Abdurrahman Dilipak
Lewis’in yeni Ortadoğu hayali
Şuanda bizim Arap ülkeleri var ya, hani şu “Beyaz Araplar”. Şu kasabının bıçağını yalayan kuzulara benzeyen Stockholm Sendromlu “hasta adam”lar. Yine “Lawrance krizleri” tuttu. Hani şu işbirlikleri karşılığı servet, iktidar ve devlet hediye edilen Arap aşiretlerinin çocukları yine sahnedeler..
Bunların çoğu “dönüyormuş gibi yapıp dönmeyen” o eski Arap ailelerinin çocukları.
İsrail’in geçmişi 70 yıl da, bu sınırları, rejim ve iktidarları İngiliz ve Fransızlar tarafından tayin edilen Arap ülkelerinin çoğunun geçmişleri kaç yıl ki!
Neocon’ların akıl hocalarından Bernard Lewis 102 yaşında öldü ya, şimdi onun “Ortadoğu haritası“ yeniden tartışılmaya başlandı.
Şimdi çıkmış, Körfezdeki bir ülkenin dışişleri bakanı, öncelikli görevlerinin İran ve Türkiye’yi bölgeden çıkarmak olduğunu söylüyor. Bunların “İslam Kardeşliği” böyle bir şey. Siyasi emellerini ve şahsi çıkarlarını, ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail ile tevhid etmiş bir avuç azınlık bunlar. Bugün Türkiye’ye karşı olan ABD, dün, FETÖ ve BOP projesi çerçevesinde Türkiye’yi yanına alıp, Arap ülkelerinin sınır, rejim ve iktidarlarını yeniden düzenleme planları yapmıyor mu idi.
ABD ve batılılar bölgedeki mevcut rejimlerden sıkıldılar. Bu rejimlerle bölge halklarını daha uzun süre yönetemeyeceklerini, kontrol altında tutamayacaklarını düşünüyorlar. Değiştirecekler. Eski yönetimleri ise bir şekilde tasfiye edecekler. Hiç gözlerinin yaşına bakacaklarını sanmıyorum. Bunların çıkarları sözkonusu olduğunda ilkeleri, sözleri, merhametleri yoktur. Yaramaz çocukların kızdıklarında oyuncaklarına verdikleri değer kadar bile değer vermezler bunlara. Kırar atarlar!
Batılıların hep iki ajandaları vardır. Bir, yanlarına almak istedikleri kişilere duymak istedikleri şeyleri söylerler. İki, asıl yapacakları şeyi, yapana kadar kimseye söylemezler. Olacak olan, onların çıkarlarına hizmet edecek olan çözüm şeklidir.
Lewis’in senaryosunda “Büyük İsrail” vardı! Bugünkü İsrail’in sınırları Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır’a doğru genişleyecekti. Nil ile Fırat arasındaki coğrafya İsrail’in kontrolündeki yönetimlere verilecekti. Mesela Urfa’dan Kudüs’e bir “Hac yolu” düşünüyorlardı.
Lewis 1990’ların ortasında “Ortadoğu” dedikleri bölgede 30 kadar yeni devletçik düşünüyordu.
İngilizler bölgeye geldikten sonra bölge onların ajandasında hep en önde gelen konuların başında geldi.. Almanlar, Fransızlar ve Amerikalılar için de bölge en önemli bölge olarak ilgi alanlarındaydı. Belfaur, Sycos-Picot’dan ibaret değil konuyla ilgileri. Bağdat Paktı, RCD, CENTO bu planın parçaları idi.
Tek plan da Neocon’ların desteklediği Lewis planı da değildi. Lewis planı bir kez çizildi, öyle kaldı da değil. Soğuk savaşın sona ermesinin ardından onlarca plan hazırlandı. FETÖ, BOP, Huntington ve Fukuyama’nın tezleri, Almanların, Rusların, İngilizlerin, Fransızların, NATO’nun, AB’nin planları, Vatikan’ın planları, o kadar çok plan yapıldı ki.. Ve bu planlar, karşılıklı görüşmeler, işbirlikleri, çatışmalar, rekabete dayalı pazarlıklarla değişen şartlar çerçevesinde hep güncellenerek bugünlere gelindi. Lewis Fuller’den, Fuller Lewis’in fikirlerinden istifade etti.
