"Mesele ne Şiilik ne de Hizbullah"

"Mesele ne Şiilik ne de Hizbullah"

İhvan-ı Müslimin lideri Kemal Helbavi, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'i Filistin davasını tasfiye etmek için çalışmakla suçladı.

Mısır'daki İhvan-ı Müslimin mensuplarının Gazze'deki kardeşlerine yardım malzemesi ulaştırdıkları için yargılanmalarını şiddetle eleştiren İslami Vahdet Konseyi Genel Sekreteri Avrupa'nın önde gelen İhvan liderlerinden Helbavi "Mübarek başkanlığındaki Mısır, Filistin davasını tasfiye etmek istemektedir. Fakat onlar Filistin davasına hizmet ettiklerini zannediyorlar. Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün Filistin davasını tasfiye etmek istemektedir. Mısır'da yargılanan İhvan-ı Müslimin davasındaki suçlamalar temelden yoksundur. Hizbullah, Şii yapılanması ya da Cihad ve Tekfir üzerindeki suçlamalar da temelden yoksun. Esas mesele, Filistin'e, Gazze'ye ve özellikle de Hamas'a nasıl baskı yapabilirimdir. Ki Hamas da Abbas gibi olsun. Hamas, Abbas gibi olursa mesele burada biter ve Mısır rejimi de rahatlar. Gazze'de Hamas'ın yerine Abbas olsaydı ne Amerika ne Siyonistler ne de batı için bir sorun olurdu" dedi.

Şii ve Sünniler arasındaki vahdetin korunması çağrısında bulunan Helbavi, el Alem'e yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü: "Mısır hükümetinin Şah dönemindeki İran'la ilişkilerinde, Şiilerle ilgili hiçbir sorunu yoktu. Çünkü o günlerdeki İran, laik, uşak, batının yararına çalışırdı. Enver Sedat da aynı hedefler için çalışmaktaydı. O günler de hiçbir sorun yoktu. Ne alimler arasında ne de hacca gidenler arasında hiçbir sorun yoktu. Sorun, İslam Devrimi'nin gerçekleştirilmesiyle başladı. Burada tekrardan söylemek istiyorum. Esasında Şiilerle Sünniler arasında hiçbir sorun yok. Şiilerle Sünniler arasında çatışma ortamının yaratılması, Siyonistlerin menfaatinedir. Ümmeti birbirinden ayıran ve parçalayan bir siyasi anlayış var. Buna mukabil Amerika'nın dayatmalarına ve Siyonizme karşı bir duruş var" İslami hareketlerin oynayacağı en önemli rol, Siyonizme ve Amerika'nın hegemonyasına karşı halkları uyarmaktır.

Ezher üniversitesinin Şii mezhebinin sahih bir mezhep olduğu ve bu mezhebe göre ibadet edileceğine dair fetva yayınladığını hatırlatan Helbavi, Mısır'da şii mezhebine mensup olanların suçlanmasına sert tepki gösterdi. Helbavi "Bir kişi şii mezhebine mensup olduğu için suçlanabiliyor. Ama Mısır'da gece gündüz İslam'a hakaret edenler suçlanmıyor. Bu, son derece tehlikeli bir durum" dedi.

Helbavi, Mısır'daki sivil mahkemelerin bazı İhvan liderleri hakkında beraat hükmü vermesine rağmen kararın uygulanmamasını eleştirerek "Bu basit bir tutuklama olayı değil. Mısır rejimi, İhvan-ı Müslümin'e karşı savaş açmıştır. Tabi sadece İhvan'a değil.. Önceki gün avukatlar, bir protesto gösterisi düzenlemek istedi. Fakat rejim engelledi. Onlardan hiçbirisi ne İhvan'dan ne şii ne de Hizbullah'tandı. Mesele ne Şiilik ne de Hizbullah. Mesele, batının hegemonyasına karşı duranlara ve Filistin davasına destek verenlere baskı uygulamaktır" dedi.

