehadetinin 97'nci yıl dönümünde İstanbul'da düzenlenen programla anıldı....
Kudüs Gönüllüleri tarafından Fatih'te Renk Düğün Salonu'nda düzenlenen programa, konuşmacı olarak Şeyh Said'in torunu Abdülillah Fırat ve Araştırmacı Yazar Av. Emin Güneş katıldı.
Program Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı..
Şeyh Said'in Türkçe olarak kaleme aldığı bir şiirin görseller eşliğinde sinevizyon ile gösterime sunulmasının ardından bir konuşma yapan Şeyh Said'in torunu Abdülillah Fırat, dedesinin Diyarbakır'da mücahitleri toplayıp kıyama başlayacağı zaman okuduğu metni salondakilerle şu şekilde paylaştı.
"Akıllı kimseye yaraşan dünya ve ahiretin selameti için İslam'a sarılmaktır" İslam ordusunun değerli mücahitleri! Dünyanın salahı insanlar arasında emniyet, takva ve diyanetin yayılması gibi insanların saadetlerini temin eden şeyleri meydana getirdiği dünya ehli için büyük nimettir.
Dünyanın fesadı, emniyetten yoksunluğu ve diyanetin zayıflığı gibi insanların saadet ve selamet nimetlerinin yok edildiğinde, dünya ehli için felaket olacağına hiçbir şüphe yoktur. Bu gerçek delillerle apaçık anlaşıldığı gibi bugün yaşadığımız dünyada cereyan eden olaylarda müşahede edebiliyoruz. İnsanlar zamanları ile aynı ayardadır.
Nasıl ki ayaklar giydikleri ayakkabıya göreyse zamanınızdaki idarecilerin adamları döneklikte ve icraatlarında zamanlarına benzemektedirler. Zaman bozulunca yöneticiler de bozulur.
Dünya ve ahiret, selam ve saadetin inandığı dine sarılmak ve onu muhafaza etmek akıllı kimse için en yaraşır yoldur. Bunun için hayatta şeriatın farzlarını yerine getirmeliyiz. Edepli siyaset de yeryüzünü mamur eder. Bunların her ikisi saltanatın selameti ve memleketin imarının sebebi olan adalete bağlıdır.
Konuşmasının ardından Kudüs Gönüllüsü Şehid Tutuklularla Dayanışma Platformu sözcüsü Recai Yurdan Abdulillah Fırata Plaket verdi.
Sanatçı Remzi Esmer'in seslendirdiği marş ve ezgilerden sonra söz alan Araştırmacı Yazar Av. Emin Güneş, "Öncelikle şehid Şeyh Said'in davası İslam'dı. Nebilerin davası, ceddi Hüseyin'in davasıydı. Kıyamının gerekçesi buydu. İddia edildiği veya iftira edildiği gibi eğer Şeyh Said'in davası saltanat ve kavmiyete dayalı bir devlet olmuş olsaydı bunu İngilizlerle işbirliği yaparak çok rahat bir şekilde elde edebilirdi.
Çünkü İngilizlerle işbirliği yapan hemen hemen her kabile reisine neredeyse bir devlet imkânı verdiler.
Eğer haşa şehid Şeyh Said İngilizlerle işbirlikçi olsaydı bugün Kürdistan şehirlerinin meydanında onun heykelini dikilmiş olurdu. Çünkü İngilizler, işbirlikçilerinin heykellerini meydanlara diktiler. Nerede Müslümanların şehrinin göbeğinde bir heykel dikilmişse bilinsin ki o heykel İngilizlerin desteğiyle ve işbirliğiyle dikilmiştir ama Şeyh Said için darağacı olmuştur." dedi.
Güneş, "İslam'ın kendilerine geldiği Araplar İngilizlerle işbirliği yapıp halifeye karşı isyan ettikleri bir dönemde, Türkler hilafeti Araplardan, Memluklerden almakla övünen Türkler, hilafeti ilga edip halifeyi sürgüne gönderirken Kürt olan Şeyh Said, halifenin idamesi ve ikamesi için, hilafetin, şeriatın, İslam'ın ihyası için darağacını göze almıştır." diye konuştu.