Dr. Muhammed Umara başlığı altında Mısır’da yayınlanan Eş-Şa’ab gazetesinde yayınladı. Dr. Muhammed Umara,“Executive Intelligence Research Project” başlığı altında 1997 yılında Pentagon’un yayınladığı dergideki bilgilere dayandırdığı “Arapların ve Müslümanların Parçalanmasına Dair Siyonist Proje” başlıklı makalesinde şu bilgileri veriyor (Çeviren: M. Beşir Eryarsoy / Eş-Şa’ab gazetesi 1176 sayı sahife 4. Temmuz 1997 tarihli sayı. Kaynak: medeniyetvakfi.org): Pakistan’daki ve İran’daki Belucistan birleştirilip ayrı bir “Belucistan” devletinin kurulması. Pakistan’ın kuzeybatısındaki bölgenin Afganistan’daki Peştun bölgesine eklenerek “Peştunistan” devletinin kurulması. İran, Irak ve Türkiye’deki Kürt bölgelerinin birbirine katılmasıyla “Kürdistan” devletinin kurulması. İran’ın Persian, Azerbaycan, Türkmenistan, Arabistan (Huzistan) diye 4’e bölünmesi.
Irak Şii, Sünni ve Kürt olarak 3’e bölünecekti.
Suriye’de Dürzi Devleti, Alevi-Nusayri Devleti, Sünni Devleti, Kürd Devleti kurulacaktı.
Ürdün Bedeviler ve Filistinliler olarak ikiye bölünecekti. Ürdün’ün Batı Yakası İsrail’e katılacak ama, Arap yarımadasına doğru sınırı genişletilecekti.
Suudi Arabistan, 1933’teki aşiret federasyonuna dönüştürülecekti. Bu anlamda Vehhabi, Şii bölgeler oluşturulacak, Hicaz bölgesi dışında seküler bölgeler oluşturulacaktı.
Lübnan’dan Hizbullah çıkarılacak, Falanjistlerin başını çektiği Hıristiyan bir devletçik kurulacak, siyasi etkisi olmayan, kültürel özerkliğe sahip Şii, Sünni, Dürzi ve Alevi bölgeler oluşturulacaktı.
Mısır Müslüman ve Kıbti olarak ikiye bölünecekti.
Sudan planı gerçekleşti. Güneyde bağımsız siyahi bir Hristiyan devlet kurulacaktı. Kuzeyde de bir Arap devleti olacaktı. Bu plana göre, Afrika’daki diğer Müslüman devletlerin sınırları yeniden çizilecekti. Öncelikle Moritanya ve Berberi bölgesi yeniden düzenlenecek, bunlar yapılırken dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik şartlar, jeostratejik, jeopolitik özellikleri, insan, maden, ziraat kaynakları öncelikle dikkate alınacaktı.
Türkiye’ye gelince, Güneydoğuda büyük bir Kürdistan planlanmıştı. Mesela FETÖ başarılı olsaydı, onların planına göre, Kıbrıs AB’nin hakemliğinde çözülecekti. Ermenistan konusu BM’nin hakemliğinde çözülecekti. Suriçi İstanbul İslam hilafetinin ve Ortodoksluğun ve aynı zamanda dinlerarası diyalog hareketinin merkezi olacaktı. Türkiye’nin, İncil’de adı geçen birçok noktası ruhani konseyin kontrolüne verilecekti. Ege’deki 7 kilise bölgesinden İznik’e, Hatay’dan Urfa’ya kadar birçok mekan bu merkezin kontrolünde olacaktı.
Ankara’da işte öyle bir hükümet olacaktı. BOP’un merkezi ise Adana/İncirlik olacaktı. Buradan bölgedeki 22 ülkenin, sınır, rejim ve iktidar yapısı ve bundan sonraki yolculukları yönetilecekti.
Bu seçimlerde oy kullanırken dikkatli olalım. Oyunuzla sadece yöneticinizi değil, arka planda bu senaryoya evet ya da hayır diyeceksiniz. Oylanan bu senaryolardır, 15 Temmuz’dur, BÇG ve FETÖ’dür aynı zamanda. Selâm ve dua ile.