Helbavi, Mısır istihbaratının direniş karşıtı tutumunu tepki gösterdi ve "Siyonistlerin herhangi bir izin ya da vize almaksızın Mısır topraklarına girmesine izin veren ama Gazze halkına, Hamas'a yardım etmek için Mısır'ı kullananlara engel olan Mısır istihbaratı utanmalıdır. Yazıklar olsun Mısır'a. Bunlar, Gazze'de olanlar karşısında utanacak da değiller. Tüm Mısır halk Gazzelilere yardım etmek istiyor. Gazze'yi imar etmek istiyor. Mısır istihbararına ve hükümetine yakışan Amerika'nın ve batının İsrail'i silahla desteklediği gibi Gazze'yi silahla desteklemesiydi. Bu, Mısır istihbaratının ve ordusunun görevi olmalıydı. Siyonistler Mısır topraklarındayken Mısır ordusu ne yapıyor? Mısır polisi ne yapıyor?" diye konuştu.

Helbavi, açıklamasına şöyle devam etti: "Şimdi, Mısır'da Hizbullah hücresi adı altında yargılananlar, Mısır Yüksek Devlet Mahkemesi'nde yargılanacak. Bu mahkeme, 1981 yılındaki olağanüstü kanunla birlikte kuruldu. Bu Mahkemede en tehlikeli husus, itirazlar kabul edilmiyor, karar gözden geçirilmiyor."

Konuşmasının devamında Mısır'ın geri kalmışlığına dikkat çeken Helbavi "Mısır'da İsrail ve Fransa'da olduğu gibi nükleer enerji hakkının olduğunu ilan eden var mı? Yok! Mısır'da İran'da olduğu gibi araştırmalar yapılıyor ve insanlar teşvik ediliyor mu? İstisnalar hariç Yok!" dedi.

Mısır hükümetinin Sünniliği savunma iddiasıyla Şiiler üzerinde baskı oluşturmasına değinen Helbavi "Mısır rejiminin Sünnileri savunduğu iddiası şaşılacak bir şey. Çünkü Mısır rejimi, sadece Şiilere değil Sünnilere de baskı uyguluyor. Mısır rejimi, İslami hareketlerle alakası olan herkese baskı uyguluyor. Bunun için Mısır'ın Sünni ve Şiilikten söz etmesi utanç vericidir. Mısır, mezhepler okuludur. Mısır şimdiye kadar her türlü fikre açık olmuştur. Müslümanlar arasında bu tefrikayı çıkartanlara yazıklar olsun. Tefrika kararları batılıların da katıldığı İsrail'deki konferansta alındı. İki şey istiyorlar. Birincisi, şii ve Sünniler arasında tefrika üretilmesi. İkincisi de İran'ın askeri ve nükleer gücünü yerle bir edilmesidir" dedi.

Diğer yandan İnsan Hakları savunucusu Harun Verreqio ise Mısır rejiminin özellikle de siyasi tutuklulara işkence uyguladığını söyledi.

Harun, Mısır'daki Hizbullah davasından tutuklanan Yahya Şefik'in "Tutuklandığımız gün bizi Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ne ait hapishanelere götürdüler. İç çamaşırımıza kadar tüm elbiselerimizi çıkardılar. Bana, Mısır'daki teşeyyu faaliyetlerinden sordular. Gözlerim bağlı, ellerim de arkamdan kelepçeliydi. Sık sık jopladılar ve elektrik verdiler" sözlerini hatırlatarak Mısır'ın yıllardır devam ettirdiği olağanüstü kanunun, insan hakları üzerinde tehdit oluşturduğunu savundu.

Harun, "Biz, Mısır hükümetinin bu tür uygulamalarını şiddetle kınıyoruz ve siyasi tutuklulara karşı uluslar arası kanunlar çerçevesinde muamelede bulunmaya çağırıyoruz. Biz, bununla ilgili üzerimize düşenleri yapacağız" dedi.

isra haber