MAZLUMDER'den Seçim Adaletsizliği Açıklaması

MAZLUMDER'den Seçim Adaletsizliği Açıklaması

MAZLUMDER Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk GERGERLİOĞLU'nun Yapmış olduğu "YSK SEÇİMLERDEKİ OLASI ADALETSİZLİĞİN BAŞ SORUMLUSUDUR" başlıklı basın açıklaması:

YSK SEÇİMLERDEKİ OLASI ADALETSİZLİĞİN BAŞ SORUMLUSUDUR

Danıştay'da Yüksek Seçim Kurulunu' nun 19-3-2009 tarihli keyfi genelgesi ile ilgili olarak açtığımız dava ile genelgenin iptalini ve yürütmenin durdurulmasını istemiştik. Ancak ne yazık ki, adaletin tecellisi gecikmiş, 27 Mart saat 17.00 itibariyle yürütme durdurulmamıştır. Halbuki 'geciken adalet, adalet değil'dir.

Türkiye, seçimlere seçimi şaibe altında bırakan YSK kararları ile girmektedir. YSK, kararları tartışılamayacak son merci değildir ve Türkiye eğer bir hukuk devleti ise keyfi YSK kararları tartışılmalıdır. Her kurum kendisini sadece kanunla da değil, evrensel hukuk kuralları ile bağlı görmelidir.

Adalet bakanı Mehmet Ali Şahin'in, YSK kararları ile ilgili açıklamaları bir hukuk devletindeki Adalet bakanının açıklaması olamaz. Bakan "Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları kesindir. Uyulacaktır. Beğensen de, beğenmesen de uyacaksın'' şeklinde açıklama yapmıştır. Danıştay'da dava açabilmemiz YSK'nın kararlarının tartışılamaz son nokta olmadığını göstermektedir. Adalet bakanına asıl olanın, kurul kararları değil adalet ve hakkaniyete dayanan hukuki kararlar olduğunu hatırlatırız. Bakanlığının adı olan adaletin, her şeyin üzerinde olduğunu unutmamasını, dileriz.

YSK, seçimlere gölge düşürmüştür. 26-2-2009 itibariyle yayınladığı genelgesini ilk çiğneyen, yine aynı kurum olmuştur. Partiler ve oy kullanacak vatandaşlar için bağlayıcı kuralları anlatan bu genelge sonrası, ilk keyfi uygulama olarak, nüfus cüzdanlarını hükmen yok sayan bir yanlış anlayışla T.C kimlik NO kuralı getirmiş, hemen sonrasında ise sandık başını hukuken geçerliliği olmayan, totaliter devletlerde olabilecek bir tanımla kamusal alan ilan ederek, ancak memur olan kişilere uygulanabilecek o da hukuken yanlış, başörtülü bayanların sandık gözetmenliği yapamayacağı kararını dayatmıştır. Önce haklarını bildirdiği muhataplarını, bir anlamda gafil avlamıştır. Çünkü bu aşamada gözetmen listelerinin değiştirilmesi mümkün değildir. Aslında,YSK listeler kesinleştikten sonra sandık kurulu listelerinin oluşturulmasına ilişkin genelge yayınlayamaz. Yeni liste oluşturamayan siyasi partilerin seçimlerde adil müşahitlik sisteminin bir parçası olması engellenmiştir. YSK ayrıca 400.000 özürlü seçmen vatandaşımızın da haklarını çok kaba bir biçimde ihlal etmiştir. YSK 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 74. maddesinde ''Özürlü seçmenlerin oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için gerekli tedbirler alınır'' hükmünü ihlal etmiştir. Ülkemizde bankaların veya devletin zorlamasıyla özürlü maaşı veya bakım desteği almak için mahkemeden vasi kararı çıkaran özürlüler vardır. YSK bunları zihinsel özürlü kabul edip oy kullanmaya gitmemelerini istemektedir. Halbuki bunların çoğu görme veya bedensel özürlü kişilerdir. YSK, engellilerin 'Ulaşım probleminden dolayı oy kullanamayacağız. Bize taşıt imkânı sağlayan merkezlerden yararlanmak istiyoruz' şeklindeki başvurusuna rağmen özürlü merkezlerinin taleplerini de kabul etmemiştir.

YSK aldığı kararlarla büyük bir keyfilik sergilemiş, "ben yaptım, oldu" mantığı ile hareket etmiştir. YSK kararları seçim sonuçlarını etkileyecek ve keyfi uygulamalara zemin hazırlayacak mahiyettedir. Adil bir seçim sağlanması için oluşturulan YSK'nun bizzat kendisi seçimlerde adaletsizliğe neden olmaktadır. YSK.nın kuruluşu ile tüm yetki ve sorumlulukları yeniden gözden geçirilmelidir. YSK'nın kararları tartışılmaz olamaz. Bu kararların iç hukuk denetimi usul ve esas yönünden mümkün olmalıdır. Aksi takdirde seçimlerin iptaline yol açabilecek bir kararın çıkması muhtemel olan AİHM'e başvuracağız.

Ömer Faruk GERGERLİOĞLU
MAZLUMDER Genel Başkanı