Mavi Marmara'yı On Binler Karşılayacak

Mavi Marmara'yı On Binler Karşılayacak

Mavi Marmara gemisini İstanbul’da on binler karşılayacak. Sivil toplum kuruluşları gemiye yakışan bir karşılama yapmak için kolları sıvadı.

31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye insani yardım malzemesi götürürken İsrail saldırısına maruz kalan Mavi Marmara gemisi İstanbul'a geri dönüyor. Mavi Marmara gemisine yakışan bir karşılama töreni düzenlemek isteyen sivil toplum kuruluşları ve yabancı aktivistler bir basın toplantısı düzenlediler.

İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Fatih'teki merkezinde düzenlenen toplantıya MAZLUMDER, ÖZGÜRDER, İDSB, Birlik Vakfı, TGTV ile İngiltere, Lübnan, İspanya ve Kanada'daki STK'ların temsilcisi aktivistler katıldı.

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım karşılama töreni hakkında bilgi verdi. Yıldırım, şehit aileleri ve aktivistlerin Çanakkale'den gemiye binip Mavi Marmara ile geleceklerini söylerken, "O gemiye binenler 9 saat boyunca bizim yaşadıklarımızı yaşayacaklar ve belki de o anı hissedecekler' dedi.

Mavi Marmara gemisinin artık bir özgürlük sembolü olduğunu belirten Yıldırım "Bu gemi bir vicdan hareketiydi ve şu anda bir özgürlük sembolü oldu. Mavi Marmara ile birlikte zafer ve üzüntüyü bir arada yaşadık. Üzüntümüz var, çünkü 9 kardeşimizi şehit verdik. Zaferimiz var, çünkü bir korku imparatorluğu parçalanıyor. İnsanlık kazandı. Onun için Pazar günü yapacağımız bu karşılama biraz da 27 Aralık'ta İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırının yıldönümünün protestosu anlamında da değerlendirilecektir. Pazar günü bütün insanlarımızı bekliyoruz.  Bizi yalnız bırakmamalarını temenni ediyoruz" dedi.

MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cihat Gökdemir ise Mavi Marmara'ya yakışan bir karşılama yapmak için herkesi Pazar günü Sarayburnu'na beklediklerini söyledi.

ÖZGÜRDER Başkanı Rıdvan Kaya, "Siyonist İsrail, bu davanın sahipsiz olmadığını görmeli. Hepimiz bu davaya sahip çıkmalıyız. Sarayburnu'nda öyle bir kalabalık toplamalıyız ki İsrail bundan sonra böyle saldırılara cesaret etmesin" şeklinde konuştu.

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları IDSB Türkiye temsilcisi Avukat Ali Kurt ise konuşmasında  "Bir avuç sivil aktivistin uluslararası hegemonyayı temsil eden güçlere karşı nasıl üstün geldiğini görmüş olduk" dedi.

İnsan ve Medeniyet Hareketi'ni temsilen katılan Yusuf Öcalan da "Mavi Marmara olayı insanlık vicdanının silahlardan daha tesirli olduğunu bize gösterdi" diye konuştu.

İngiltere'den Kevın Ovenden, İspanya'dan Manuel Tapial, Kanada'dan Kevın Neish, Lübnan'dan Nabil Hallak ve Belçika'dan Fatima el Moutabiti ise konuşmalarında "Yabancı ülkelerden gelmek isteyip de gelemeyen birçok insan var. Ama Türkiye halkının bu karşılamaya gelme imkânı var. Herkesi Sarayburnu'na bekliyoruz" dediler.

KARŞILAMA İLE İLGİLİ AYRINTILAR

Toplantıda bütün sivil toplum kuruluşları adına yapılan ortak basın açıklaması şu şekilde:

BM İnsan Hakları Konseyi'nin 31 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen Mavi Marmara saldırısı ile ilgili onayladığı raporu ile Goldstone Raporu'nun teyit ettiği ve Birleşmiş Milletler ilgili kuruluşlarının da beyan ettiği üzere, Gazze'de insani bir kriz vardır ve Gazze'deki abluka uygulaması kanunsuz ve hukuk açısından sürdürülemez bir uygulamadır.

