Mavi Marmara Gazisi: Birlik Olmamız Gerekiyor

Mavi Marmara Gazisi: Birlik Olmamız Gerekiyor

​Mavi Marmara Gazisi Ramazan Baylan, Kudüs’ün yeniden özgür olabilmesi için Müslümanların benliklerini bir tarafa bırakarak Allah rızası için bir araya gelmesi gerektiğini ifade etti.

Her Ramazan ayının son cuma günü “Dünya Kudüs Günü” olarak idrak ediliyordu. Bu sene Yeni tip Coronavirus (Covid-19) sebebiyle Dünya Kudüs Günü münasebetiyle yapılması planlanan bazı etkinlikler iptal edildi.
 
Kudüs’ün yeniden işgal altından kurtulması için Müslümanların hiçbir zaman Kudüs’ü unutmaması gerektiğini belirten Mavi Marmara Gazisi Ramazan Baylan, Müslümanlar için Kudüs’ün önemi ve Kudüs’ün yeniden özgürlüğüne kavuşması için yapılması gerekenleri İLKHA muhabirine anlattı.
 
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde ikamet eden Baylan, Kudüs’ün işgal edilmesi ile Müslümanların kalp ve beyinlerinin de işgal edildiğini belirterek, tüm Müslümanları Kudüs’ün özgürlüğü için vahdete davet etti.
 
Kudüs’ün Müslümanlar için önemine değinerek sözlerine başlayan Baylan, “Bilindiği üzere Kudüs İslam'ın ilk kıblesidir. Hazreti Davud, Hazreti Süleyman, Hazreti Meryem, Hazreti Zekeriya ve Hazreti Yahya'nın yaşadığı beldedir.  Kudüs Müslümanların ilk kıblesi olması münasebetiyle Kâbe ve Mekke ne kadar önemliyse, Kudüs'te Müslümanlar için o derece önemlidir.” diye konuştu.
 
“Müslümanların kalp ve beyinleri işgal edilmiş gibi Kudüs’e sahip çıkması gerekir”
 
Kudüs’ün tüm Müslümanlar için önemli olduğunu belirten Baylan, “Kudüs defalarca işgal edilmiştir. Kudüs, Müslümanlar için bir evdir, bir yürektir, bir kalptir. Müslümanların bu işgali önemsemesi lazım… Kudüs’ün işgal edilmesi ümmetin kalbinin işgal edilmesi demektir. Kudüs, bütün Müslümanlar için önemlidir. Kudüs’ün özgürlüğü Mekke ve İstanbul’un özgürlüğüdür. Bu sebeple Müslümanlar bir an önce Kudüs’ün yeniden İslam beldesi olması için elinden gelen gayreti göstermesi gerekiyor. Bütün dinler için Kudüs çok önemli bir şehirdir. Defalarca haçlılar ve Siyonistler tarafından işgal edilmiştir. Hazreti Ömer tarafından fethedilmiştir. Daha sonra tekrar işgal edilmiştir. Ecdadımız Selahaddin-i Eyyubi döneminde Kudüs yeniden fethedilmiştir. Uzun yıllar İslam beldesi olarak kalan Kudüs, daha sonra haçlılar ve siyonistler tarafından tekrar işgal edilmiştir. Bu işgal sonunda oradaki Müslümanların çoğu şehid edilmiş ve kendi vatanlarından çıkarılmışlardır. Tekrar Kudüs’ün fethedilmesi için; Müslümanların kalp ve beyinleri işgal edilmiş gibi Kudüs’e sahip çıkması gerekir.” ifadelerini kullandı.
 
“Ümmet eğer birlik kutlu günlerimiz yakındır inşallah”
 
Müslümanları birlik içerisinde olması gerektiğini vurgulayan Baylan, “Müslümanlar zamanla ümmet bilincini kaybettiler. Kur’an’dan uzaklaştılar ve dünyaya daldılar. Müslümanlar, Kudüs’ün ne kadar önemli olduğunu unuttu. Küresel emperyalizm, İslam ülkelerinde samimi liderler bırakmadı. İslam ülkelerindeki yöneticiler kendi himayeleri altına aldılar. Kendi kuklaları haline getirdiler. Kimi yerlerde krallarla, kimi yerlerde darbelerle İslam beldelerini işgal ettiler. Halkı Müslümanlar olan ülkeleri, krallarla, zalimlerle ve diktatörlerle kontrol altına almaya çalıştılar. Halkı Müslüman olan bir yerde bu işgalin devam etmesi ümmetin bölünmüşlüğü ve parçalanmasıdır. Ümmet eğer birlik olursa İslami bir bilinç olursa tekrar kutlu günlerimiz yakındır inşallah.” şeklinde konuştu.
 
