7 Aralık tarihinde iktidar partisi milletvekilleri tarafından verilen torba kanun teklifi ile vatandaşlar kendilerini mağdur eden kamu görevlilerine tazminat davası açamayacaklar, ancak idareye karşı dava açabileceklerdir. Bu kanun teklifinin yasalaşması halinde, kamu gücünü kullanan bir kamu görevlisinin daha sorumsuz ve dikkatsiz davranması kaçınılmazdır.


Cari mevzuata göre, kamu görevlilerinin eylemleri neticesinde mağdur olan vatandaşların ilgili kamu görevlisine yönelik tazminat davası açabilmelerine imkan olmasına rağmen, geçen hafta polislerin üniversite öğrencilerine yönelik aşırı şiddet uygulamalarında görüldüğü gibi, gereğine uygun sorumluluk içinde davranmayan pek çok kamu görevlisi mevcut iken, bu teklifin yasalaşması kamu görevlilerini daha da sorumsuz ve dokunulmaz kılacaktır.


Teklifin yasalaşması halinde tazminat davaları ancak idareye karşı açılabilecektir. Bu, halkın kendisine karşı sorumsuz davrananların cezalarını yine halkın cebinden ödemesi anlamına gelir. Bu durumda halk iki kez mağdur olacaktır. Hem dayak yiyecek hem de dayağın parasını cebinden ödeyecektir. Tazminatla oluşacak maddi külfetin kusur, ihmal ve suç sahibine değil de bu hareketlerin bizzat mağduru olan halkın tümüne ödettirilmesi kabul edilemez.


Teklifin yasalaşması halinde idare, istediği kamu görevlisinden tazminat ödemesini isteme hakkına sahip olacaktır. Bu, memurları hiyerarşide daha güçsüz kılacak ve memurların kamu gücünü kullanırken genel kanun ve ilkeleri göz önünde tutmak yerine amirlerin emirlerini yerine getirmelerine yol açacaktır.
Son olarak, bu teklif, kanunların objektif, genel ve soyut nitelik taşıma özelliğine de uygun düşmemektedir. Bu kanun teklifi ile, yakın dönemde kamuoyuna yansıyan davalar neticesinde tazminat ödemeye mahkum olmuş hakimlerin kurtarılmak istendiğine ilişkin bir algı mevcuttur. Kanunların objektif ve genel olarak hazırlanması gereği Meclis'in saygınlığının da teminatıdır. Ayrıca bir anayasal gereklilik olarak Anayasa'nın 138.maddesine göre "görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak Yasama Meclisi'nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili görüşme yapılamaz" denilmektedir.
Kaygılarımızı kamuoyuna saygıyla iletiriz.

Ahmet Faruk Ünsal
MAZLUMDER Genel Başkanı