Dünyanın ortak vicdanı adına ambargo altındaki Gazze'ye insani yardım için giden insani yardım filosuna 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda İsrail askerlerince saldırı gerçekleşmişti. 9 kişinin hayatını kaybettiği 50'den fazla insani yardım gönüllüsünün yaralandığı saldırı sonrasında İsrail gemilere el koymuştu. Birleşmiş Milletler tarafından da raporla teyit edildiği üzere saldırı sırasında ve sonrasında kasten adam öldürmek, işkence ya da insanlık dışı muamele etmek, kasten azap vermek veya beden bütünlüğünü veya insan sağlığını vahim şekilde ihlal etmek; keyfî tutuklama ve gözaltı, ifade hürriyetinin kısıtlanması, malların gasp edilmesi ve benzeri ağır suçlar işlendiği tespit edilmiş, insan hakları ve uluslararası hukuk ihlal edilmiştir.

T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından diğer gemilerle Mavi Marmara Türkiye'ye getirildiğinde öncelikle yargısal inceleme ve işlemler gerçekleştirilmiş ve daha sonra İHH'ya teslim edilmiştir. Mavi Marmara'nın da saldırının izlerini kaybetmeyecek şekilde orjinal hali korunarak tamiri yaptırılmıştır.

İHH İnsani Yardım Vakfı, yaklaşık 1500 masum sivil insanın ölümü ve binlercesinin yaralanması ile sonuçlanan 'Dökme Kurşun Operasyonu'nun yıldönümünde onları ve Mavi Marmara'da şehit olanların anılacağı İstanbul'da Mavi Marmara'yı karşılama töreni düzenlemektedir.

Türkiye'den ve dünyanın dört bir yanından yerli ve yabancı aydın, sivil toplum kuruluş temsilcileri, aktivistler, sanatçılar, milletvekilleri, medya mensuplarının yoğun katılımları ile gerçekleşecek olan tören 26 Aralık 2010 tarihinde, Mavi Marmara'nın yola çıkış noktası olan İstanbul Sarayburnu'na gelişi şeklinde saat 13:00'de yapılacaktır.

Çanakkale'de bulunan Mavi Marmara gemisine şehit ailelileri, yaralılar, yerli ve yabancı filo katılımcıları ile medya mensupları buradan binecekler ve gemi Çanakkale'den yolcuları ile hareket edecek. Sarayburnu'na yaklaştıkları sırada çok sayıda tekne ile karşılanacak olan Mavi Marmara sirenler eşliğinde limana yanaşacaktır. Sarayburnu'nda düzenlenen programda İHH dâhil 6 filo organizatör kuruluş temsilcileri, yabancı misafirlerden bazıları, şehit aileleri adına Ahmet Doğan, konuşmalar yapacaklar. Sanatçılar Ömer Karaoğlu, Mikail, Grup Özlem, Grup Yürüyüş, Grup Genç Mavi Marmara için yazılmış ezgilerin de aralarında bulunduğu eserlerini seslendirecekler. Türkiye'nin her tarafından otobüsler tutarak karşılama için binlerce insanın gelmesi bekleniyor. Programda yapılacak canlı yayını çok sayıda ulusal ve uluslararası televizyon ve radyonun seyircilerine aktaracaklar.       

Bu vesile ile İsrail'in hem Özgürlük Filosuna ve hem de Gazze'ye düzenlediği vahşi saldırılarına dikkat çekilecek, Gazze'ye uygulanan ambargonun ve saldırıların son bulması için dünyaya tekrar seslenilecektir. Tüm halkımızı, yeryüzünün tüm ezilenlerinin ve mağdurlarının sembolü haline gelmiş olan Mavi Marmara gemisinin dönüşünde onların yaşama umudunu güçlü kılmak adına aramızda görmekten memnuniyet duyacağız. Adalet ve barışın hâkim olduğu bir dünya dileğimizle"