Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'ndan Rezerv Açıklaması

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'ndan Rezerv Açıklaması

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "2017-18'den sonra yurtdışındaki tüm altınlar Türkiye'ye getirildi. Şu an Merkez Bankası rezervlerinde 720 ton altın var” dedi.

Son dakika haberi: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, TRT Haber, CNN TÜRK ve A Haber ortak canlı yayınına katıldı. 

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 128 milyar dolarlık banka rezervine ilişkin "Bugün rezerv konusu tartışılırken, o günkü şartları değerlendirmemiz ve o günkü şartlara bakmamız gerekiyor." açıklamasını yaptı.

Kavcıoğlu, muhalefetin gündeme getirdiği 128 milyar dolar ile ilgili rakamların saklandığı iddiasına "Peki siz rakamları sakladıysak nereden çıkardınız bu 128 milyar doları?" dedi.  

Başkan Kavcıoğlu, birilerine ayrıcalıklı döviz satışı yapıldı iddiasıyla ilgili olarak, "Böyle bir durum söz konusu değildir. Döviz işlemlerinin sonucunda vatandaşın burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır." ifadelerini kullandı.

 Kavcıoğlu, canlı yayında Merkez Bankası'nın altın rezervlerini açıklayarak, "Türkiye'de yıllardır 120 ton altını vardı. 2012'de başlıyor. 2019 ve 2020'de Türkiye 720 ton altına çıkıyor. Türkiye'nin şu an merkez bankası rezervlerinde 720 ton altını var" dedi.

Başkan Kavcıoğlu’nun açıklamalarından satır başları:

128 MİLYAR DOLAR TARTIŞMALARI

2018-2019 ve 2020 yıllarına baktığımızda bu tartışmalar aslında daha değer kazanıyor. 2020 yılında dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yatırımların azaldığını görüyoruz. Merkez Bankası'nın da bu yatırımlardan aldığı pay da doğal olarak azalıyor.  IMF'nin az gelişmiş ülkelere 110 milyar dolar yardımı söz konusu. Bunlar keyfi keder olan işler değil. Dünya birçok kriz yaşadı ama 2020 pandemi krizi dünyayı çok kötü şekilde etkiledi. Daha önceki krizlerin bir altyapısı vardı. Ama pandemi krizi insanların ne yapacağını bilmediği, ülkelerin kapandığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu ortamda Türkiye biraz daha ayrışıyor.

IMF'YE GİDİLECEK HABERLERİ YAPILIYORDU

Türkiye'nin 2013'ten sonra yaşadıklarına baktığımızda, daha sonra 2016'daki hain işgal girişimi, uçak krizi... Dönem dönem Türkiye'nin yaşadığı krizler var.  2018'de ortaya çıkan kur atakları ortaya çıktı. IMF'ye gidilecek, gitmek zorunda olduğu haberleri yapılmaya başladı. Türkiye bu süreci hem sağlık hem de para ve mali konularda iyi yönetti. 

REEL SEKTÖRÜN İHTİYACI REZERVLERDEN KARŞILANDI

Sosyal yardımlara gelindiğinde, devlet vatandaşımızın yanında oldu. Bu dönemi atlatırken yapılanları göz ardı edemeyiz. 2019 artı bir cari fazla verdik. 128 milyar dolar ile cari açığı finanse edildiği konuşuldu.  Merkez Bankası olarak verdiğim rakamlar nettir ve doğrudur. Pandemi döneminde dünyada yaşananlarla beraber Türkiye'de yaşananlarda bir döviz talebi ya da yabancı insanlar ülkesine dönecek, bu parayı istiyor. 2020 sonu itibarıyla reel sektörün döviz pozisyon açığı 208 milyar dolardan 157 milyar dolara indi. Bu, rezervlerden ya da Merkez Bankası'nın yaptığı bu işlemlerden karşılandı. Sizin bu talepleri bir şekilde karşılamanız lazım. Karşılamazsanız, o zaman oluşacak şeylerle Türkiye yüzleşecektir, karşı karşıya kalacaktır. 2020 sonunda Türkiye bütün bu taleplere cevap vermiştir. Hem reel sektör yurtdışı borçlarını ödemiştir, bankacılık finansal borçlarını ödemiştir, kendi ithalat borçları dahil varlıklarını artırmıştır.

