Tunus'ta son bir aydır yaşanan olaylar resmi rakamlara göre yüze yakın sivilin ölümüyle sonuçlanmıştır. Ülkenin diktatör lideri Habib Burgiba'dan yönetimi devralan ve 23 yıldır ülkeyi demir yumrukla yöneten Tunus Cumhurbaşkanı Zeynelabidin Bin Ali, uyguladığı baskıcı politikalar nedeniyle bugüne kadar her türlü muhalefeti sindirmiş, halkın inanç, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü elinden alarak iktidarı gasp etmiştir.

Tunus'ta Nahda hareketi lideri Sadık Şuuru ve birçok muhalif yıllarca hapiste tutulmuştur, aynı şekilde Nahda hareketinden Tunuslu önemli düşünürü Raşit el Ğannuşi ise halen sürgünde yaşamaktadır.

23 yıllık diktatörlüğü döneminde Zeynelabidin Bin Ali özgür bir seçim ortamı oluşturmamış ve halkın yönetime katılmasını engellemiştir. Ülkede gücün tekelleşmesinin sonucu yaşanan hukuksuzlukları yolsuzluklar takip etmiştir. Tunus halkı yaşanan bu süreçten büyük zarar görmüştür.

Tunus'ta yaşanan hukuksuzluklar; haksız tutuklama, keyfi gözaltı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi, işkence, cebri kayıplar, örgütlenme, inanç ve ifade özgürlüğünün engellenmesi, güvenlik güçlerinin keyfi uygulamaları, insan hakları savunucularına yönelik baskılar, özgür ve serbest seçim yapılmayarak halkın yönetime katılmasının engellenmesi şeklinde tezahür etmiştir.

Bir ay önce Tunuslu bir eylemcinin kendini yakmasıyla başlayan olaylar sonucunda 14 Ocak itibariyle ülkeyi terk eden Sabık Cumhurbaşkanı Zeynelabidin Bin Ali Suudi Arabistan'a sığınmıştır. Ülkede mevcut Başbakan Muhammed Gannuşi, başkanlığında bir geçiş hükümeti kurulacağı söylenmiş ve en yakın zamanda sivil ve çoğulcu bir anayasa oluşturulacağı ifade edilmiştir.

Ortadoğu ülkelerindeki siyasi yönetimlerin birçoğu Tunus'ta halk kıyamı sonucu düşmüş olan Bin Ali yönetimiyle aynı özelliklere sahiptir. Tüm Arap Yöneticilerinin Tunus'ta yaşanan bu olaylardan ders almaları gerekir. Avrupa ülkelerinin dahi kabul etmediği Zeynel Abidin Bin Ali'yi kabul eden Suudi Arabistan'ın Bin Aliye yapacağı ev sahipliği Bin Ali'nin dikta uygulamaları ile ülkesinde işlediği suçların tasvip edildiği anlamına gelir ki bu kabul edilebilir bir durum değildir. MAZLUMDER 23 yıldır işbaşında olan Bin Ali'nin Tunus'ta oluşturulacak bağımsız mahkemelerce yargılanmasının adil olacağını ifade etmektedir. Katı Laikçi uygulamalarla Bin Ali yönetiminin örnek aldığı Fransa dahil olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi sabık Cumhurbaşkanının sığınma talebini kabul etmemekle yaşanan olaylardaki sorumluluklarını inkar etmiş olmazlar.

Geçiş hükümetinin ifade ettiği üzere yeni anayasa çalışmaları toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde genişletilmelidir. MAZLUMDER olarak sivil bir anayasa hazırlanma sürecindeki tecrübelerimizi paylaşmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Yeni hükümetin; temel hak ve özgürlükleri verme noktasındaki samimiyetinin anlaşılması için ülkedeki siyasi mahkumları salıvermesi, yurt dışında bulunan siyasilerin ülkeye geri dönmesinin önündeki engelleri kaldırması, bağımsız bir mahkeme kurularak bu dönem boyunca işlenmiş suçların açığa çıkartılması, ülkede temel hakların garanti edileceği ortamı ihdas ederek gücün el değiştireceği serbest seçim ortamını sağlaması gerekmektedir. Bu yönde atılacak adımların desteklenmesi gerektiğine inanıyor ve hayatını kaybeden siviller için Tunus halkına baş sağlığı diliyor ve özgürlük mücadelelerini desteklediğimizi ifade ediyoruz.

Ahmet Faruk Ünsal
MAZLUMDER Genel Başkanı