Mazlumder'in Yüksekova Olayları Raporu

Mazlumder'in Yüksekova Olayları Raporu

Mazlumder Hakkari Şübesi Yüksekova ilçesinde yaşanan toplumsal olaylarla ilgili bir rapor yayınladı.

MAZLUMDER HAKKÂRİ ŞUBESİNİN HAKKÂRİ’NİN YÜKSEKOVA İLÇESİNDE YAŞANAN TOPLUMSAL OLAYLAR VE İKİ SİVİL VATANDAŞIMIZIN HAYATINI KAYBETMESİ İLE İLGİLİ GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME ÖN RAPORU


06.12.2013 tarihinde Hakkari İli Yüksekova İlçesi Merkezinde 150-200 kişilik bir gösterici grubun PKK Gerillalarına ait ilçe merkezinde bulunan bir mezarlığın tahrip edildiğine dair iddialar nedeniyle yaptığı basın açıklaması ve protesto gösterisinde iki sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu olaylarla ilgili olarak MAZLUMDER Hakkâri Şubesi başkanı Cengiz ŞEN ve yardımcısı Yaşar KAPLAN tarafından hazırlanan GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME ÖN RAPORU aşağıda kamuoyunun bilgilerine sunulur.

OLAY

06.12.2013 tarihinde Hakkâri İli Yüksekova İlçe merkezinde öğlen saatlerinde Orman Mahallesinde bulunan PKK’lilere ait mezarların tahrip edilmesi iddiaları üzerine MEYADER öncülüğünde bir basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasının ardından olay protestoya dönüşmüştür. 150- 200 kişilik protestocu grup ile polisler arasında gerginlik çıkmıştır. Akşam saatlerine doğru (15:30- 17:00) grup ile polisler arasındaki taşlı, molotoflu, biber gazlı ve plastik mermilerle devam eden gerginlik akşam namazı esnasında duyulan silah sesleri ile farklı bir boyut kazanmıştır. Bu ateş sonucunda amca yeğen olan Veysel (32) ve Mehmet Reşit İŞBİLİR (34) isimli sivil vatandaşlar polisler tarafından kullanılan ateşli silahla vurulmuşlardır. Aldıkları yaralar sonucu iki vatandaşımız hayatlarını kaybetmişlerdir.

AMAÇ VE HEYET GİRİŞİMLERİ

Yüksekova’da iki sivil vatandaşımızın hayatını kaybettiği olaylarla ilgili olarak detaylı bilgi edinmek ve kamuoyunu bilgilendirmek; araştırma ve incelemeler ile varsa hak ihlallerini tespit etmek üzere ve aynı zamanda faillerin bulunması ve haklarında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla bir insan hakları heyeti oluşturulmuştur.

Olayın meydana gelmesinden sonra medyada farklı bilgilerin olması nedeni ile hak ihlali olup olmadığı var ise olayın meydana geldiğini medyadan öğrenir öğrenmez Hakkari Şube Başkanı Cengiz ŞEN ve Başkan Yardımcısı Yaşar KAPLAN’dan oluşan heyet 07.12.2013 günü saat 09:30‘da olay mahalline ulaşmıştır. Şube Yöneticilerimiz tarafından gerekli araştırmalar yapılmıştır.

OLAYA İLİŞKİN İDDİALAR

İki sivil vatandaşımızın ateşli silah sonucu hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak meydana gelen olayın gelişme seyrine ilişkin farklı iddialar mevcuttur.

Hakkari Valiliğinin 06.12.2013 tarihinde yaptığı basın açıklamasında şunlar iddia edildi:

İlimiz Yüksekova İlçesinde Oslo Kavşağı'nda saat 14:30 sıralarında sözde BTÖ şehitliklerine verilen zararları kınamak amacıyla gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından 150-160 kişilik grubun içindeki maskeli 25-30 kişi; molotof kokteyli, el yapımı patlayıcı (EYP) ve havai fişek ile güvenlik kuvvetlerine karşı saldırıya geçmiştir. Bunun üzerine, Polis Çevik Kuvvet unsurları saldıran eylemci guruba gaz ve suyla müdahale etmeye başlamıştır.

Olayların başlamasından bir saat sonra da eylemciler, bu defa 8-9 uzun namlulu silahla değişik mevkilerden TOMA araçlarına ateş etmeye başlamışlardır. Ateş sonrası isabet alan zırhlı araçlarda önemli hasar oluşunca, Polis Özel Harekat timleri devreye sokulmak zorunda kalınmış ve şehir merkezinde silahlı çatışma meydana gelmiştir. Hakkâri İlimizde kamu kuruluşlarınca düzenleme yapılan veya tahrip edilen herhangi bir mezarlık bulunmamaktadır.

Güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren ve hastaneye yaralı olarak kaldırılan, Veysel İ.(34) ve Mehmet R. İ.(32) isimli şahıslar hayatını kaybetmiştir. Konuyla ilgili adli makamlarca soruşturma başlatılmıştır.

