"Kur'an'ın Bize Yüklediği Sorumluluklar"

"Kur'an'ın Bize Yüklediği Sorumluluklar"

İzmir’de “Kur'an-ı Kerim'in Bize Yüklediği Sorumluluklar” Adlı Konferans Düzenlendi

Gülçağı Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından İzmir'de 'Kur'an-ı Kerim'in Bize Yüklediği Sorumluluklar' adlı bir konferans düzenledi.

İran kur'an haber ajansı ikna'nın "risalehaber"den aktardığı habere göre, Konferansa konuşmacı olarak katılan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Davut Aydüz, "Kur'an-ı Kerim en büyük mucizedir, bu mucize tüm insanlığa gönderilmiştir ve kıyamete kadar varolacaktır." dedi.


Gülçağı Derneği'nin düzenlediği 'Kuran-ı Kerim'in Bize Yüklediği Sorumluluklar' konferansı İzmir Atatürk Stadyumu Hakemler Salonunda gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından Kur'an tilavetiyle yapıldığı konferansa ilgi ve katılım yüksekti. Peygamberlerin Allah tarafından seçilen özel donanımlı kişiler olduğunu söyleyen Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kur'an-ı Kerim Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Davut Aydüz, "Allah Teâlâ insanlar arasından seçtiği özel donanımlı kişileri insanlığa peygamber olarak göndermiş, tabi ki bu özel donanımlı insanlar bizden üstün. Peygamberler, insanlara biz size Allah tarafından peygamber olarak gönderildik demişler. Bazı toplumlar peygamberlerin insan içinden çıktığını kabul etmemiş, 'peygamber olacaksa içimizden niye olsun' diyerek kabul etmemişler." şeklinde konuştu.


Prof. Dr. Aydüz, "Peygamberler insanların yapamayacağı mucizeler sergilemişlerdir. İşte bu mucizeler Allah tarafından insanlığa gösterilmesi için peygamberlere verildi. Mesela Hz. Salih aleyhisselamdan bir kayanın içinden hamile bir deve çıkarmasını istemişler bunun olamayacağını zannetmişler ama Allah izin vermiş ve çıkmış. Yine aynı şekilde Musa aleyhisselamın asasının ejderha olması Allah tarafından ona verilen bir mucizeydi. Daha sonra Hz. İsa aleyhisselama tıpla alakalı mucizeler verilmiş, körlere elini sürüyor ve körlerin gözü açılıyor veya daha önceden ölmüş insanlara hayat veriyor bunlar normal insanın yapamayacağı işler, ama Allah peygamberlerine bu özellikleri vermiş." diye konuştu.


Peygamberimizin en büyük mucizesinin Kur'an-ı Kerim olduğunu ifade eden Aydüz, "Peygamberimiz bine yakın mucize göstermiş, bunlar daha çok ihtiyaca binaen gösterilen mucizeler. Savaşta ordu susuz kalmış mesela, onun mübarek ellerinden şarıl şarıl su akmış, sahabe aç kalmış ve birkaç tabak yemek varmış Efendimiz yemeğe dua ediyor o yemekten herkes yiyor ve yüzlerce kişinin yemesine rağmen yemek kalıyor. Onun bir mucizesi var ki, kıyamete kadar devam edecek o mucize 'Kur'an-ı Kerim'. İlk zamanlarda Kur'an'a kâfirler inanmadı. 'Başkası okuyor o yazıyor dediler' hâlbuki peygamberimiz okuma yazma bilmiyordu. Bir şekilde bahane bulup inanmadılar. Kur'an-ı Kerim onlara hodri meydan dedi, onlara 'Kuran-ı Kerim gibi bir kitap yazın getirin' denildi, ama getiremediler. Bu sefer 10 surenin benzerini yazın getirin deniliyor, ama yine getiremiyorlar. Çünkü onun eşi benzeri yok." dedi.


Kur'an-ı Kerim'in bazı gereklilikleri olduğunu söyleyen Aydüz, sözlerine şöyle devam etti: "Hepimizin bildiği gibi Kur'an-ı Kerim Arapça. Madem Kur'an Arapçadır, o kitabın orjinalinden bir müslüman olarak mutlaka okumamız gerekir. İşimiz gücümüz ne olursa olsun, kadın erkek onu okumamız gerekir. Kur'an'ın en büyük gerekliliklerinden biri tecvidle okunmasıdır. Çocukken ilk ve ortaokul çağlarında Kur'an kursuna gitmişiz. Kur'an öğrenmişizdir, hatim törenide yapılmıştır. Ama sonra Kur'an-ı kapatmışızdır ve böylelikle unutmuşuzdur. Bu çok büyük bir vefasızlık. O zaman Kur'an'ın okunuş kurallarını öğrenmediğimiz için daha sonra tabir-i caizse oyunu kuralsız oynamak istiyoruz. Hâlbuki her oyunu kuralıyla oynamak gerekir. Kur'an-ı Kerimi'de tecvidle okumak gerekir. Az çok ingilizce bilenler anlayacaklardır mesela 'you are listenning to me' kelimesini yazılışı gibi okursam birşey anlayamazsınız. Kur'an-ı Kerimi de tecvidsiz okursak olmaz. O'nun da bir kuralı var. Dünyada öyle lüzumsuz şeyler var, onları öğreniyoruz ama bu çabayı Kur'an-ı Kerimi okumada göstermiyoruz."


İzleyiciler arasında tecvidi bilenleri görmek için küçük bir oylama da yapan Aydüz, çıkan sonucu ise tatmin edici bulmadı. Aydüz, "Dinleyiciler arasında yüzde 30 civarında tecvit bilen bir kesim var çok iyi bir rakam değil. Bir müslümanın tecvidli Kur'an-ı Kerim okuması ve bilmesi lazım. Tecvidin çok zor birşey olduğunu sanıyoruz ama böyle birşey yok. Tecvidin ana kaidelerini öğrenmek gerek, teferruata girersek zorlanırız." dedi.


Kur'an'ın en büyük ikinci gerekliliğinin manasını bilerek okumak olduğunu ifade eden Aydüz, "Kur'anı manasını bilmeden okumanın sevabınında olduğunu fakat manasını anlarsak kalbimiz ruhumuz ondan istifade eder. Ramazan ayında her harfe on sevap. Bunu Allah Teala söylüyor. Kur'an öyle manası bilinmeden okunsun diye gönderilmiş bir kitap değil." diye konuştu.

 

 

kuranhaberajansı