TÜRKİYE 1984 YILINDA REZERV BİRİKTİRMEYE BAŞLADI

Bunun sağlıklı işlediğini şuradan görebiliriz: Faiz yükseldiğinde yabancılar yeniden gelmiştir. İnsanlar Türkiye'ye parasını getirir, istediği zaman da parasının alıp gideceği bir ortamın olduğunu çok net biliyorlar. Bu taleplerin karşılanması için Merkez Bankası o gün Hazine'yle beraber oluşturulan işlemler var. Rezerv konusuna geldiğimizde, Türkiye'de 83-84'ten sonra rezerv birikmeye başlıyor. 2020'ye geldiğinde 15-20 milyar rezervi var. Daha sonra 30 milyara kadar oluşan rezerv var. Kurun daha sağlıklı bir şekilde yönetilmesi için de yapılan işlemler var. Ama esas onun arkasında oluşan bir talep var. Gerçek kişilerden, reel sektörlerden, bankalardan talep karşılanmıyorsa ya fiyatlar yukarı gidecek, ya faizi yükselteceksiniz. Kendi içerisinde dengeye gelmezse Merkez Bankası orada piyasaya giriyor.

HAZİNE İLE YAPILAN PROTOKOL HAKKINDA

Hazine'nin MB'deki hesaplar kullanılarak döviz alım satımıyla piyasa arzının dengelenmesi 2017'de. Televizyonlarda bu işlemlerin 2019 seçimlerinden önce yapıldığı söyleniyor. Değil. MB dalgalı kura geçtikten sonra döviz alım ihaleleri 2016'ya kadar yapıyor, 2016'dan sonra bunu bırakıyor. Protokolün tamamen hukuki dayanağı var. MB'nda hukuki bir dayanağı olmayan hiçbir işlem yapılmaz. Bugüne kadar yapılmamıştır, bundan sonra da yapılmaz. Bu protokol dahilinde, 2017 Şubatından itibaren yapıldı. 2020'de yapılmasının nedeni de pandemi şartları. Bu işlemler gizli yapıldı, protokol açıklanmadı, rakamlar verilmiyor. Peki siz bu rakamları nereden biliyorsunuz? Biz bu rakamları açıklamadık. Dünyada en şeffaf veri açıklayan merkez bankalarından biri TCMB'dir. Günlük olarak açıklanır. Analitik bilanço okumasını bilen herkes buradan bu rakamları alır. Bizim analitik bilançomuzda o veriler günlük yayınladığı için zaten orada var. Gizlenen  saklanan bir şey yok. Bilançodan görüldüğü kabul edildiği zaman bu sefer kimlere satıldı demeye başladılar. Dünyada bu şekilde bir veri açıklama söz konusu değil. MB bireylere döviz satmıyor. İnsanların kafasını karıştırmak için 128, o kur 6.85. Belirli rakamlarla insanları bir yere götürmek için algı operasyonu. Böyle bir şey yoktur.

BİRİLERİNE AYRICALIKLI DÖVİZ SATIŞI YAPILDI İDDİASI

Böyle bir şey söz konusu olamaz, yapmak isteseniz de yapamazsınız. Merkez Bankası'nın veri açıklama konusunda şeffaflığı dünyadaki en iyi merkez bankalarından bir tanesiyiz. Bu kadar şeffaf bir bilançomuz var ve günlük oradan her şeyi izleme şansınız var. Biz kimseye 128 rakamını söyledik. Peki bu arkadaşlar bunları nereden buldular? 'Protokolün içeriğini açıklayın.' Böyle bir şey olabilir mi? Avrupa Merkez Bankası 2000 ve 2010 arası Euro'yu baskılayabilmek için yaptıkları işlemleri 10 yıl sonra, 2020'de açıkladı. Japonya Merkez Bankası sadece yıl sonu toplu olarak veriyor rakamları. Siz neden 2017'yi, 2018'i sormuyorsunuz? Daha önce döviz müdahaleleriyle yapılan işlemleri niye sormadınız? Daha önce döviz müdahaleleriyle yapılan işlemleri niye sormadınız? 2013, 2014 gibi dünyada oluşan bir ters gidiş, kuru baskılamak zorunda olduğunuz dönemlerde döviz satım müdahalelerinde bulunursunuz. Dönem dönem Merkez Bankası bunu kuru sağlıklı bir şekilde oynaklığının devam etmesi için müdahaleleri olmuş.  2016'dan sonra başka bir yol denenmiş.

AVRUPA MERKEZ BANKASI BU VERİLERİ 10 YIL SONRA AÇIKLIYOR

Kafa karıştırmak için algı operasyonu yapıyorlar. Önce bilançoyu sakladığımızı söylüyorlar, bilançoyu gösterince "Kime sattınız" diyorlar. Bakın dünyada bunun bir örneği yok. Avrupa Merkez Bankası bu verileri 10 yıl sonra açıklıyor. Euro'yu baskılamak için yapılan işlemleri 10 yıl sonra açıklıyorlar. Japonya Merkez Bankası yıl sonunda açıklıyor. Bankacılık yapan herkes bu işlemlerin nasıl yapıldığını bilir insanların aklını karıştırmaya çalışıyorlar.