Basına Yansıyan iddialar:

06.12.2013 tarihinde öğle saatlerinde Yüksekova'nın Orman Mahallesi'nde 8 PKK'liye ait mezarlığın kimliği belirsiz kişilerce tahrip edilmesi, bayrakların direkten indirilerek yakılmasını protesto etmek amacıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Grup ardından Orman ve Kışla mahallelerinden geçerek, Oslo Oteli önüne geldi. Burada MEYADER Yüksekova yöneticilerinden İdris Kırkağaç açıklamada bulunarak, mezarlıkların tahrip edilmesine tepki gösterdi. Basın açıklamasının bitmesinin ardından polis gruba uyarıda bulunmadan müdahale etti. Polisin gaz bombası, tazyikli su ve plastik mermilerle müdahale ettiği grup, polise taş, molotofkokteyli ve havai fişeklerle karşılık verdi. Çatışmalar Kışla ve Güngör mahalleleri ile Şemdinli yol güzergâhında devam etti.

Protestonun ardından ilçe merkezinde polisin gruba müdahalesi ile başlayan çatışmalarda Şemdinli yol güzergâhında özel harekât timleri tarafından ateş açılmış ve amca Mehmet Reşit İŞBİLİR ve yeğen Veysel İŞBİLİR yaşamını yitirmiştir.

Ulusal medya, Mehmet Reşit ve Veysel'i Çatışmaya giren PKK'liler olarak göstermeye çalışsa da bu ikisinin Yüksekova'da tanınan iki esnaf oldukları ortaya çıktı. Mehmet Reşit İŞBİLİR'in Yüksekova Sanayi Sitesi'ndeki demir doğrama atölyesindeki vergi levhası ve Esnaf ve Sanatkârlar Odası'na bağlı olduğunu gösteren belgeler bulunmaktadır. Mehmet Reşit İŞBİLİR'in iş arkadaşı Mehmet AKSIN, Reşit Yüksekova'da işyerleri olan, tanınan bilinen biri. Özellikle Reşit, asker ve polis tarafından tanınan bir esnaftır. Çünkü Reşit Esendere-İran arasında bulunan Perihan Karakolu'na demir doğrama götürmüştü. Yüsekova Emniyet Müdürlüğü'nün dış kapısını yapan bir esnaftır dedi. Veysel İŞBİLİR'in ise oto tamircisi olduğunu söyleyen Aksın, Veysel İŞBİLİR'in müşterisi olduğunu belirtti.

Öte yandan morgda çekilen fotoğraflar, Reşit ve Veysel İŞBİLİR'in infaz edildiği konusunda kuşkuya yer bırakmıyor. PKK'liler polise ateş açtı, çatışma çıktı açıklamasının aksine Reşit ve Veysel'in vücudunda çatışma izi yok. Cenazelerindeki kurşun izleri özel harekât polisleri tarafından hedef gösterilerek vurulduğunu gösteriyor. Fotoğraflarda Reşit İŞBİLİR'in göğsünde kalp hizasında ve sol elinde kurşun izleri bulunurken, Veysel İŞBİLİR'in omuzunun sağ arka tarafından giren mermi, boynuna saplandı.

Yakınlarının ölüm haberini alıp hastaneye akın eden İŞBİLİR ailesi ve yakınları ile polisler arasında yaşanan gerginlik polislerin hastane binasından çıkarılması ile son buldu. Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora ve BDP Yüksekova İlçe Başkanı Nail Durmaz ile Hakkâri Barosu avukatlarının da müdahale ettiği gerginlik sırasında camlar kırıldı. Acil polikliniğinin önünde yaşanan gerginlikte polis içerde hastalar olmasına rağmen gaz bombası kullandı. Bir polisin yaralandığı arbede sonrası acil bölümündeki güvenlik kameraları kırıldı, yine acil bölümünde bulunan polis odası ateşe verildi. BDP Hakkâri İl Başkanı Rahmi Kurt Yüksekova Haber muhabirine yaptığı açıklamada, MEYADER öncülüğünde mezarlıklara yapılan ziyaret sırasında çarşı merkezine gelen kitleye polisler tarafından saldırı düzenlendi. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre hedef gözetilerek de iki arkadaşımız şehit düşmüştür. Hastaneye geldiğimizde polisler tarafından hastalara ve kalabalık kitleye gaz bombası ve plastik mermi ile tekrar müdahale ettiler. Bizleri tartaklayarak gözümüzün önünde cenazeleri yerden sürükleyerek araçlara bindirdiler. Savcılığa bildirmemize rağmen binlerce kişi hastanede olduğu halde polis orantısız güç kullanılarak vatandaşlara gaz bombası ve plastik mermi ile müdahale ettiler dedi.

Öte yandan Yüksekova Devlet Hastanesi'ne kaldırılan cenazeleri sahiplenen kitleye üç defa gaz bombaları ile müdahale eden polisler, hastanenin camlarını kırarak, uzun namlulu silahlarla havaya onlarca defa ateş etti. Cenazeleri acil servisten zorla alan polisler, cenazeleri farklı bir bölüme götürdü. Ardından kitlenin ısrarı üzerine cenazeler ailelere teslim edilerek, morga götürüldü. Ardından cenazeler, Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora, BDP yöneticiler, yaşamını yitirenlerin ailesi ve arkadaşları tarafından iki ambulans eşliğinde otopsi yapılmak üzere Van Bölge Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Cenazelerin götürülmesinin ardından polisler hastanenin içine biber gazı atarak, kimsenin dışarı çıkmasına izin vermedi. Dışarıda biriken yurttaşlara da gaz bombaları atan polisler, havaya defalarca ateş açtı.

HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER

Olaylar PKK’lilere ait mezarların tahrip edildiği iddiası ile başlamıştır. 6 Aralık2013 Cuma günü öğle namazından sonra saat 12.30'da Orman Mahallesi'nde toplanan kitle bir yürüyüşle çarşı merkezinde bulunan Oslo Oteli önünde saat basın açıklaması yapmıştır.

Açıklamanın ardından basın açıklamasına katılan göstericiler ile polisler arasında çatıma çıkmıştır.

Akşam saatlerine doğru Şemdinli Yolu Üzeri ve Eski Kışla Camii yakınlarında çatışma şiddetlenmiş ve akşam ezanından hemen sonra silah sesleri duyulmuştur.

Silah seslerinden sonra birbirine yaklaşık 200 metre aralıklarla AMCA Mehmet Reşit İŞBİLİR 34) ve yeğen Veysel İŞBİLİR (32) ateşli silah sonucu öldürülmüşlerdir.

Yaptığımız incelemeler esnasında öldürülme olayı ile ilgili olarak bilgisine başvuracağımız herhangi bir görgü tanığına ulaşılamamıştır.

Yaptığımız inceleme esnasında Yüksekova’daki gergin ortam ve olayların yoğunluğundan dolayı resmi yetkililerle görüşülememiştir.

Hastanede polisin gaz bombası kullandığı ve hem yatan hastalara hem de ölülerin yakınlarına gazdan etkilenmiştir.

KANAAT ve ÖNERİLER

Olayın çıkış sebebi olarak gösterilen PKK militanlarına ait mezarların tahrip edildiği iddiasının doğru olup olmadığı hakkında resmi yetkililer doyurucu bilgiler vermelidir. Kim olursa olsun mezarlara zarar vermek insanlık onuruna yapılmış bir saldırıdır.

Toplumsal olaylarda ağır silahların hedef gözetecek şekilde kullanılması kabul edilemez bir durumdur. Şayet iddia edildiği gibi göstericiler arasında ateşli silah kullanılmışsa resmi makamlar bunu kanıtlamak zorundadır.

Olay ile ilgili olarak ulusal medyaya dağıtılan görüntülerden net bir şey anlaşılamamaktadır. Görüntülerin olay gününe ait olup olmadığı uzman bir heyet tarafından incelenmelidir.

Eğer görüntüler gerçek ise eli silahlı olarak gösterilen kişilerin öldürülen şahıslar olduklarını kanıtlayan deliller kamuoyuna sunulmalıdır.

Polis araçlarında ve çevrede kamera olmasına rağmen şahısların vurulma anına ait hiçbir görüntü resmi makamlar tarafından kamuoyuna sunulmamıştır.

Öldürülen şahısların polis ile çatışmaya girdiklerine dair resmi makamlar tarafından hiçbir bilgi ve belge kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu durum infaz olduğuna dair kuvvetli şüpheler ortaya çıkarmaktadır.

Hastanede cenazelerin polisler tarafından sürüklendiği iddiası ve gaz bombası kullanılması apaçık bir insan hakları ihlalidir. Bu konu ile ilgili sorumluların hesap vermesi gerekmektedir.

Polisin silah kullanma yetkisini düzenleyen kanun olan Polis Vazife ve Selahiyetleri kanunu, içeriğinde yapılan değişiklikle polisin yetkilerini arttırarak, keyfi silah kullanımına imkân tanımış, silah kullanma yetkisine sahip memurların aşırı yetkilendirilmesi sonucu bu gibi can kayıpları ile karşılaşmaktayız.

Kürt Sorunu’nun çözümüne yönelik yürütülmekte olan Barış Süreci çerçevesinde taraflar arasında uzun bir süredir bir ateşkes süreci yaşanmaktadır. Bu olay neticesinde ortaya çıkan tablo barış sürecinin sekteye uğraması için çok büyük bir provokasyon ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.

Devletin resmi yetkilileri ve PKK yöneticileri bu olayın bütün yönleri ile aydınlatılması için gerekli çalışmaları başlatmalıdırlar. Taraflar barış sürecinin devam etmesini istiyorlarsa olayla ilgili birbirlerini suçlamaktan vazgeçmeli ve olayın bütün boyutları ile ortaya çıkarılması için çaba sarf etmelidirler.

Ortadoğu’nun bu puslu havasında böyle bir provokasyonu tezgâhlayacak güçlerin varlığı yadsınamayacak kadar büyük bir gerçektir. Bu olay aydınlatılamaz ise bu türden olayların artarak devam edeceği tehlikesini göz önünde bulundurmak gerekir.

MAZLUMDER HAKKÂRİ ŞUBESİ