Mazlumder Anayasa Mahkemesi Önündeydi

Mazlumder Anayasa Mahkemesi Önündeydi

Mazlumder Ankara şübesi Anayasa Mahkemesi önünde bir protesto eylemi düzenleyerek, Anayasa mahkemesinin aldığı kararın faşist laikçiliğin bir örneği olduğunu belirtti.

Mazlumder Ankara Şübesi Başkanı Ümit Mert d

üzenlenen eylemmde bir basın açıklaması yaparak aşağıdaki bildiriyi okudu:

GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ

Değerli Katılımcılar,

Saatlerimiz 17:30'u gösteriyorken burada toplanmamızın iki sebebi var. Sembolik sebebi, Anayasa Mahkemesi'nin 'Başörtüsünü sadece üniversitelerde serbest bırakan düzenlemeyi iptal eden kararını' geçtiğimiz hafta bugün, bu saatte vermiş olmasıdır. İkinci sebep ise; kimden gelirse gelsin zulme karşı günün her saatinde protesto eylemi gerçekleştirilebileceğini göstermektir. 

411 milletvekilinin oyuyla TBMM'de kabul edilen yasa, insan haklarına aykırı, vatandaşlar arasında eşitlik ve özgürlükleri ihlal eden bir yapıya sahipti. Bizler, başörtülülerin tıpkı başı açıklar gibi dini özgürlüklerini, eğitim ve çalışma hakkını yaşamın her alanında herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadan kullanabilmeleri için mücadele veriyoruz. Bu insan haklarını herkes için ayrımsız savunmanın gereğidir ve bu savunmayı yapmak herkes için 'ahlaki bir sorumluluktur.'

Anayasa Mahkemesi darbecilerin hazırladığı anayasaya göre karar vermiştir. Bu kararın adaletli olmasını beklemek saflık olurdu. Mahkeme adil olabilseydi, düzenlemeyi hak ve özgürlükleri kısıtladığı gerekçesiyle iptal etmesi gerekirdi. Oysa insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan çok sınırlı bir düzenlemeye dahi tahammül edilememiştir. Toplumun başörtüsü yasağının kalkması üzerinde sağladığı mutabakat kadar başka hiçbir konuda mutabık olamadığı gözardı edilmiştir. Herkes, hukuk adına siyaset yapmanın "Giyotin Gardiyanlığı" haline geldiğini görmelidir. 

Anayasa Mahkemesi'nin kararı, "faşist laikçiliği" devlet ideolojisi haline getirme gayretidir. Bu anlayış başı açıklarla başörtülüleri kamplaştırmaya, ayrıştırmaya ve toplumun bir arada yaşama isteğini ortadan kaldırmaya yönelik 'bölücü' bir anlayıştır. Yapılması gereken şey, Hitler Almanya'sında ve Mussolini İtalya'sında bile görülmeyen, toplumun geleceğine ipotek koyan, toplumun bir arada yaşamasının önündeki en büyük engellerden olan "değiştirilemez maddeler" baskısına son vermek ve anayasayı hak ve özgürlüklerin kaynağı değil, sonucu olacak şekilde baştan aşağıya yenilemektir.

Son olarak; hukukun üstünlüğü, hakkaniyet, adalet ve insan hakları gibi anlayışları ve değerleri hiçe sayan Anayasa Mahkemesi'nin kararını kabullenmeyeceğimizi belirtiyor ve Diyojen gibi cevap veriyoruz;

 

GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ.

 

 

Ümit Mert

MAZLUMDER Ankara Şube Başkan

 

Eyleme Ankara Sivil Toplum Platformu adına Memur-Sen Ankara Başkanı Mustafa Kır, Barış Meclisi Sözcüsü Ayhan Bilgen ve MAZLUMDER üyeleri katıldı. Ayhan Bilgen; Türkiye'de Anayasa'nın modern demokrasilerdeki işlevini yerine getiremediğini vurgulayarak, kurumlar arası gerilimden toplumu etkilemeyecek yeni bir çalışmanın yapılması gerektiğini ifade etti. Anayasa Mahkemesi kararının birinci haftası dolayısıyla düzenlenen eyleme atıfta bulunan Ayhan Bilgen, "Ölülerin ardından 7 günde mevlüt okutulur, biz birinci haftada buradayız. 40. günde de Parlamento'ya yönelik ciddi çalışmaların yapılması gerekir" diye konuştu.

 

Eylemde konuşan AK Parti eski Adıyaman Milletvekili ve aynı zamanda MAZLUMDER Genel Yönetim Kurulu Üyesi olan Ahmet Faruk Ünsal ise; Cumhuriyet tarihinin en derin krizi ile karşı karşıya kalındığını belirterek, Mahkeme kararı ile demokrasinin juritokrasiye dönme tehlikesi geçirdiğini belirtti. Kararın hukuki olmadığının altını çizen Ünsal; "Hukuki olmayan bu kararın meşruluğu yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'nde en büyük temsil makamı Cumhurbaşkanlığıdır. Cumhurbaşkanı TBMM'den dönen bir yasayı veto ettiğinde karar meclisten aynen geçerse Cumhurbaşkanı'nın tekrar veto etme yetkisi bile yokken, Anayasa Mahkemesi'nin bu kadar kontrolsüz, denetimsiz bırakılmasını önlemek gerekiyor" diye konuştu. Faruk Ünsal,"Anayasa Mahkemesi şekil bakımdan reddettiği bir kanunu meclis tekrar kabul ederse, Mahkeme'den tekrar dönmeyecek şekildeki yasal bir düzenlemenin acilen yapılması gerektiğini" belirtti.

 

Mahkeme önündeki protesto da kararın halkın iradesini yok saydığı seçim sandıklarıyla gösterildi. Diyojen'in gündüz vakti el feneri ile 'adam arıyorum, adam' şeklindeki sözünü anımsatarak  'adalet arıyoruz, adalet' şeklinde mizansenler yapıldı. Ayrıca adaleti temsil eden terazinin bir kefesine 411 vekili temsil eden bir ağırlık diğer kefeye ise Mahkeme üyelerini temsil eden bir ağırlık konurken Meclis iradesinin hafif kalması gösterildi.