'2020 KRİZİ KİMSENİN BURNU KANAMADAN ATLATILMIŞTIR'

Türkiye o krizi yönetebildiği için vatandaşımız o krizden etkilenmeden çıktı. 2019-2020'de hiçbir şey yapmayabilirdiniz, piyasaya bırakabilirdiniz. 2020 Türkiye dünya buhranından, hatta ondan da daha fazla sıkıntının yaşandığı bir yılı konuşuyoruz. Diğer ülkelerin nasıl destek aldığını biliyoruz. Diğer merkez bankaları yapınca TCMB hiçbir şey yapmadan mı duracaktı?  Öyle yapıldı, böyle yapıldı; sonucuna bakalım. Sonucunda Türkiye vatandaşı, reel sektör, kimsenin burnu kanamadan, pandemi krizi atlatılmıştır.

TÜRKİYE REZERVLERİNİN YAPISINI DEĞİŞTİRDİ

Kurun oynaklığının sağlıklı bir şekilde yönetilmesi, dolayısıyla müdahale değil. Ben başkan oldum, atandım. Pazar günü basın bildirisiyle açıkladım. Banka müdürlerine de bir müdahalemiz olmayacağını, herkesin kendi bilançosunu yöneteceği şeklinde mesajlar verdim. Ama gece Asya piyasalarında müthiş bir dalgalanma oluşmaya başladı. 11 milyar dolar o bir haftalık süre içerisinde piyasadan çıktı. Ben MB olarak hiçbir şey yapmadım, piyasa karşıladı. 2020'de dövize dönen bireyler otomatik olarak piyasada o talebi karşıladı. Döviz almak isteyenlere dövizini bozdurarak cevap verdi. O gün ülkemin rezervlerinde yeterli para olduğu için piyasa o 11 milyar dolarlık talebi karşıladı. Bir şeylere ulaşmak için değişik hesaplamalara gitmeye gerek yok. Türkiye Merkez Bankası olarak ve TC Devleti olarak şu an olmadığı kadar iyi durumda. Rezervlerin yapısı değişmiştir Türkiye'de. Yıllardır 120 ton altını vardı. 2012'de başlıyor. 2019 ve 2020'de Türkiye 720 ton altına çıkıyor. Türkiye'nin şu an merkez bankası rezervlerinde 720 ton altını var. Türkiye'nin 120 ton altını yurt dışındayken, 2017-18'den sonra Türkiye'nin tüm altınlarını Türkiye'ye getirmiştir. Türkiye'nin tüm altınları şu an Merkez Bankası'ndadır. Şu an bu yıllık 50 ton 1-2 yıl içerisinde 80 tona çıkacak inşallah.

ŞUANDA 90 MİLYAR DOLAR REZERVİMİZ VAR

Önümüzdeki hedef, rezervleri daha kalıcı, güçlü şekilde oluşturmak. Türkiye'de hem rezervlerimizi daha kalıcı hale getireceğiz, hem de üretimi, ihracatı finanse ederek daha iyi bir sistem oluşturacağız. 2003'e kadar rezerv yok. Şu an 90 milyar dolar brüt rezervimiz var. Rezervin açılımı da önemli. Yaklaşık %40'ı üzerinde Türkiye'nin kendi altın rezervi. 2003'ten sonra oluşan rezervler nasıl oluşmuş? Portföy girişleriyle, sıcak para girişleriyle. Kur düşük olduğu için döviz alım müdahaleleriyle oluşturulan bir rezerv var, 130 milyar dolara kadar çıkan. Yurt dışından gelen dövizlerin alım ihaleleriyle oluşturuyorsunuz bunu. Türkiye 2020'de de bunu yapmıştır. Şuraya gitmiş, bunun hesabına geçmiş; bu ifadeler doğru değil ve vatandaşımızı da yanlış yönlendiriyorlar.

REZERVLER SADECE YER DEĞİŞTİRDİ

Bankaların, piyasaların ihtiyacı olan TL'yi MB karşıladı. 'MB'nın kaybolan rezervleri' diyorsunuz ya, o rezervler sadece yer değiştirdi. Benim rezervlerimden çıkıp banka hesaplarına döviz olarak giden parayı ben o parayı tekrar alıyorum döviz olarak, piyasaya TL veriyorum. Bir rezerv kaybı, para kaybı, birilerine para verilmesi söz konusu değil. Giden paranın gittiği yer bankadaki döviz hesapları. Aradaki fark da, ben MB olarak para kazanıyorum. Aldığım dövizleri 2020-19'da daha yüksek kurla piyasaya verdiğim için kar ettim. Artı, dövizler karşılığında piyasadan TL çektiğim için şu an o TL'yi piyasayı fonlamak için kullanıyorum, kar ediyorum.