“Her Müslüman’ın ümmet bilinciyle hareket etmesi gerekir”
 
Müslümanlar arasında vahdetin sağlanması için Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamız gerektiğini ifade eden Baylan, “Kur’an’a sarılmamız ve Allah’ın emrettiği şekilde Müslümanlar olmamız gerekiyor. Peygamberimizin sünnetine bağlı olarak yaşamamız lazım. Birlik olmazsak kendi içimizde bölünürsek ne Kudüs, Mekke, Medine ne de İstanbul özgür olur. Müslümanlar arasında vahdetin gerçekleşmesi için herkesin benliğini bir tarafa bırakması, Allah rızası için Kur’an ve sünnete tekrar sarılmamız gerekir. Allah’u Teâlâ Kur’an’ı Kerim’de ‘ Ey İman edenler, iman ediniz’ diyor. Herkes kendi imanını gözden geçirmesi lazım… Tekrar iman etmek, Kudüs’e ve İslam beldelerine sahip çıkmamız gerekir.  Her Müslüman’ın ümmet bilinciyle hareket etmesi gerekir. Vahdetin gerçekleşmesi için Müslümanların benliğini bir tarafa bırakarak, Allah rızası için birlik olması gerekir.  Allah Kur’an’ı Kerim’de ‘Allah’ın ipine hep beraber sımsıkı sarılın’ diyor. Buradaki ifade de ‘sımsıkı sarılın’ diyor.  Bunun için Müslümanların vahdet içerisinde olması için bunu yapması gerekir.” diye konuştu.
 
“Sahabenin hayatında çok güzel kardeşlik örnekleri görüyoruz”
 
En güzel kardeşlik dayanışmasının sahabeler arasında yaşandığını belirten Baylan, “ Bizim için en güzel örnek; Peygamber Efendimiz döneminde yaşanan İslam kardeşliğiydi. Sahabenin hayatında çok güzel kardeşlik örnekleri görüyoruz. Biz o dönemde yaşanan kardeşlik örneklerinin bugün yaşanmayacağını düşünüyoruz. Allah bizleri kardeş kılmıştır. Müslümanlar Mekke’den Medine’ye hicret ettikleri zaman çok güzel kardeşlik örnekleri sergilemişlerdir.  Bir sahabe diğerine ‘Benim iki eşim var. İstersen birini boşayayım, onla sen evlen’ diyebiliyor. Kendi mallarının yarısını kardeşine verebiliyor. Evinin yarısını kardeşiyle bölüşebiliyor. Savaşta kardeşine ok değmesin diye kendini okun önüne atabiliyor. İşte bu fedakârlıkları ‘Gökteki Yıldızlar’ gibi olan sahabelerin hayatında görebiliyoruz.” diye konuştu.
 
“Gerçek manada iman edersek ne tank ne de top hiçbir şey Müslümanları yıldıramaz”
 
Mavi Marmara gemisinde en güzel kardeşlik dayanışmasının sergilendiğine dikkat çeken Baylan, “Aslında bizlerin bu fedakârlıkları yapması gerekiyor.  Kardeşlerimiz için fedakârlık yaptığımız zaman Asr-ı Saadet’teki heyecanı yeniden yaşayacağız inşallah. Bunun en güzel örneği Mavi Marmara’da Allah’ın ayetlerini biz orada gördük. İsrail askerlerinin saldırmalarına rağmen, birçok kardeşimiz şehid edilmesine rağmen asla geri adım atmadık. İleri atılarak elimizdeki sopalarla onların silahlarına karşı koyuyorduk.  Bu dönemde de böyle kardeşliğin olabileceğini göstermiş olduk. Yine 15 Temmuz darbe girişiminde tankların altına yatarak, mermilere kendimizi siper ederek gösterdik. Gerçek manada iman edersek ne tank ne de top hiçbir şey Müslümanları yıldıramaz ve bu davadan vazgeçiremez diye düşünüyorum.” (İLKHA)