MAZLUMDER'den Bin Ladin Analizi
Usame bin Ladinin İmhası Gerçeği Öğrenme Hakkımızın İnfazıdır!
3 binden fazla insanın hayatına mal olan 11 Eylül saldırılarının mimarı olmakla suçlanan Usame bin Ladin'in infazına dair detaylar ABD kaynaklarınca açıklanmaya başlandı. Beyaz Saray'dan canlı olarak izlenen operasyonda, bin Ladin'in, silahlı olmamasına rağmen etrafındakilerle birlikte öldürüldüğü itiraf edildi.
Hatırlanacağı üzere 2001 yılında ABD, 11 Eylül saldırılarının sorumlusu ilan ettiği Usame bin Ladin'i yakalamak için Afganistan'a Haçlı Seferi başlattığında, suçlamalarını hangi kanıtlara dayandırdığı konusunda Dünya'ya inandırıcı şeyler söylemedi. Saldırıları düzenlemekle suçlanan Usame bin Ladin ise olaydan duyduğu memnuniyeti ifade etmek dışında saldırıları üstlendiğine dair bir açıklamada bulunmadı. Bir iddiaya dayalı olarak başlatılan savaş Afganistan'da 3 binden fazla insanın hayatına mal oldu. Yanı sıra, yakalanan binlerce insan hem Afganistan'daki ABD üstlerinde hem de Guantanamo'da bütün temel hukuk kuralları ayaklar altına alınarak işkencelerden geçirildi. Yıllar sonra bu tutsakların önemli bir kısmı hiçbir gerekçe gösterilmeden ve özür bile dilenmeden salıverildiler. ABD öncülüğünde koalisyon güçleri terörle mücadele adına fütursuzca terörün en büyüğünü ve en vahşisini yaparak toplumlar arasına unutulamayacak düşmanlık tohumları ektiler.
Afganistan'dan sonra işgal sırası Irak'a gelince, yine sadece ABD'nin ileri sürdüğü, hiçbir kanıt sunmadığı ve yalnızca duyumlara dayandırdığını söylediği kitle imha silahlarının mevcudiyeti iddiası üzerinden bölgeye kirli bir savaş dayatıldı. Yüz binlerce insanın ölümüne, yaralanmasına, milyonların yurtlarını terk etmesine ve on binlerce insanın ceza evlerinde işkencelerden geçirilmesine mal olan işgal yine toplumların arasına unutulmayacak düşmanlık tohumları ekti. Yıllar sonra işgal güçleri, var olduğu iddiası ile işgali meşrulaştırdıkları kitle imha silahlarının aslında var olmadığını kabul etmek zorunda kaldılar.
Her iki işgalde de, ortada kanıtlanmamış iddialar, üzerine suç atılı olanlar, hukukun bütün temel ilkelerinin yerle bir edildiği savaşlar, katliamlar ve işkenceler vardı; bir başka deyişle uluslar arası konjonktürün yeniden kurgulanması ve yeniden paylaşım oportünizmi.
Gerek 11 Eylül saldırılarını, gerekse de el Kaide örgütüne mal edilen, sivil hedeflere yönelik ve muharip olmayan insanların hayatlarına mal olan diğer saldırıları, savaş hukukuna aykırı olduğu için onaylamak mümkün değildir.
Eğer gerçekten 11 Eylül'ün ve diğer sivil ölümlerin planlayıcısı olduğuna inanılsa idi, baskın anında silahsız olduğu anlaşılan Usame bin Ladin'in kıstırılarak imha edilmek yerine yakalanarak mahkemeye çıkarılması, iddialara cevap vermesi ve herkesin gerçeği öğrenmesi sağlanırdı. ABD güçlerinin yaptığı, tam bir yargısız infazdır, cinayettir. Tarihin akışında sorumlu olduğu iddia edilen bir kişinin neler söyleyeceği sadece ABD vatandaşlarını değil tüm insanları ilgilendirir.
Bir hayali iddia ile Irak'ı işgal edip insanlara katliamları ve işkenceleri reva görenlerin bir başka hayali iddia ile Afganistan'ı işgal ettiklerine inanmamak için sebep yoktur. Bin Ladin'in imhası operasyonu tarihe ve insanlığa karşı bir delil karartmadır. Emperyalist dezenformasyonun kalıcılaştırılması telaşıdır. Cesedinin denize atılması ise, yeterince olmadığı düşünülen düşmanlık tohumlarının geleceğe daha da sağlam atılması için düşünülmüş tam bir saygısızlıktır. Cevaplanmamış bunca soru ortada durur iken operasyona dair yapılan tüm destekleyici açıklamalar ancak emperyalist bakış açısının pazarlanmasına hizmet eder.