İHTİYAT AKÇESİ İDDİALARI

MB kâr etmiyor, kâr etmediği bir bilançoda ihtiyat akçesi nasıl olacak? Bunu söylüyorsunuz, bari bir dayanağı olsun. Esas kâr etmeye başladığından beri oluşuyor. Kara gün için ihtiyat akçesini nerede biriktirdiniz? MB'nın bilançosunda yok. Bir yerlere para aktarma söz konusuysa bu paralar nasıl oluşuyor? Veya siz neden yapmadınız daha önceleri? Başkanlık yapan arkadaşımızın konuşmalarını hayretle dinledim. MB Türkiye'nin en saygın kurumlarından bir tanesi. Burada yanlış bir şey olması mümkün değil. MB ve MB'da yetişen insanlar bu kadar hassasken, 128 milyar dolar gibi bir rakamı telaffuz edip, bu kadar insanı zan altında bırakmak hayret verici. Ve bunu eski Merkez Bankası başkanlarının yapması daha da üzücü. MB'nda yıllarca çalışmış, buradaki özeni bilen insanların bunlara taraf olması üzüyor. Merkez Bankası'nda yanlış olmaz. Verilerini günlük olarak açıklayan bir Merkez Bankası'nda nasıl yanlış olabilir? Bu kadar şeffaflık varken, bu rakamlar üzerinden yorum yaparken, bizim bir şeyler gizlediğimizi söyleyerek kamuoyunun kafasını karıştırmanın nasıl bir anlamı olabilir?

ENFLASYON VE FAİZ AÇIKLAMASI

Türkiye'nin %5 enflasyon hedefi var ve bu hedefi tutturana kadar sıkılaşmaya devam edeceğiz. Bireysel kredilerle ilgili tedbirler alacağız. Faize karşı olmayan var mı? Yüksek faizden memnun olan kim var? Negatif faizden bahsediyorsak veya yükselen bir enflasyonda farklı şeyler konuşuyorsak bu başka bir şey. Bizim piyasaya verdiğimiz mesaj çok net. İlk gün saat 10'da basın bildirisi açıkladım, aynı mesajları verdim.

İŞ DÜNYASINA MESAJ

Türkiye ilişkileriyle çok güçlü bir ülke. Türkiye bu ilişkilerini en iyi şekilde yürütecektir ve bunların siyasi olarak Türkiye'ye olumlu yansıyacağından ve böyle görmelerini tavsiye ederim. Türkiye, son yıllarda kendini kabul ettirdiği bir dış politika izliyor. Doğu Akdeniz olsun, Libya, Irak, Suriye politikaları olsun, Türkiye oralarda, hem sahada, hem de masada güçlü bir ülke. Arkasında güçlü bir ekonominin, iktidarın ve milletin olduğunu unutmayalım. Türkiye artık göz ardı edilen veya evrilebilen bir ülke değil. Türkiye çeşitli sıkıntıların üstesinden gelirken hepsinin arka planına bakmak lazım. Rezervleriyle, Merkez Bankası'yla, ekonomisiyle güçlü olmasa oralarda onları yapamazsınız. İHA'lar, SİHA'lar parasız uçmuyor. 70'li yıllarda Kıbrıs Harekatı dışında uluslararası arenada sürdürülebilir bir dış politikamız yok. Ama son 10 yılda Türkiye bütün coğrafyalarda sürdürülebilir, bir şekilde o coğrafyalarda varlığını sürdürebiliyor ve istediği sonuçları alabiliyor. Biz bunların yönetilebilir olduğunu düşündüğümüz için görüşmeler olumlu geçecektir. O olayların gerçeğini de bildiğimiz için Türkiye'nin duruşu nettir. İş dünyasına da bir mesaj vereyim. Rezervler konusunda da iş dünyasının taraf olması gerekiyor bence. 2020'de bu talepleri karşılanmasa borçları kapatılmazdı, o varlıklara sahip olamazlardı. Türkiye'yi, TCMB'yi yıpratmamamız lazım. Olmayan bir şeyi rakamlarla süsleyerek yıpratmanın kimseye bir faydası yok. Bunların zararını Türkiye görüyor. Sonuçta dönüyor iş dünyası, sokaktaki vatandaş ve devlet görüyor zararını.